‘Sadece özgürlük istiyoruz’
Pınar Öğünç
Son Köşe Yazıları

‘Sadece özgürlük istiyoruz’

20.06.2016 07:01
Güncellenme:
Takip Et:

“Şu anda yol ayrımındayız” diyor bir lise öğrencisi, “Ya ifşa edilen baskı böyle açık açık devam edecek ya da bir şeyler değişecek.” İki haftadır liselerden esen bu rüzgâr nereye dönecek? Bildiri yayımlayan liselilere, o okulların mezunlarına, bu proje okullarda görev yapan öğretmenlere sorduk.

İstanbul Erkek Lisesi öğrencileri 4 Haziran’daki mezuniyet törenine giderken, müdürleri Hikmet Konar’a yönelik tepkilerini dile getireceklerini biliyordu lakin yönteme karar verememişlerdi. Sevdikleri bir hocanın “sürgün edilmesi”, “okulla özdeşleşmiş etkinliklerin yokuşa sürülmesi” “Birikmişlik vardı” diyorlar. O gün kürsüye sırtlarını dönmelerinin, 80’den fazla lisenin kendi yönetimlerine dair şikâyetlerini dile getirecekleri bildirilere yol açmasına onlar da şaşırdı. Ama zaten toplumsal hareketler böyle kimsenin ummadığı bir çatlaktan yolunu bulur, sızar, sonra kendi dere yatağını açar.

İçlerine ateş düştü

Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz bu eylemi “geleneğimize ve değerlerimize” uygun bulmadı, Cumhurbaşkanı Erdoğan ise “birilerinin liseleri kaşıdığını” söyledi. Görüştüğümüz bir lise öğrencisi özetliyor: “Bizi o kadar birey olarak görmüyorlar ki, bunun bile arkasında başkasını arıyorlar”. AKP’siz bir Türkiye’yi bilmiyorlar ama “Biz hem Türkiye’de, hem dünyada birçok değişime tanık olmuş bir kuşağız. Kişiliklerimizin şekillendiği yaşta biz siyahın, beyazın yanında grileri gördük, hakkımız olan özgürlükleri de biliyoruz ve bunu istiyoruz sadece” diyorlar.

Karma eğitimi bitiren karara isyan eden Beyoğlu Anadolu Lisesi öğrencileri sorularımıza verdikleri kolektif yanıtta da aynı noktaya itiraz ediyor: “Biz dikkat çekmeye, haksızlıkların önüne geçmeye çalışıyoruz. Kullanıldığımız söyleniyorsa dikkat dağıtılmak isteniyordur. Bizden itaat eden, sorgulamayan bir nesil yaratmaya çalışıyorlar. Bizler de birer bireyiz, hepimizin fikirleri var, bunun farkında olunmasını istiyoruz.”

Bu okullardan birinde görev yapan bir öğretmen biraz yakından bakan için bu isyanın malum olduğunu söylüyor: “Kutlu Doğum haftaları, birtakım sempozyumlar dayatılıyor, bu okulların geleneğinde öğrencilerin özgürce düzenlediği etkinlikler kısıtlanıyor. Gençlerin canına tak etti artık. Araya yaz girecek ama içlerine de bir ateş düştü, görüyorum.”

Oyuncağa bile izin yok

Beşiktaş Atatürk Anadolu Lisesi’nden bu yıl mezun olan A, okulda Liseli Genç Umut dergisi de satan politik bir genç. Müdürlerinin değişmesiyle onların oyuncak toplama kampanyasına bile izin verilmezken kimi dini vakıfların açtığı standlardan, okulda ne veli, ne idareci olan ama öğrencilere de söz söyleyebilen birtakım şahıslardan, konferansa gelecek “muhalif” isimlerin reddedildiğinden söz ediyor. Okulun tiyatro grubunun günleri kısıtlanmış, okul orkestrası özel bir çabayla devam ettirilmemiş. “Eski müdürümüzle aynı politik görüşte değildim, ilerici bir kişi değildi ama ben onun politik görüşünü de bilmezdim. Temel sorun bu, biz neden yeni müdürlerimizin siyasi görüşünü bilmek ve ona göre eğitim almak zorundayız? Bize küçüksün büyüyünce siyaset yaparsın diyorlar, nedenmiş? Dertlerimizi anlatıyoruz işte, liselerdeki bu saldırıya kim karşı duracak peki?”

