Cumhuriyet coşkusu

01 Kasım 2023 Çarşamba

Bütün Türkiye ayaktaydı. Cumhuriyetin 100. yılını kutluyorduk. Son yıllarda görülmemiş bir coşku. Her köşeden marşlar yükseliyordu. Neredeyse sabaha kadar bu coşku ile kıvanç duyduk. Denizden, karadan, havadan gösteriler yapıldı. Yalnız Türkiye’de değil, dünyanın dört bir yanında kutlanıyordu. Ertesi sabah sanki bir hafiflemiş, içimizi dökmüş gibi uyandık. Kulağımızda marşlar, eskilerden, yepyeni bestelere kadar. Ne güzel birlik olmak, ne güzel korkusuzca sesimizi yükseltebilmek. Bizler anne ve babamızdan Cumhuriyetin ilk coşkusunu dinlemiş bir kuşağız. Yalnız düşmanla değil, ne yokluklarla savaşmıştı o kuşak. “Atatürk olmasaydı” diye başlayan cümlelerden sonra gözleri dolardı hepsinin. Babam Edirne’de, Atatürk’ün atının boynuna çelenk takan gençlerden birisiymiş. Anlatırken gözleri dolardı. Biz de Atatürk’e hayran kuşakların çocukları olduk.

Atatürk’ün ilk devrimlerinden birisi müzik devrimidir: “Osmanlı musikisi Türkiye Cumhuriyeti’ndeki büyük inkılapları terennüm edecek kudrette değildir. Bize yeni bir musiki lazımdır ve bu musiki özünü halk musikisinden alan çoksesli bir musiki olacaktır” demiştir. 1924’te Ankara’da kurulan Musiki Muallim Mektebi’nde müzik öğretmenleri yetiştirilir. 1936’da Ankara Devlet Konservatuvarı kurulur. 1937’de Gazi Terbiye’de müzik bölümü, 1938’de Askeri Müzik Okulu açılır. Cumhuriyet bestecilerimiz, Türk müziğinin yerel değerlerini evrensel ölçütlerle birleştirir ve her birisi müzik kurumlarının kuruluşuna öncülük eder. Bu öncü bestecilerimiz, Osmanlı saray müziğinin makamsal yapısını, divan edebiyatına koşut şiirselliğini, suf, müziğin gizemini, Anadolu’daki yöresel halk müziğinin aksak ritimlerini ve vurmalı karakterini eğitim gördükleri ülkelerin akım ve teknikleriyle kaynaştırırlar.

Cemal Reşit Rey Osmanlı İmparatorluğu’ndan Cumhuriyete geçişin bir simgesidir. Paris’te G. Faure, M. Long ve R. Lappara ile çalışmıştır. Besteciliği, orkestra şefliği, operetleri, Doğu ile Batı’nın sanat dünyalarını birleştirmiştir. Cumhuriyetin 50. Yılına Giriş (senfonik prelüd), Cumhuriyetin 10. Yıl Marşı ve Atatürk’ün 100. Yıl Marşı’nı bestelemiştir. Bugün 100. yıl için nice marş bestelendi. Bence hiçbiri Cemal Reşit’in “Çıktık açık alınla on yılda her savaştan” diye başlayan 10. Yıl Marşı’ndan daha coşkulu değil. Ahmed Adnan Saygun Paris’te Scola Cantorum’da eğitim görmüş, Vincent d’Indy’nin öğrencisi olmuştur. 1936’da Béla Bartók ile Osmaniye’de incelemeler yapmış, yöresel halk ezgilerini notaya aktarmıştır. Yunus Emre Oratoryosu Avrupa’nın pek çok merkezinde çalınmıştır. Atatürk’ün emriyle bestelediği “Taşbebek” operası, “Atatürk ve Anadolu’ya Destan” (epik koro için), “Atatürk ve Musiki” başlıklı kitabında Ata’nın müzik devrimlerini irdeler. Necil Kazım Akses Viyana Yüksek Müzik Akademisi’nden sonra Prag Konservatuvarı’nda Alois Habá ve Josef Suk’un sınıflarından mezun olmuştur. 1935’te Paul Hindemith ile birlikte Ankara Konservatuarı’nın müfredatını oluşturmuş; Béla Bartok ve Adnan Saygun ile Osmaniye ilçesinde çalışmalara katılmıştır. “Atatürk Diyor ki” başlıklı 5. senfonisi, “Cumhuriyetimizin 50.Yıl Marşı”, Atatürk’ün talimatıyla yazdığı “Bayönder” operası, Atatürk’ün 100. doğum gününe armağan “Barış için Savaş” başlıklı senfonik şiiri vardır. Nevit Kodallı Paris’te Ecole Normale de Musiqe’de Arthur Honneger ve N. Boulanger’in öğrencileri olmuştur. Atatürk Oratoryosu, Cahit Külebi’nin metni üstüne yazılmıştır. Kodallı’nın başyapıtlarından birisidir. Ses ve ışık için “Atatürk’e Saygı” da zamanında yapılan bu çalışmaların öncüsüdür.Bugünün yeni kuşak bestecileri evrensel teknikleri ve yeni akımları izliyorlar. Yine de yapıtları, satır aralarında, Türk müziğine özgü renkleri duyuruyor. Ama Atatürk’ün dediği gibi, “Bir ulusun yeni değişikliğinde ölçü, musikide değişikliği alabilmesi, kavrayabilmesidir.” Ne mutlu bize ki artık yeni kuşak bestecilerimizle, orkestralarımızla ve nice yorumcumuzla sesimizi dünyanın dört bir yanında duyuruyoruz.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Eski bayramlar 10 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları