Futbolda, hakemler üzerinden başlayıp futbolculara, oradan başkanlara uzanan bahis skandalı; İstanbul Başsavcılığı’nın önceki gece sabaha karşı yaptığı, “kapsam genişliyor” açıklamasıyla aslında buzdağının altındaki büyüklüğü ortaya koyuyor. Çünkü Türkiye’deki yasa dışı bahis, şike ve kara para ayağı tahmin edilenin de ötesinde. Geçen hafta yasa dışı bahse 100 milyar dolar gibi bir paranın akmış olabileceğini söylemiştik; bu rakam çok daha fazlaymış. Çünkü işin içinde artık kara para var Türk ekonomisini allak bullak eden. Savcılığın yaptığı, “Biz bu işi futbolcu ve hakem üzerinden okumuyoruz” yorumu önümüzdeki günlerde konu menajerlere, menajerlerin çalıştığı teknik direktörlere ve onların sağa sola gönderdiği futbolculara kadar uzanacak. Çünkü kirli çarkın içindeki bu isimler kendi maçlarına veya ilişkide bulundukları “bahis-daş”larının maçlarına oynuyorlar, elbette maçın sonucunu veya maç içindeki kırmızı kart gibi, penaltı gibi ayrıntıları bilerek! Şu an kulüp adı veya şahıs ismi vermek savcılığın soruşturmasını değil MASAK ve siber polisin araştırmasını da sıkıntıya sokar, ancak yakında “Vay be” deriz.
Şimdi burada futbolcu, hakem, teknik adam, menajer ve yöneticileri suçluyoruz, peki sistemin hiç mi kabahati yok? Var ne yazık ki! Sistem de şöyle: Türkiye’de Spor Toto Teşkilat Müdürlüğü’nün onay verdiği firmalar üzerinden futbolcu, hakem, teknik adam, TFF çalışanı değilseniz yasal olarak bahis oynarsınız. Ve Spor Toto teşkilatı da gelen parayla spor sahalarının yenilenmesinden, tüm federasyonlara ayrılan ödeneklere kadar spor ailesini destekler (Genel müdürlük ve Bakanlığa teşekkür etmek gerekir burada). Ancak, Türkiye’de dönen bahis parasının yüzde 80’inden fazlası yurt dışındaki, Türkiye’de yasal olmayan, Edirne sınırları dışındaki firmalara gidiyor bu sistemde. Çünkü yabancılar maç sonuç vb. tercihlere daha fazla oran veriyor. Yurttaş da riski göze alıp yasal olmayan; hani şu milli maçlar dahil reklamını gördüğümüz “bilmem ne bet.” firmalarını tercih ediyor. Bu çarkı bir bilene sordum, yanıtladı: “Türkiye’de kartel var. Eski TFF ve kulüp başkanı bir ismin ağırlığı nedeniyle oranlar artırılmıyor. Oynatıcı firma parayı götürüyor.” Oysa fındıkta bile regülasyon uygulayan devlet, bu işe el atar, resmi bahis işini oynatan şirketlere, “Avrupa’daki oranlar neyse aynısını verin, daha az kâr edin, ülke de vergisini alsın, yasa dışı bahis dursun” derse konu çözülür. Kıbrıs, İngiltere, Gürcistan, Sırbistan’daki firmalar kazanacağına yüce Türk Devleti ve milleti kazanır. 1-2 patron değil!