Büfeye bile kamera

A, müdürlerinin okulun yakınında bir büfeye dahi kamera takmakla tehdit ettiğini, tebdili kıyafetle çevreyi gezdiğini söylüyor. Sadece öğrencilerden müteşekkil Okul Meclisi’ne bile katılıyormuş. İstanbul Kadıköy Lisesi’nden B de, müdürlerinin disiplin soruşturmasında muhbirlik karşılığı yaptığının göz ardı edebileceğinin söylediği öğrenciler olduğunu anlatıyor. Yapıp ettiklerinden kılık kıyafetlerine açıkça müsamaha gösterilen, “Irkçıyız ne var” düzeyinde milliyetçi gruplardan da yakınıyor. “Tek derdimiz gericilik değil, piyasalaşma da var. 4+4+4 öncesi de sorunlar çoktu. Temel liselerle, merdivenaltı dersanelerle artık iyice sınav odaklı bir anlayış dayatılıyor.”

‘İLK KEZ BU KADAR CİDDİYE ALINIYORUZ’

Liselilere destek bildirileri de geldi. Mesela Cağaloğlu Anadolu Lisesi öğrencilerinin velileri “Çocuklarımızın yolundayız” diyordu. Keza birçok okulun mezunları da destek mesajları yayımladı. Fakat Samsun Maarif Koleji ve Anadolu Lisesi mezunlarınınki biraz ayrı. Dini vakıflar için “mahalle baskısıyla” bağış toplandığı, kamera ve güvenlik sistemi adı altında okulun hapishaneye çevrildiği ifade edilen bildirinin ardından hafta başı eski mezunların okul bahçesine girmeleriyle idare Terörle Mücadele ekiplerini çağırmıştı. Görüştüğümüz eski bir mezun şu anda da okulla bağı bulunan dört öğrencinin okuldan uzaklaştırılma yollarının arandığını söylüyor. İsmini vermeyen eski mezun, “Okulumuzun mezunları yerel eşraftır, şehrimizin avukatı, doktoru, profesörüdür. Samsun’da bu iş büyür. Mezunlar ellerinden geleni yapacak, o öğrencileri sahipsiz bırakmayacak” diye konuşuyor.

Korku yeni bir Gezi

İstanbul Erkek Lisesi’nden bir yeni mezun “Belki de bizim yaş grubumuz ilk kez bu kadar dikkate alınıyor” diyor. “Yaptıklarımızın sağa, sola çekilmesini istemiyoruz, okulumuzun ruhuna, özgürlüğümüze sahip çıkmaktır bizim için esas olan.”

Hükümetin korkusu buradan yeni bir Gezi çıkması. Öğrenciler gerçekçi bir biçimde tatilin ortak hareketi zayıflatacağını düşünüyor. Mezunların önünde liselerin az irisi olan üniversitelerine dair benzer dertler belirecek, ama derste kayıt alıp hocasını ihbar edenlerden olmayacaklar belli ki. Hâlâ lisede okuyanların bu itirazı ne kadar sürdüreceği önemli.

Özgüven

Bildirilerden önce bu proje okullardan İstanbul’da bir grup öğrenci bir araya gelip İzah isimli bir dergi çıkardı. Sadece “editörden” bölümünde okullarındaki sıkıntılara değinip Aydınlanmacı Liseliler Birliği olarak “güzelliklerini paylaşmaya” karar verdiklerinden söz ediyorlar. Bir kültürsanat dergisi bu; şiirler, film eleştirileri, öyküler... Dergi alelacele incelenmiş lakin soruşturma açabilmekte de zorlanıyorlardır. Liselilerden korkanların polisiye yöntemlerle bastırabilecekleri eylemlerinden çok bundan korkmaları gerekiyor belki de. Hayatla kurdukları bu ilişkiden, özgüvenlerinden, güzelliklerinden...

