İktidarları Ucubeleri Fışkırıyorken...

05 Mart 2015 Perşembe

Mehmet Aksoy’un Kars’taki “İnsanlık Anıtı”nı yıktıran dönemin Başbakanı, bugünün Cumhurbaşkanı Erdoğan, sanat eserine “ucube” dediği için tazminata mahkûm oldu. Haberin değerlendirilmesinde, “Bağımsız karar verebilen yargıçlar da varmış...” yaklaşımını duyunca, ağlanacak halimize gülme sınır noktasını çoktan aştığımızın burukluğuyla kendimi,“Yaşasın, her istediklerini yapma, ucubelerini fışkırtma hakkı da iktidarlarının...” diye mırıldanıyorken yakaladım...
Kamu erkini temsil eden bir otoritenin, sadece ve sadece sanata, sanatçının onuruna hakaret edemeyeceğini onayan sıradan bir yargı kararının, hâlâ bağımsız yargıçların çıkabildiğine şaşkın, sevinilebilen bir çizgide haberleştirilmesine, görüntülerde, Aksoy’un İnsanlık Anıtı’nın iktidarları erki adına yaptıran belediyenin öncülüğünde inşaat makineleriyle yıktırılması kareleri eşlik ediyor... Haydi belleğimizi tazeleyelim...
Afganistan’da Taliban’ın fanatik militanlarının heykelleri kırma görüntüleri çok taze, Kars’taki sınıra bakan bir tepede, Ermenistan’dan insan gözü ile görülebilen “İnsanlık Anıtı”, Erdoğan’ın bilinen, seçilmiş bir siyasetçinin ağzından çıkması beklenmeyen öfkeli çıkışı ile haksız, hukuksuz, yargı kararları yok sayılarak apar topar yerle bir edilmiş, yok edilmişti... Elbette heykele put bakışı dillendirilmemiş, “İnsanlık Anıtı’nın” yapılmasının siyasal mesajından rahatsızlık ağza alınmamış, “ucube, çirkinlik, acayiplik” damgalamasına, İslami değerler içinde tarihi yeri olduğu söylenen, hâlâ da görünür kılınmaya değer bulunmamış uzaktaki harabeler gerekçe yapılmıştı...

***

Uluslararası, ulusal sanatı, sanatçının onurunu, heykel sanatını savunma çabalarının, protestoların iktidarları için öfkeli, hukuksuz güç gösterisi, siyasal İslamcı propaganda aracı yapılmasının, bugüne kadar çok fazla örneğine tanık olmakla kalmadık. Yağmacılık boyutlarında, hak-hukuk devleti düzeni, yargı kararlarının yok sayılarak iktidarları ucubelerinin fışkırtılmasının, ülkemizi, kentlerimizi, yaşamımızı karartan yeni örnekleriyle yüz yüze kaldık... Erdoğan’ın buyruğu, tak-şak ilişkileri içinde, anıt yaptıran belediyenin ihalesi ile bir inşaat şirketinin makineleriyle parçalanarak yere indirilmesi, belediyenin çöplüğüne atılan parçalar haline getirilirken...
İstanbul’da yaşadığım Sulukule’deki sadece İstanbul değil, dünya tarihinin en görkemli, korunması gereken tarihi anıtları arasında yer alan Bizans surlarının dibinde, gerçek bir iktidarları ucubesi TOKİ eliyle yaratılıyordu. Sayısız yasa, hukuk, yargı kararı ilkeleri ayaklar altına alınarak Romanlar evlerinden atılıyor, onlara ev yapma yalanı projesiyle, Bizans surlarının daracık sokağının karşısında olmayan, Osmanlı kaçıncı tip çirkin taklidi olduğu açıklanamayacak, bitişik nizam ahşap evler ya da sözde konaklar, surların üzerinden yükseltiliyordu...
Rantını kimler paylaştılar bilemem, AB ilgili kültür organlarından bile “cinayet işleniyor” itirazları, kapı gibi meslek örgütlerinin, mağdur Romanların hakları, yeraltından çıkıp kapatılan tarihi eserler adına alınmış sayısız yürütmeyi durdurma kararları... hukuk devleti düzeni yok sayıldı... Resmen inşaatlar durdurmuş kapı gibi üst yargı kararı varken TOKİ inşaatları bitirildi, ikinci el satışlarıyla, Sulukule konakları, ağırlıkla zengin Arap sığınmacılarının mülklerine dönüştü... Eski sahipleri Romanlar Karagümrük arka sokaklarında çok daha yoksul, insanlık dışı koşullarda sığıntı, önlerinden geçemiyorlar...
Saray odakta, uç örnek, iktidarlarının ucubeleri her yerden fışkırıyorlar...
 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Bugün 23 Nisan... 23 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları