Ord. Prof. Hıfzı Veldet Velidedeoğlu’ndan özel bir paylaşımıyla girmek, eşi olmasıyla onur duyduğu Meriç Velidedeoğlu’nun toplumsal savaşımda soluksuz sürdürdüğü çabalarına geçiş yapmak, sizlerle de paylaşmak istiyorum. Hocamızın bedeninin reddettiği bir baypas operasyonu sonrası hastane odasındaydık. “Biliyor musun? Ben Meriç’le 15 yıldır evliyim. Gerçeğinde otuz yılı devirdik. Çünkü birlikte devrimlerin en ince ayrıntıları üzerinden sabahlara kadar uyumadan çalıştık” diye söze girmişti.
Hocamızla, Cumhuriyet Vakfı’nın kuruluşu ile çakışan en zorlu yıllarımızda vedalaştıktan sonra, Cumhuriyet ailesinin en zorlu günlerindeki duruşlarıyla gücümüze güç katan Meriç Velidedeoğlu’nun, kimliği, direniş gücünün anlamı üzerinden neleri anlatmakta olduğunun sayısız örneğini yaşadık. Kuşkusuz ilk örneklerine, Ergenekon davası üzerinden gazetemizin bahçesinde örgütlediği kadın direnişlerinde tanıklık ettik.
Bahçemizi dolduran kadınların güçlü protestoları arasında düzenlenen dayanışmaya dönük imza günleri efsane olmuştu. Fotoğraflarda şimdilerde üniversite öğrencisi büyük torunum Erdem, Meriç Velidedeoğlu’nun kucağında birlikte imza atıyorlarmışçasına okurlar tarafından ödüllendirilmiş olarak çikolatalarını devirirken dayanışma çağrısına katılmış gazetecilerin önünde, içeridekilerin yerine kitapları imzalanıyor.
Tutuklu gazetecilerin cezaevlerinden çıkarak kendi kitaplarını imzalayacakları günlerin yakın olacağının müjdesi içerikli sloganlar atılıyor.
***
Meriç Velidedeoğlu, incecik bedeni içindeki yüksek enerjisi ile bu kadarıyla durur mu? Hafta sonları telefonla arayarak, saatlerini vererek tutuklu Genelkurmay başkanı ile birlikte olanların tümünün eşlerinin katılacakları direniş eylemlerinde buluşmamızı istiyor. Örneğin bir hafta sonu eşlerle birlikte Beşiktaş Parkı’nda yapılan protesto eylemindeyiz. Eşlerin yanında hukukçu konuşmacıların altını çizdikleri hukuksuzlukların içerikleri birbirinden değerli, çarpıcı, duruşma salonunun dışındaki parklarda halkımıza ulaştırılmış oluyor.
Meriç Velidedeoğlu’nun üstüne aldığı sorumluluklar üzerinden, enerjisinin hızına hiç fren konabilir mi? Anımsayabilirseniz o döneme özgü askeri davalara, darbe suçlamalarına nokta konamamıştı. Meriç Velidedeoğlu’nun koşturmacaları üzerinden sorumluluklarına nokta konabilir miydi ki?
Gazetenin söz konusu dönemlerdeki yönetim yapılanması içinde, bendenize koşturmacalara dönük kapılar kapatılmıştı. Ancak Meriç Velidedeoğlu’nun özelinde yüklendiği sorumluluklarıyla haftada bir köşesinde yazdıklarının prestij getirisi onlar için de vazgeçilemezdi.
***
Yeri gelmişken, Meriç Velidedeoğlu’nu uğurlarken, göçmenlik, akrabalık bağlarını da yakından öğrendiğim, Ahmet Taner Kışlalı hocamız ile bağları üzerinden de birçok değerli paylaşımımızla Velidedeoğlu hocamız ile eşi arasında sabahlara kadar yapılmış devrimler üzerinden çalışmaların meyveleri üzerinden örnek vermemek olamaz. Velidedeoğlu hocamızın ağırlıklı Söylev kitaplarının gelirleriyle oluşturulmuş fonla Meriç Velidedeoğlu, devrimler tarihimizin en önemli günleri, hele de kadın hakları üzerinden Cumhuriyet Devrimlerinin toplumumuzda yaygınlaştırılmasına dönük çok önemli bir görev üstlenmişti.
Ünlü tiyatro sanatçılarımızın görev aldıkları seslendirmeler ile Cumhuriyet Devrimlerinin en yaşamsal önemde olanlarına dönük gösterimin de ağır bastığı çalışmalar yapılmıştı. Bir örneğini, Hatay’dan Meriç Velidedeoğlu en başta, aynı zamanda yazarımız Prof. Ahmet Taner Kışlalı hocamız, bendeniz de aralarında söyleşinin aralarını konuşmalarımızla paylaşmıştık. Belleğimde çok taze, Kışlalı hocamızın Fransız kökenli eşi, gönüllü sekreteri, soru soran her kişinin tek tek telefonlarını alıyor, sonraki görüşmelerine dönük olarak hocamıza iletiyordu. Bildiğiniz üzere sevgili Taner Kışlalı hocamız da faili meçhul cinayetler dizini içinde katledildi.
Meriç Velidedeoğlu, hocamızdan devraldığı sorumlulukla devrimler tarihimizi, dünyanın her yerinden aldığı davetlere gönüllü katılımla onurla taşıdı durdu. Günümüze kadar değerleri korunarak taşınmalarını sağlamış oldu. Onurlu, ışıklı yolunun hep açık olması dileği ile...