Üç soruda ‘casusluk’ dosyası
Barış Pehlivan
Son Köşe Yazıları

Üç soruda ‘casusluk’ dosyası

29.10.2025 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

Yalanın gürültüsü, gerçeğin sakinliğini bastırıyor. Halbuki kanun da kitap da söz de açık. “Maksat” denilen o büyülü kelimenin derinine inersek her şey çözülecek.

Ekrem İmamoğlu, Necati Özkan ve Merdan Yanardağ’ın tutuklanmasından bahsediyorum. Bugüne kadar yazılanları tekrarlamayacağım. Tüm bu soruşturmanın temelini oluşturan üç soruya dosya üzerinden yanıt arayacağım.

1- OSINT nedir ve bu soruşturmada ne anlama geliyor?

“OSINT” kelimesi Hüseyin Gün’ün, Ekrem İmamoğlu’nun ve Necati Özkan’ın ifadelerinde, savcılığın tutuklama talebinde ve nihayetinde hâkimliğin tutuklama kararında yaklaşık 50 kez geçiyor. Kelime “Open Source Intelligence” kavramının yani Açık Kaynak İstihbaratı’nın kısaltılması. En genel anlamıyla, kamuya açık bilgileri toplama ve analiz etme sürecine deniyor. Yani Google’dan sosyal medyaya, haber sitelerinden internetteki makalelere kadar her şey OSINT için bir kaynak. Hatta, internete sızdırılmış ama herkesin erişimine açık belgeler ve bilgiler de aynı kategoride değerlendirilir. Özü itibarıyla OSINT’in yararlandığı veriler gizli değildir; adı üstünde açıktır.

Savcılık özetle şu iddiada bulunuyor: Necati Özkan, bazı İBB çalışanlarının mail adreslerini ve şifrelerini internete aktardı. Yani, bir anlamda bu veriler OSINT için bir kaynak haline geldi. Özkan bunu yaptıktan sonra da Hüseyin Gün’ü o verilere bakmaya yönlendirdi. Gün de o veriler üzerinden belediyenin gizlilik ihtiva eden belge ve iç yazışmalarına erişti. Böylece İBB’ye ait mail içerikleri ve datalar istihbarat servisleri tarafından ele geçirildi. Bu datalar sayesinde de seçim, Ekrem İmamoğlu lehine manipüle edildi.

Savcılık işte bu iddialarını Hüseyin Gün’ün etkin pişmanlık ifadeleriyle kanıtlama yoluna gidiyor.

Peki, Gün’ün “kanıt” olarak gösterilen ifadesinde bu iddia var mı?

Baktığımızda, o ifadede 22 kez OSINT kavramı geçiyor. Bir örnek vereyim. Hüseyin Gün, Necati Özkan ile iletişimine dair şu bilgiyi aktarıyor: “Analizin ne üzerinden yapılacağını sorduğumda İBB veritabanı verilerinin OSINT Darkweb içerisinde yer alıp almadığını sordu. Ben de bakmadığımı ama teknik ekibime baktırabileceğimi belirttim.” Gün ekliyor: “Fakat bu veriler kim tarafından buraya yüklendi bilmem mümkün değildir.”

Yani... Yanisi şu: Savcılığın tezini dayandırdığı ifadede bile “gizli” olduğu öne sürülen verilerin, Necati Özkan tarafından internete konulduğu iddiasının tam tersi anlatılıyor.

Özetle, Özkan’ın İBB çalışanlarının mail adreslerini ve şifrelerini internete aktardığı “savcılık kabulünü” kanıtlayan bir olgu/kanıt şu an dosyada görünmüyor.

Bu da ilk düğmenin daha baştan yanlış iliklenmesiyle devam eden bir durum yaratıyor.

2- Kullanılan bilgilerin niteliği devletin güvenliği veya iç ve dış siyasal yararlarına dair mi?

Tutuklamaların yapıldığı “siyasi casusluk” suçu, TCK’nin 328. maddesinin 1. fıkrasında şöyle tanımlanıyor: “Devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından, niteliği itibarıyla, gizli kalması gereken bilgileri, siyasal veya askeri casusluk maksadıyla temin eden kimseye on beş yıldan yirmi yıla kadar hapis cezası verilir.”

Özetle bu suçun oluşması için ilgili bilgilerin hem gizli hem de “devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararlarına” dair olması gerekiyor.

Peki, bu soruşturmada bu kıstaslar var mı? Şu an için bilmiyoruz. Soruşturmaya gerekçe gösterilen İBB verileri gizli mi ya da niteliği devletin yararlarını ilgilendiriyor mu, bunu resmi olarak yanıtlayan MİT, Emniyet ya da jandarmanın bir raporuna ifadelerde atıf yok.

3- Dosyada, şüphelilerin amacının “siyasal casusluk” olduğuna dair ne veri var?

Türk Ceza Kanunu’nun 327. maddesi ile bu soruşturmanın konusu olan 328. maddesini ayıran en önemli kriter, eylemin casusluk maksadıyla yapılmış olması. Peki, Ekrem İmamoğlu’nu, Necati Özkan’ı ya da Merdan Yanardağ’ı tutuklayan hâkim bu üç ismin amacının da “casusluk” olduğu iddiasını herhangi bir olguyla kanıtlayabilmiş mi? Hayır.

Hâkimlik bile asıl amacın 2019 seçimlerinde avantaj sağlamak olduğunu ileri sürüyor. Hal böyleyken, soruşturmanın dayanağını oluşturan Hüseyin Gün’ün ifadelerinin hepsini doğru kabul etsek dahi, ileri sürülmesi gereken suç vasfının casusluk olamayacağını görüyoruz.

Evet...

İktidarının 23. yılını geride bırakan AKP döneminde, “terörist” ve “casus” suçlamaları maalesef kullanışlı bir çilingir oldu. “Casusluk” bulamadığımız bu soruşturmanın üstünde de “siyasal” kelimesi bir kara bulut olarak dolaşıyor...

Yazarın Son Yazıları

TRT de mahkemeyi tanımadı

“Öncelikle belirtmek isterim ki görevimi layığı ile yerine getirerek savaş bölgelerinde, olağanüstü şartlarda TRT adına elde ettiğim başarılar sebebiyle Eğitim ve Araştırma Dairesi’nde görevlendirildim.

Devamını Oku
12.12.2025
CIA’nın şüpheci tavrı

The World Factbook’u bilenler bilir. CIA’nın resmi web sitesinde yer alan ve dünyadaki tüm ülkelere dair güncel verilerin yayımlandığı, kamuya açık bir veri havuzu.

Devamını Oku
10.12.2025
Sen misin halıya boya bulaştıran!

“Kimsesizlerin kimsesiydi Cumhuriyet...

Devamını Oku
05.12.2025
Furkan ne yapacak?

Bu satırları İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesi’nin önündeki bankta oturarak yazıyorum.

Devamını Oku
03.12.2025
Bakın, kimler tahliye edildi

Eski Kızılay Başkanı Kerem Kınık’ın kızı Fatıma Zehra Kınık, 17 yaşındaki Batın Barlasçeki’nin ölümüne ve bir kişinin de yaralanmasına neden olmakla suçlandığı davada 4 yıl 2 ay hapis cezası aldı.

Devamını Oku
28.11.2025
Bursa Nutku için karar anı

24 Kasım gecesi “Onlar” yayınından çıktıktan sonra bir mesaj aldım.

Devamını Oku
26.11.2025
Telefondaki notlar gerçek mi, ekleme mi yapıldı?

Kimliği belirsiz kişilerin, kimin kullandığı bilinmeyen hesabın bulunan sahibinin “itirafçı olduğuna” dair iddiaları yalanlanırken o hesabı kullanan kişi telefonundan çıkan “İtirafçı olmak istiyorum” sözünü de hatırlamadığını ileri sürdü.

Devamını Oku
21.11.2025
Sizin hiç kızınız öldü mü?

Diyelim ki beş gün boyunca uyuyorsunuz.

Devamını Oku
19.11.2025
Nedir bu ‘örgüt’ dedikleri?

Kökü “örmek” filine dayanıyor.

Devamını Oku
14.11.2025
İddianamenin rakamları

Manşetlerde rakamlar vardı: 3 bin 900 sayfa, 402 şüpheli, 143 eylem, 2 bin 352 yıl hapis.

Devamını Oku
12.11.2025
Müjde kuşu

“Maya’nın annesi ve babası...

Devamını Oku
07.11.2025
Yeni Şafak’ın dokunulmazlığı

Furkan Karabay...

Devamını Oku
05.11.2025
Üç soruda ‘casusluk’ dosyası

Yalanın gürültüsü, gerçeğin sakinliğini bastırıyor.

Devamını Oku
29.10.2025
O avukatın ölmesi mi gerekiyordu?

Görkemli cenaze törenleri düzenlemekte, hüzünlü ağıtlar yakmakta ve “Unutmayacağız” sözleri vermekte üstümüze yok.

Devamını Oku
24.10.2025
Kimler tutuklanacak?

Bugün yaşam mücadelesi veren Fatih Ürek tutuklanabilir.

Devamını Oku
17.10.2025
ABD’nin Türkiye senaryoları

Gazetelere bakıyorum...

Devamını Oku
15.10.2025
10 yılın özeti

10 Ekim 2015 sabahı, ülkenin dört bir yanından barış mitingi için gelen binlerce insan, Ankara Garı önünde toplanmış ve kortejlerini oluşturmaya başlamışlardı.

