Atatürk’ün adı neden okuldan silindi?

18 Mayıs 2015 Pazartesi

Konya İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün ildeki Mareşal Mustafa Kemal, Mustafa Necati, 23 Nisan okullarının adlarını değiştirdiğini bu köşeden duyurmuştuk.
Konya İl Milli Eğitim Müdürü Mukadder Gürsoy, konuyu gündeme taşıyan Cumhuriyetçi öğretmen örgütü Eğitim-İş’e bir yazı yazarak, okulların adlarının neden değiştirildiğini açıklamaya çalışmış.
Müdür Gürsoy’a göre, okul kaynaklarını verimli kullanmak üzere 4. sınıf öğrencileri -yani 9-10 yaşındaki çocuklar- arasında “üst kurum tercihleri” anketi düzenlenmiş. Anket sonucunda Selçuklu ilçesinde okuyanların yüzde 40’ı, Meram’da okuyanların yüzde 43’ü, Karatay’da okuyanların yüzde 48’i imam hatip okulu istemişler.
Bu açıklamadan anlaşılacağı üzere, Selçuklu’daki öğrencilerin yüzde 60’ı, Meram’dakilerin yüzde 57’si, Karatay’dakilerin de yüzde 52’si, yani çoğunluk imam hatip okulunu tercih etmemesine karşın İl Milli Eğitim Müdürlüğü, küçücük çocukların seçimidir diyerek, kimi okulları imam hatibe çevirmiş.
Raslantı bu ya, adı değiştirilen ya da içinden derslik alınarak dönüştürülen okulların adı Mareşal Mustafa Kemal, 23 Nisan ve Mustafa Necati imiş!
Ad değişikliklerinin nedeni yalnızca bu değilmiş. Konya İl Milli Eğitim Müdürü Mukadder Gürsoy, bu gerekçeyi resmi yazısında şöyle açıklamış:
Efendim, Konya’da merkezi sınavlar yapılıyormuş. İsim benzerliği nedeniyle veliler ve öğrenciler okulları karıştırıyorlarmış, sınava gidecek öğrenciler yanlış adrese gidiyorlarmış, adaylar da mağdur oluyorlarmış.
Bundan dolayı, velilerin de yoğun talepleri doğrultusunda adları Mareşal Mustafa Kemal olan, Mustafa Necati olan, 23 Nisan olan okulların adlarında “bazı düzenlemelere” gidilmiş.
Müdür Gürsoy, açık açık “Bizler Atatürk’ten, Mustafa Necati’den, 23 Nisan’dan rahatsısız” diyemiyor, anlatıyor da anlatıyor.
Müdürümüzün gerekçelerini sevsinler, he mi...

TRT’deki haksızlıklar sorgulanıyor
İbrahim Şahin, TRT genel müdürü iken kurumun özellikle Cumhuriyetçi, deneyimli kadrolarını inim inim inletmiş, yerine Amasyalı hemşerileri ile cemaatçileri işe yerleştirmişti.
TRT’de haksızlığa uğrayan kadroların 6 yıl önce başlattıkları hukuk savaşımı sürüyor.
Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, Şahin’in döneminde, TRT’deki uzman kadroları kızağa çekerek onları hak kaybına uğratan işlemlerle ilgili başvuruları reddeden Danıştay 5. Dairesi’nin verdiği kararı 2012 yılında bozmuş, “TRT Kurumu’nun işleyişi hakkında birçok konuda TRT genel müdürüne yetki verilmesi yönüyle davacıların menfaatının ihlal edildiği”ne karar vermişti.
TRT, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun bu kararı için düzeltme isteminde bulundu.
Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, geçen aylarda yaptığı toplantıda TRT’nin düzeltme istemini de tüm üyelerinin (17 üye) oybirliği ile reddetti.
İbrahim Şahin, TRT Genel Müdürlüğü’nden alınıp Samsun Valisi yapıldı. Ancak, TRT’de gerçekleştirdiği yasa dışı işlemler, Fizan’a da gitse peşini hiç bırakmayacak gibi gözüküyor.

Üçüncü yol
1923 devriminden yana gençlerin kurduğu “Üçüncü Yol” düşün sitesi, bilgisunarda http://ucuncuyol1919. com adresinden yayın yapıyor.
Sitede yayımlanan “Üçüncü Yol Bildirgesi” gençlerin rotasını gösteriyor:
“Türkiye’nin yönetimini ele geçirmiş yalancı ve zorbalar, aynı zamanda güdümlü muhalefetler, güdümlü bir milliyetçilik, güdümlü bir solculuk, güdümlü bir Kemalizm oluşturmuş ve sömürü düzenlerini sağlama almaya çalışmıştır. Kemalist mücadeleyi yeşertirken yapılması gereken görevlerden biri de gerçek Kemalizmi, kendi topraklarına ve halkına dayanan ulusal bir muhalefeti ortaya koymaktır.
Emperyalizme, ırkçılığa, bölücülüğe, gericiliğe, adaletsizliğe, halk düşmanlığına, tepeden bakmacılığa, insan ve doğa sömürüsüne karşı bağımsızlığı, etnik ve mezhepsel ayrım gözetmeyen, yurttaşların eşitliğine dayalı bir milliyetçiliği, özgürlüğü, çağdaşlığı, halkçılığı, Türk ulusunun ve insanlığın çıkarlarını savunmak için çıktığımız bu yol, var olma amacımızı gösteren yoldur.”
Yolları açık olsun.

Ağzınızı toplayın
Sosyal medyada, solcu geçinen aymaz takımı, Kenan Evren’in ölümünü bahane edip Uğur Mumcu’yu “faşistlik”le suçlayacak kadar iğrençleşti.
Yaşamını emperyalizm ve faşizme, her türlü uygarlık dışı girişime karşı verdiği savaşta yitirmiş bir seçkin insana yönelen bu ağır saldırıyı, 12 Eylül ve Turgut Özal’dan bu yana Türkiye’de gerçekleşen karşıdevrimi “değişim” diye niteleyenler yapıyor.
Oysa Uğur Mumcu’nun “değişim”den anladığı bambaşka bir şeydir:
“Değişim; insanı, devlet karşısında ‘kul’ ve sermaye karşısında ‘köle’ yapan düzene karşı insanların bilinçlenip haklarını elde etmeleri ve çağdaş dünyanın insanlığa sunduğu bütün olanakları ve değerleri paylaşma özlemi ve istemi ile başlar.
Bu bilinç ve bu özlem varsa ‘değişim’ de var, yoksa yok!”
Mumcu, salyalı saldırgana böyle ağzını toplatır işte...  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Şamar örnekleri 6 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları