ABD Başkanı Donald Trump’ın kararlarında ve eylemlerinde jeopolitikten çok jeoekonomi egemen olmaktadır. Trump, ABD’nin gerilemesindeki asıl etkenin imalattaki göreceli azalma, dış ticaretteki ve bütçedeki açıklar olduğunun farkındadır.
ABD’yi yeniden “büyük yapmayı” amaçlayan Trump’ın stratejisi, zor da olsa ABD’nin dış ticaret ve bütçe açıklarını azaltmayı esas almaktadır. Trump, bu amaçla, imalat sektörünü güçlendirmeye, yabancı yatırımcıları ülkesine çekmeye, ithalatı gümrük vergileri ile kısıtlamaya, bürokrasiyi daraltılmaya ve gereksiz harcamaları sonlandırılmaya çalışmaktadır.

TRUMP’IN AÇIKLAMASI
Trump, Avrupa’nın güvenliği için ABD’nin yaptığı harcamaları da tasarruf sağlanacak alan olarak görmekte ve bu nedenle de Avrupa’nın güvenliğinden Avrupalıların sorumlu olmasını talep etmektedir. Trump’ın bu kararını etkileyen en önemli faktör ise ABD-AB ticaret ilişkisinde ABD’nin aleyhine oluşan tablodur. Sadece 2024 yılında ABD, AB’den 606 milyar dolarlık mal ithal etmiş ve 236 milyar dolar ticaret açığı vermiştir.
İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra ABD’nin sağladığı nükleer caydırıcı şemsiye ile güvenliğini garanti eden, Soğuk Savaş’ın bitmesi ile ordularını küçülten, tankları garajlarında çürüyen Avrupalılar, ABD’nin o zamanki Avrupa jeostratejisi gereği NATO’nun büyümesine, genişlemesine, Rusya’yı çevrelemesine, Ukrayna savaşı ile Rusya’yı çökertme girişimine tam destek vermişti. Trump’ın şok etkisi yapan Avrupa’nın güvenliğinden Avrupalılar sorumlu olmalıdır açıklaması ile panik içinde, bağımsız Avrupa güvenlik yapısının oluşturulması için çalışmalar başlatıldı.
KÜRESEL JEOPOLİTİK AKTÖR OLMAK
Ciddi ekonomik güç olmasına karşın, İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana, bağımsız askeri güç geliştiremeyen, lider yetenekli devlet adamları yetiştiremeyen, bağımsız jeopolitik vizyon oluşturamayan ve küresel jeopolitik aktör olamayan Avrupalıların algılamasına göre tehdit hâlâ Rusya’dır. ABD desteksiz Avrupa’ya karşı Rusya’nın üstünlüğü ise nükleer kapasitesidir. Macron’un Avrupa’nın nükleer caydırıcı şemsiyesini Fransız nükleer silahları oluştursun çağrısı ise Rusya’nın kapasitesi dikkate alındığında komik olmaktadır. ABD nükleer şemsiyesi olmadan Avrupa’nın kuracağı bağımsız güvenlik yapısının Rusya’ya karşı stratejik denge oluşturması ise olanaklı değildir.
Bu yeni süreçte, Batı medyasında Türk ordusunu ve silah üretimindeki başarılarını öven çok sayıda yorum çıkmaya başladı. Tasarlanan yeni Avrupa güvenlik yapısında Türk ordusunun önemli rol oynayabileceği yorumlarda ifade edilmektedir. Türkiye’yi yönetenler ise Avrupa güvenlik yapısının Türkiye’nin katkısı olmadan gerçekleşemeyeceğini açıkladılar.
TEHDİT VE GÜVENLİK ALGISI
Avrupa’nın ve Türkiye’nin tehdit ve güvenlik algılamaları farklıdır. Rusya, Türkiye’mizin Karadeniz’de kuzey komşumuzdur. Türkiye’nin Rusya ile nükleer dahil enerji ve ticaret alanlarında yakın işbirlikleri vardır. Yeni Avrupa güvenlik yapısı ise Rusya’ya karşı oluşturulacaktır. Bu nedenle de Türkiye’nin Avrupa’nın yeni güvenlik yapısına katkı sağlaması, Türkiye’nin de Rusya’yı karşısına alması anlamına gelebilecektir. Türkiye’nin hangi yetenekleri ile nerede ve nasıl Avrupa güvenlik yapısına katkı sağlayacağı konusu da tartışmalara neden olabilecektir.
Ayrıca, Türkiye’nin kendisine özel ciddi güvenlik sorunları vardır. Türkiye’nin güneyinde istikrarsızlık, Ege’de, Doğu Akdeniz’de, Kıbrıs’ta Avrupa destekli Yunanistan’ın tahrikleri devam etmektedir. Türk ordusu Suriye’de ve Irak’ta angaje olmuş durumdadır.
Avrupalılara göre Türkiye Avrupa’da değildir. Avrupalılara göre Türkiye Avrupalı değildir. Türkiye AB üyesi de değildir. Avrupa’nın güvenliğinden Avrupalılar sorumlu olmalıdır.
NEJAT ESLEN
EMEKLİ TUĞGENERAL