GELECEKSİZLİKTEN YAKINAN İMAM HATİPLİLER

Tekil lise bildirileri dışında, Türkiye Gençlik Birliği’ne bağlı Türkiye Liseliler Birliği’nin yayınladığı metin de 377 liseden imzaya ulaştı. Birliğin başkanı Bora Çelik, 365’inin zaten örgütlendikleri liseler olduğunu söylüyor. Listede iki de imam hatip lisesi var; biri daha imza vermek için görüşüyormuş. Çelik buna şaşıranlara “İmam hatip liselerinde de iktidarın kendi neslini yetiştirmesine itiraz edenler var. Çok sayıda imam hatip açılması ayrıca bu öğrencilerde iş bulamama kaygısı ve geleceksizlik hissi doğuruyor” diyor. Görüştüğümüz kimi lise öğrencileri, yayınladıkları kendi bildirileriyle TLB’ninkini ayrı tutmak istiyor; politik olarak fazla “keskin” bulan var. Çelik bunu normal karşılıyor, tüm bildirileri selamladıklarını söylüyor. O gelecekten umutlu.

MÜDÜRÜN KARA KAPLI FİŞLEME DEFTERLERİ

Bildirilerde en sık vurgulanan başlıklar bilimsel eğitimin ikinci plana itilişi, kültürel etkinliklerin kısıtlanması, dinin bir baskı unsuru olarak kullanılması, laik eğitimden uzaklaşılması. Okullara mahsus kimi detaylarsa vaziyeti sarsıcı anlatıyor.

Örneğin Bornova Cem Bakioğlu Anadolu Lisesi öğrencileri geçen yıl sınav stresi yüzünden kullandığı antidepresan ilaç nedeniyle hayatını kaybeden arkadaşlarını anıyor. Cağaloğlu Anadolu Lisesi’nin bildirisinde kendisine “kara kaplı bir fişleme defteri” edinen müdürlerinden bahsedilmiş. Kâğıthane Anadolu Lisesi öğrencileri, idarenin Ankara Katliamı ve Soma’yla ilgili pano hazırlayanları polise vermekle tehdit ettiğini, Beşiktaş Atatürk Anadolu Lisesi öğrencileriyse yakasında Berkin Elvan fotoğrafı taşıyan öğrencinin dersten atıldığını yazmış. Ordu Fen Lisesi’nin bildirisinde Osmanlıca dersini seçmeleri için baskı uygulandığını, İngilizce, Almanca gibi dilleri tercih edenlere “Onlar sizin için ne yaptı?” dendiğini eklemiş.

Cinsiyetçilik

Bursa Yıldırım İMKB Mesleki ve Teknik Kız Anadolu Lisesi öğrencileri kendilerini “ikinci sınıf” hissettiren cinsiyetçiliğe isyan etmiş. Eskişehir Seyitgazi Sağlık Meslek Lisesi’nin ’sedyeyi bile kaldıramazsın neden bu bölümü seçtin” denen kız öğrencileri de, ebelik sınıfını seçtikleri için alay konusu olan erkek öğrencileri de bu dilden usanmış. Özel Getronagan Ermeni Lisesi öğrencileri de kendi topraklarında ötekileştirilmekten...

Yazarın Son Yazıları

Bugünün ‘esası’ savunmada

Bugünün ‘esası’ savunmada

Devamını Oku
28.07.2017
Hayır rüzgârında 1 Mayıs

Hayır rüzgârında 1 Mayıs

Devamını Oku
02.05.2017
Bir tava bir kepçe

YSK’nin mühürsüz pusula kararına, şaibe iddialarına karşı Beşiktaş’ta buluşanların sayısı on bine yaklaşıyordu. Kimdi bu insanlar, ne istiyordu?

Devamını Oku
19.04.2017
‘Hayır’a baskı tarihe geçecek

.

Devamını Oku
17.04.2017
Kadınlar haykırıyor: Hayat bizim senin mi sandın?

Kadınlar birçok kentte ‘Hayır’ demek için sokaklardaydı. ‘Kadınların direnişi o sarayı mühürleyecek’ yazısı dikkat çekiyordu bir pankartta.

Devamını Oku
14.04.2017
Hitler'li iki tespit

Hitler'li iki tespit

Devamını Oku
04.04.2017
Evet ve hayır diye iki seçenek varsa, bu ne?

DİB, sahadan tecrübe paylaşıyor. Hayırcıların başına gelenler, Evet’in tasviri aslında.

Devamını Oku
01.04.2017
Aliyev’den Türkiye’ye başkanlık uyarıları: Yapmaz demeyin her şeyi yaparlar

Azerbaycan’da muhalif fikirleri yüzünden cezaevinde iki yıl tutulan insan hakları avukatı İntigam Aliyev, acısını çektikleri başkanlık sistemini anlatıyor, uyarıyor: “Başkanlıkları kendi arşınınızla ölçmeyin”

Devamını Oku
20.03.2017
Paker: Psikososyal dengemiz bozuldu

Derin bir toplumsal kriz yaşıyoruz

Devamını Oku
15.03.2017
Ahmet'inki bir tehdit değil sadece durum tespiti

Ahmet'inki bir tehdit değil sadece durum tespiti

Devamını Oku
22.02.2017
Kadın, göçmen, Müslüman ve Trump’a kafa tutuyor

Kasımda Minnesota Temsilciler Meclisi’ne seçilen ilk Müslüman olan Somali kökenli İlhan Omar İstanbul’daydı. Trump’ın başkanlığıyla Omar’ın işi zorlaştı ama koltuğu daha da manalı hale geldi.

Devamını Oku
05.02.2017
'Tek medya, tek akademi, tek hukuk'

'Tek medya, tek akademi, tek hukuk'

Devamını Oku
03.02.2017
‘Bu koşullarda meşru bir referandum olmaz’

Tarihinin en güçlü temsiliyle Türkiye’ye gelen PEN heyeti, ifade özgürlüğü çerçevesinde hem siyasilerle hem mağdurlarla görüştü, başkanlık referandumuna dair uyarılarda bulundu.

Devamını Oku
28.01.2017
‘Kutsal olan devlet değil, insandır’

‘Kutsal olan devlet değil, insandır’

Devamını Oku
20.01.2017
Savaşa, yoksulluğa ve israfa karşı sofra

Savaşa, yoksulluğa ve israfa karşı sofra

Devamını Oku
04.12.2016
‘Her yıkılmış ev bizim için mezar’

Avukat Ramazan Demir, 8 ay sonra sokağa çıkma yasağı kaldırılan Şırnak’ta evini, kardeşinin test kitabından buldu. Demir, yıkımı “Yıkımın büyüklüğü karşısında sen ufacık kalıyorsun. Şırnak’ta 92’yi yaşadık. Ama bu seferki başka bir şeydi” diye anlattı.

Devamını Oku
28.11.2016
Özgür Gündem nöbetçi yayın yönetmenleri yine adliyede... Suçları dayanışma!

Çağlayan’dak i Adalet Sarayı’nda dün Özgür Gündem’le dayanışma amacıyla bir günlük genel yayın yönetmenliğini üstlenmiş gazeteciler vardı. Necmiye Alpay, Yıldırım Türker, Hasan Cemal, Jülide Kural, Murat Uyurkulak, Faruk Balıkçı ve birçok gazeteci daha.

Devamını Oku
25.11.2016
Bertrand: Gazeteci taraf seçmek zorunda değil

Geçen cuma Gaziantep’te gözaltına alındıktan sonra sınır dışı edilen Fransız gazeteci Olivier Bertrand, ‘Kafkaesk’ dediği o üç günü anlattı.

Devamını Oku
18.11.2016
'Otoriteryanizm yükseliyor'

Trump’ın başkan seçilmesi tartışmaları devam ediyor. Doç. Dr. Evren Balta insan haklarının, özgürlüklerin baş tacı edildiği 90’lar döneminin kapandığını söylüyor. Balta “Trump lider olarak bunların hiçbiriyle ilgilenmediğini söylüyor. Trump gibi liderlerin, Türkiye’de Erdoğan’ın, Macaristan’da Orban’ın yaptığı en önemli şeylerden biri kurumsuzlaştırma” diyor.

