Gerçeğini ararsanız Berin Nadi, İlhan Selçuk, Sami Karaören, Oktay Kurtböke gibi Cumhuriyet gazetesinin o dönemlerinde ağırlıkları, katkıları çok önde isimleri de katmadan olmuyor. Az konuşan, çok koşturan, çok atak ancak depremden çok korkan sevgili arkadaşım, uzaktan izleyebildiğim kadarı ile yaşam biçimini hiç değiştirmemiş. Emeklilik yıllarında öncelikleri çok fazlasıyla değişmiş. Silivri’nin sokak köpekleri ile kedilerinin gönüllü bakıcı anaları, kadın örgütlenmeleri öncelikli sosyal çalışmalardan kopmadan, becerikli pazarlamacılık çalışmalarından vazgeçmemiş.
Bilmiyordum yine aceleye getirdiği söyleşisinin içinde öğrendim, 1983 yılında Nadir Nadi’nin doğrudan kendisini aradığı bir telefonda aldığı çağrı ile, Cumhuriyet ailesine, dağıtım pazarlamacılık yapmak üzere katılmış. Dağıtım, pazarlama işlerinde, satış müdürlüğüne kadar yükselmiş. Benim de yakından tanıklık ettiğim Cumhuriyet Kitapları yıllarına sonradan geçiş yapmış.
Burada bir tırnak açmalıyım. Nadir Nadi yönetiminde, Cumhuriyet gazetesinin içinde, ülkemizin kendi bilim alanlarının en kıymetlileri danışmanlık kimlikleriyle toplanmışlar. Prof. Cavit Orhan Tütengil de içlerinde, Osman Nuri Torun, Özer Derbil... Aynı zamanda ünlü 2. sayfamızın yazarları, Ord. Prof. Hıfzı Veldet Velidedeoğlu Hoca’mız, Oktay Akbal, Vedat Günyol gibi isimler, danışmanlar ailesinin içindeydi.
***
Çağdaş Yayınları, 1973 yılı sonbaharında, Sami Karaören’in yönetiminde kurulmuş. Cumhuriyet Kitapları’nın kuruluşunun kurumlaşması Şubat 1984. Cumhuriyet Kitapları’nın ilk baskısı Ekim 2024. Fazilet Kuza ile, bir tür kadın dayanışması içinde gelişen dostluğumuz ise büyük körfez depremi ile çakışmakta. Evi Müjdat Gezen’in kültür merkezinin karşısındaki sokağın üst katlarında. Nasıl korkmuşsa evine dönmeyi aklının ucudan geçiremiyor. Biraz gülümsetmek üzere de... Bana da geceleri onunla birlikte gazetede kalmak sorumluluğu düşüyor. Yerinde durabilse ne ise gecenin her saatinde Sultanahmet Meydanı’nda sabahlamayı seçenler arasında turlar yapıyoruz. Yerinde duramadığı için de Eminönü’ne iniyoruz. Suyun sallantısı ile çığlık atmasıyla geriye dönüş turları yaşanıyor. Berin Nadi aile kültürlerinin anaçlığı ile Yeniköy’de yanında kalmasını önermiş. Boğazın dalgaları aklına gelince reddedivermiş.
Söyleşinin en başından altını çizdiğim gibi, hiperaktif kişiliklerle söyleşi yapmada bu ikinci zorlukla karşılaşmam. İlkinde bir ömür yanında olduğum, Türk Tabipleri Birliği başkanlığına geldiği günlerin sonrasını eksiksiz paylaştığım, çok yakın ayrılışının acısı sıcak Erdal Atabek’i de konuşturabilmekte başarısız kalmıştım. Fazilet Kuza da söyleşi için mikrofonun takılmasının hemen ardından, en çabuk nasıl kaçabileceğinin derdine düştü.
Zorlamalarımla ancak Deniz Som içlerinde çok değerli bir kitap kulübü çalışmalarının kimi paylaşımlarını aktardı. Gerçek bir ekip, uzmanlık çalışmaları söz konusuydu. Kitap seçiminden başlayan, kitapların doğru okunması, yazarın yönlendirilmesi üzerinden uzman isimlerin katkılarından örnekler verildi. Kimileri aramızdan erken ayrılmış isimleri sevgiyle, saygıyla bir kez daha anmış olduk.
Cumhuriyet Kitapları’nın günümüzde yükselen katsayılarında, yazar katkılarının kimlikleri başta, kurumlaşmanın değerinin altı çizilmeli. Devleşen bir yayın kadrosunda, Cumhuriyet Kitapları’nın yükselişindeki geçmişinden beslenen özeni, geleneği, bugün yayına girecek YouTube söyleşimizden izleyebilirsiniz.