Devamını Oku
10.10.2025
Adım adım cinayet nasıl geldi?

Tarih: 17 Mayıs. Yani bundan yaklaşık 5 ay önce...

Devamını Oku
08.10.2025
'Tarihe düşülen notlar da unutuldu...'

Herkes gibi ben de o fotoğrafa uzun uzun baktım. Churchill’in şu sözü aklıma düştü.

Devamını Oku
03.10.2025
Ankara bu dosya için neyi bekliyor?

Anadolu Ajansı’nın haberini okuyorum:

Devamını Oku
01.10.2025
Emniyet’in tepesinden kritik tespitler

“Kimsenin olmadığı bir yere geçerek telefonu açık tutmanız gerekiyor.”

Devamını Oku
26.09.2025
Furkan’ın öyküsü

Griyi kendinden utandırıp öfkelendirecek kadar gri Silivri’nin kasveti, eylül ayında kendini mıh gibi hatırlatıyordu.

Devamını Oku
24.09.2025
Devletin verileri nasıl ele geçirildi?

Önce 79 kelimeden oluşan şu cümleyi okuyalım...

Devamını Oku
19.09.2025
Bu yazı da yasaklanır mı?

Sadece siyaset konuşmaktan büyük emek verilen bir raporu köşeye taşıma fırsatım olmadı.

Devamını Oku
17.09.2025
Konuşmadığımız 9 konu

Haklı olarak CHP’yi tartışıyoruz.

Devamını Oku
10.09.2025
Yok mu başka Kuzu’lar?

Gururla hep aynı hatırlatmayı yaptılar: “Türkiye, kozmik marangozu Sabah gazetesinden öğrendi.”

Devamını Oku
05.09.2025
MHP’li başkanın oğlu kaza yapınca...

“Bize çarpan araca baktım. Ancak içinde kimse yoktu. Çevrede toplananlara sorduğumda, araç sürücüsünün olay yerinden kaçtığını söylediler.”

Devamını Oku
03.09.2025
3 soruda Kapki-Birinci olayı

Özgür Özel’in dünkü açıklamalarının özeti ne?

Devamını Oku
15.08.2025
Kim bu President?

“Devletin önemli bir kademesinde iş alımlarına etki edebilecek bir pozisyonda çalışıyorum. Pek çok üst düzey bürokratlarla ilişkilerim bulunuyor.”...

Devamını Oku
13.08.2025
Tartışılan şirketin sicilindeki leke

Açıkçası unutmuştum. Bir bilişimci dostum anımsattı:

Devamını Oku
08.08.2025
E-imza skandalının perde arkası

Önce iddianamedeki şu uzun cümleyi dikkatlice okuyalım...

Devamını Oku
06.08.2025
Türkiye’den siyasetçi kaçırma planının arkasında kim var?

Sabahın erken saatleri... Otel odasındayken telefonu çaldı. Numara tanıdıktı, bir polisti, uyarısı vardı...

Devamını Oku
01.08.2025
Allah’tan değil, kameradan korkanlar

Videoyu izledik: Diyanet İşleri Başkanlığı Mekke sorumlusu Ahmet Daştanbek elindeki paraları sayıyordu.

Devamını Oku
30.07.2025
Ört ki ölem!

Gazetelere bakıyorum; “Yeşil vatan uğruna şehit oldular” yazıyor.

Devamını Oku
25.07.2025
Sahi, kimler imam hatipli?

Yeni Şafak gazetesinin manşetine bakıyorum. Haber şöyle...

Devamını Oku
23.07.2025
PKK’nin şikâyet ettiği komutan

PKK’nin yayın organındaki bir haberi okurken Aldous Huxley’nin o bilinen sözü düştü aklıma...

Devamını Oku
18.07.2025
6 soruda af meselesi

Kitabın ortasından sorayım: PKK ile yürütülen süreç sonunda Türkiye’de genel af çıkar mı ve dahası bu aftan kim faydalanmaz?

Devamını Oku
16.07.2025
Altun’un yeni koltuğunun sicili

Haberi biliyorsunuz: İletişim Başkanı Fahrettin Altun görevden alındı ve Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu (TİHEK) Başkanlığı’na atandı.

Devamını Oku
11.07.2025
CHP’nin ‘çözüm’ süreci

CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın duyurdu...

Devamını Oku
09.07.2025
Erdoğan’ı savunan hocanın ‘İmamoğlu’ arzusu

“İmamoğlu’na hukuki mütalaa için tabii ki varım. Türk demokrasisini kurtarmak için varım.” Bu sözler Prof. Dr. Doğan Soyaslan’a ait.

Devamını Oku
04.07.2025