Bugün yaşam mücadelesi veren Fatih Ürek tutuklanabilir. Ne ağır ve üzücü bir cümle değil mi? Maalesef, iktidar bunu mümkün hale getirecek bir yasa hazırlığı içinde.
Evet, 11. yargı paketinin taslağı ortaya çıktı. Ve taslakta en çok tartışılan konulardan biri de “teşhircilik” suçlamasına ve LGBTİ+ bireylere dair düşünülen yaptırımlar... Benzer planın bir önceki paketle uygulanması bekleniyordu ama tepkilerin ardından geri çekilmişti.
Peki, bu kez yasalaşırsa Türkiye’de neler yaşanabilir? İşte yeni taslaktaki ilgili değişimin iki soruda şifreleri...
1- “Hayasızca hareketler” başlıklı, TCK’nin 225. maddesinin birinci fıkrasındaki değişiklik ne anlama geliyor?
Kanundaki ilgili maddenin mevcut birinci fıkrası şöyleydi: “Alenen cinsel ilişkide bulunan veya teşhircilik yapan kişi, altı aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.”
İşte o fıkradaki ilgili suça dair hapis cezasının alt ve üst sınırı “bir yıldan üç yıla” diye değiştirilmek isteniyor. Bu da şu anlama geliyor: Kanuna göre, üst sınırı iki yıldan fazla olmayan suçlarda tutuklama kararı verilemez. Haliyle üst sınır 3 yıla çıkarılınca, bu suçtan herkesi tutuklamak mümkün hale geldi.
Eğer madde bu haliyle yasalaşırsa neler olabileceğini anlamak için Manifest adlı müzik grubunun başına gelenleri irdeleyebiliriz. Bilindiği gibi; İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Manifest adlı müzik grubunun konser görüntüleriyle “teşhir suretiyle hayasızca hareketlerde bulunma” suçlamasıyla iddianame hazırladı. İddianamede, müzik grubunun dans figürleri ile kıyafetlerinin toplumun edep, iffet, ar ve haya duygularına saldırı niteliği taşıdığı ileri sürüldü.
Müzik grubunun üyeleri, yurtdışı yasağı ve karakola düzenli imza tedbirleriyle serbest bırakıldı. Zira, mevcut kanun onların tutuklanmasını yasaklıyordu.
Ama eğer yasa bu haliyle geçerse artık konserlerdeki, televizyondaki ve sosyal medyadaki birçok kişi, “sınırı” belli olmayan kıyafetleri, dansları ve hatta sözleri gerekçe gösterilerek “toplumun edep, iffet, ar ve haya duygularına saldırı yapıldığı” gerekçesiyle tutuklanabilir. Bunu yaparken de 3 yıllık üst sınırın yaklaşık altı aylık hapiste yatarı olduğuna atıf yapılabilir.
2- Mevcut kanunda olmayan eylemlerin suç olarak eklenmesi ne anlama geliyor?
Sızan taslağa göre; TCK’nin 225. maddesine daha önce olmayan iki fıkra da ekleniyor.
Birincisi şöyle: “Doğuştan gelen biyolojik cinsiyete ve genel ahlaka aykırı tutum ve davranışta bulunan ya da bulunmayı alenen teşvik eden, öven veya özendiren kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.”
Türkçesi şu: Her kim ki LGBTİ+ birey olur ve LGBTİ+ birey gibi davranırsa tutuklanabilir, hapis cezası alır. Hatta, LGBTİ+’lara dair “sınırı” belirsiz bir övgü ve hatta özendirmede bulunan kişiler de yayınlar da aynı yaptırıma maruz kalacak.
Maddenin gerekçesinde amacın “cinsiyetsizleştirme akımlarıyla daha etkin mücadele etmek” olduğu yazıyor.
Yani daha da anlaşılması için şunu söylesem yanlış olmaz: Zeki Müren bugün yaşasaydı hapsedilebilirdi. Ya da bugün yaşam mücadelesi veren Fatih Ürek herhangi bir konserinden ya da açıklamasından dolayı hapsedilebilir. Öyle ya şarkıcı Ürek’in de zamanında “aseksüelim, cinsiyetsizim” dediğine dair haberler çıkmıştı.
Maddeye eklenmesi planlanan ikinci fıkra ise şöyle: “Aynı cinsiyetteki kişilerin nişan veya evlenme töreni yapmaları halinde bu kişilere, bir yıl altı aydan dört yıla kadar hapis cezası verilir.”
Sanırım gayet açık: Türkiye’de eşcinsellerin evlenmesi zaten yasak. Ama artık başka ülkede evlenseler bile, o evliliklerine dair bir kutlama anını paylaşan ve Türkiye’de yaşayan eşcinsel çiftler tutuklanabilir, yargılama sonucunda da hapis cezası alabilir.