Devamını Oku
13.11.2016
Delirmiyorsak o da inattan

Delirmiyorsak o da inattan

Devamını Oku
05.11.2016
‘OHAL hatırası’

‘OHAL hatirası’

Devamını Oku
03.11.2016
Denizde orman kanunları

Su ürünleri mühendisi Mehmet Özdinar’ın TÜİK için balıkçılardan veri toplarken ölümü, gözleri vahşi kapitalizm belgeseline benzeyen balıkçılık sektörüne, büyük balıkçıların hırsına ve rekabet arttıkça ortaya çıkan şiddete çevirdi.

Devamını Oku
31.10.2016
Devletin ‘üvey’ çocukları

Devletin ‘üvey’ çocukları

Devamını Oku
15.10.2016
'AKP, kendini OHAL’e kaptırdı'

'AKP, kendini OHAL’e kaptırdı'

Devamını Oku
01.10.2016
‘Ellerimiz yakalarında’

‘Ellerimiz yakalarında’

Devamını Oku
25.09.2016
‘İşimi bitireyim sonra öldürün’

‘Öldürün ama işimi bitireyim ondan sonra’

Devamını Oku
24.09.2016
Göbeklitepe'ye yazık

Göbeklitepe'ye yazık

Devamını Oku
28.08.2016
El yakmadan yazılmaz

El yakmadan yazılmaz

Devamını Oku
23.08.2016
Bu önlemlerle kâr özelleştiriliyor, zarar toplumsallaştırılıyor

İktisatçı Doç. Dr. Ümit Akçay, AKP’yi iktidarda tutan en önemli faktörlerden birinin her şeye rağmen ekonomik büyümenin sürmesi olduğunu söylüyor. Akçay, “Büyüme durduğunda olabilecekleri kimse bilmiyor. O nedenle “ne pahasına olursa olsun büyüme” ruhu hâkim” diyor.

Devamını Oku
19.08.2016
'Batı jetlerin sesini yeni duydu'

'Batı jetlerin sesini yeni duydu'

Devamını Oku
24.07.2016
Darbeciye işkence demokrasi getirmez

Darbecilerin cezalandırılması gerektiğini söyleyen TİHV Genel Sekreteri Bakkalcı, insanlık onurunun korunmasına yönelik değerlerin polemik konusu yapılamayacağını söyledi.

Devamını Oku
23.07.2016
Taksim'de bir 'şölen'

OHAL ilanı, Taksim Meydanı’ndaki Demokrasi Şöleni’nde canlı dinlendi. Sonra kornalarla sabaha kadar sürecek ‘olağanüstü’ bir kutlama başladı.

Devamını Oku
22.07.2016
Hepiniz aynı tanktasınız

Hepiniz aynı tanktasınız

Devamını Oku
16.07.2016
‘Kimse farklı olduğu için azap çekmesin’

‘Kimse farklı olduğu için azap çekmesin’

Devamını Oku
10.07.2016
'Taksim’in içine etmek mümkün'

Prof. Sayın’ın Bilgi Üniversitesi’yle ilişiğinin kesilmesini protesto ederek istifa eden Prof. Neumann, Batı’nın Erdoğan’ı sultan olarak göstermeyi sevdiğini, Erdoğan’ın da kendini Osmanlı motifleriyle sunduğunu söyledi

Devamını Oku
07.07.2016
‘Sadece özgürlük istiyoruz’

‘Sadece özgürlük istiyoruz’

Devamını Oku
20.06.2016
Fuarda biten umutlar

Fuarda biten umutlar

Devamını Oku
11.06.2016
Örgütlü kötülüğün davası

Kadıköy’de öldürülen Bahadır Grammeşin’in kardeşi Başak, bugünkü duruşma öncesi Cumhuriyet’e konuştu.

Devamını Oku
08.06.2016
“Asıl evlerimizin halini görünce delireceğiz”

“Asıl evlerimizin halini görünce delireceğiz”

Devamını Oku
29.05.2016
‘İnadına o evde yaşayacağım’

Yüksekova’da yatak odalarına bir özel harekâtçının “Yüksekova’da aşk başka yaşanıyor” yazdığı Uzunköprü çifti Cumhuriyet’e “Bu neyin kinidir çözemiyoruz” dedi.

Devamını Oku
27.05.2016