Görüldü ki Türkiye Kupası’nda pabuç pahalı.  Kırklareli’nin Başakşehir’i eleyişi, ardından Erzurumspor’un Beşiktaş’ı devre dışı bırakışı, Trabzonspor’un da Denizlispor karşısında ecel terleri döküşü, belli ki Rizespor’a moral olmuştu Galatasaray’la oynadıkları kupa maçı öncesi, İyi direndiler, hücuma çıktılar, oyuna ortak oldular, hatta maçın uzatma dakikalarında kupaya tutunacak pozisyon bile buldular, ama Galatasaray’ın ‘kadro kalitesi’yle, son 2 maçta belirginleşen, “istencine” boyun eğdiler.

Aslında Galatasaray, geçen haftaki Denizlispor lig maçı kadrosuyla devam etse, turu bu çok daha rahat geçerdi. Ancak, belli ki Fatih Terim, bazı oyuncuları dinlendirmek istemiş. Örneğin takımın son 270 dakikadır ‘kalite’sini arttıran Emre Akbaba’yı hiç düşünmedi, sol kanada işlerlik kazandıran Saracchi ile kadrodaki tek santrfor Falcao ve stoper Donk’u uzunca bir süre kenarda tuttu!

Gelgelim, Galatasaray aksıyordu. Öyle ki 1-0 öne geçtikten sonra Rizespor’un hücumları, defoları ortaya koymaya yetti. Ahmet-Marcao ikilisinin koruduğu savunmayı ‘yol geçen hanı’na çevriliverdi 5-10 dakikada. Eğer Lemina libero görevini üstlenip tandemin arasına girmese çok daha fazla karışırdı o savunma. Yine orta alanda Taylan enerjik gözükse de son toplarda yoktu, moralsiz Belhanda da idare etti, Sekidika’nın çabası ise hücumu renklendirdi, ama getirdiği toplara dokunan olmadı, Adem’in penaltısı, bu sönük görüntüyü biraz hareketlendirse de Şener’in çizgiden çıkardığı top maçın dengeye geldiğinin sinyalini verdi. Hemen sonrasında  kaleci Okan’ın acemiliğinin yol açtığı penaltı da skoru eşitleyecek, maç bir anlamda yeniden başlayacaktı. 1-1 sonrası, tehlikenin farkına varan Fatih Terim kulübedeki  ‘hamle’ oyuncularını sahaya sürüp, turu getiren skorun elde edilmesini sağladı. Çünkü Saracchi ve Falcao’nun katılımı ile Rizespor’un dengesi bozulacak, sahanın tartışmasız en iyisi Lemina’nın kafa golü çeyrek finali getirecekti. Evet, kazanan her zaman haklıdır dense de görünen o ki, Sarı-Kırmızılılar’ın işi zor. Hele hele Rizespor’un 90 artı 6. dakikada ağlara gönderip faule takılan pozisyonu da düşünülürse, Fatih Terim’in  her maça elindeki kısıtlı kadrodan ‘en iyi 11’i çıkartmak zorunda.