
Hanedan jetinde gezen uçan gazeteciler vardır; soru soramazlar; belleri, boyunları bükük tutanak tutarlar.
Muhalefetin cumhurbaşkanı adayı içeridedir, muhalefetin genel başkanını tokatlayan sabıkalı dışarıda.
Ankara Belediyesi soruşturulur, yolsuzlukları ayyuka çıkmış iktidarın sabık Ankara Belediyesi’ne dokunulmaz.
Adana valisi ilde dizi, film çekilmesini yasaklar, Kırklareli valisi sansürcübaşı, zorba Abdülhamit’i “cennet mekân” diye anar.
Şimdiki Milli Savunma bakanı, ABD başkanının önünde güler ağlanacak halimize, eskisi de pilavcı dükkânı önünde hazırola geçmiş garson tören mangasını sıraya dizip “Dikkat” komutu eşliğinde denetler.
Elden beklerler meşruiyeti, yurttaşa “yeni Türkiye” diye yuttururlar monarşik meşrutiyeti.
Saray’ın raporcusu yeni anayasa diye tutturur, başkentin sokaklarında yobazlar “Tek ümmet, tek devlet, tek çözüm hilafet” çığlıkları ile yürür.
Takarlar şarkıcısına sözünden, kadın sanatçısına üstünden başından.
Yanar ormanlar, dayak yer, ölür kadınlar; kökünden kesilir güzelim zeytinlikler, maden diye diye delik deşik edilir yurdun dağları taşları; satılıktır memleket.
Ülkenin onuru beş paralıktır, yoksul alırken yetmiş beşe bir kilo ekmek.
İki günde bir operasyon yapılır, borsa düşer; birileri yüksekten satar, ucuzdan alır, ihya olur.
Siyaset kirlidir; tehditle kayyum atanır, belediye başkanı, belediye meclis üyesi, milletvekili alınır, satılır.
Yurtdışında el avuç açılır, yatırım istenir; “Biz Türkiye’ye, tatile bile gelmeye korkuyoruz” yanıtı alınır.
Bırakın tasalanmayı, fevkaledenin fevkinde bir iktidar döneminde yaşıyorsunuz. Tadına varın...
DEMOKRASİMİZ GERİ GELECEKTİR
CHP’nin 19 Mart’tan bu yana düzenlediği ve milyonlarca yurttaşın gönülden katıldığına tanık olunan toplu eylem sayısı 60’a dayandı.
Böylesi bir toplumsal muhalefet hareketliliği, seçim dönemlerinde bile yaşanmamıştır ve ilktir. Gençliğin ateşlemesi ile başlayan CHP liderliğinin çalışkanlığı ve ısrarı, parti örgütünün de disiplini ile genişleyen bu eylemliliğin etkisi, gelişmelerin sıcaklığı içinde sanki yeterince duyumsanmamakta gibi algılanıyor.
Oysa, yaşanmakta olanlar toplumbilimsel açıdan çok önemli. Anadolu’nun hemen hemen her yöresinde yapılan, yapılmakta olan ve yapılacak olan geniş katılımlı mitingler, halkın, baskıcı bir iktidara karşı gösterdiği kararlı direncin ve demokrasiye olan bağlılığının göstergesi oluyor. Kartopu gibi büyüyen eylemlilik ve direnç, toplum bilincinde önemli tortular bırakıyor.
Şimdilik Saray duvarları arkasında görünmeyen ya da hiç görülmek istemeyen bu halk hareketliliği, sonuçta demokrasinin ve özgürlüğün galip geleceğinin yadsınmaz bir belirtisidir.
Önüne engeller konacak, baskıcı düzenek ve araçlarla durdurulamayacak, kendiliğinden gelişen ve Türkiye’ye özgü bir direniş hareketi içinde olduğumuzun ayrımında olmalıyız.
Bugünü bu yöntemle aştığımızda, demokrasimiz ve özgürlüklerimiz çok daha sağlam geri gelecektir.