Coşkun Özdemir

Halkın Adı Yok...

21 Temmuz 2012 Cumartesi

Çokpartili düzene girişimizden beri halk çoğunlukla ve belki de planlı olarak, Aydınlanmacı, bilimsel, laik bir eğitimden yoksun bırakılmıştır. Birey olmasına, bilinçlenmesine ve aklını kullanmasına izin verilmemiştir. Yıllardır geri kalmışlığımızın, çağdaşlığın gerisinde bulunuşumuzun önde gelen sebeplerinden biridir bu.

 

Televizyonlarda her gün birkaç açık oturum izliyoruz. Politikacılar, gazeteciler, tarihçiler, bilim insanları, iletişimciler, sosyologlar, siyaset bilimcileri konuşuyor ve görüşlerini bildiriyorlar. Darbeler, faili meçhul cinayetler, suikastlar, yeraltından çıkarılan silahlar, kafatasları, örgütlü-örgütsüz yolsuzluklar, kaçakçılıklar ve her şey tartışılıyor. Sorumlular, suçlular aranıyor. Tartışmaların iktidar partisinin tüm toplumda ve medyada yarattığı baskı, tedirginlik ve ürkeklik içinde süregeldiği çok açıktır. İnançlar vesayetinin izlerine de sık sık tanık oluyoruz.

Cumhuriyet dönemi, İstiklal Mahkemeleri, isyanların güçle bastırılması alabildiğine suçlanıyor. Faili meçhul cinayetler ve kayıplar dile getirilirken bugünün faili belli eziyetleri ve zulmü şaşılası bir şekilde hiç gündeme gelmiyor. Cumartesi Anneleri’nin haklı feryatları enine boyuna sergilenirken, aylardır, yıllardır suçlarının ne olduğu bilinmeden hapiste yatan 600 genç çocuğun, yüze yaklaşan gazetecinin, yüzlerce ordu mensubunun, üniversite hocasının, milletvekilinin, iktidar muhaliflerinin anası, kardeşi, bacısı anılmaya değer bulunmuyor.

Türkiyenin basın özgürlüğünde dünya ülkeleri arasında 148inci, melez demokrasisi ile 88inci sırada yer aldığı, OECD ülkeleri arasında en sonda yer aldığı, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından en çok mahkûm edilen ülke olduğu pek az konuşmacı tarafından dile getirilip sorgulanıyor.

Bunu konuşmacılar adına utanç verici buluyorum. Sözü edilmeyen önemli, hem de çok önemli bir ülke gerçeğimiz de şudur: Çokpartili düzene girişimizden beri halk çoğunlukla ve belki de planlı olarak, Aydınlanmacı, bilimsel, laik bir eğitimden yoksun bırakılmıştır. Birey olmasına, bilinçlenmesine ve aklını kullanmasına izin verilmemiştir. Yıllardır geri kalmışlığımızın, çağdaşlığın gerisinde bulunuşumuzun önde gelen sebeplerinden biridir bu. Suçlular aranırken bu gerçek hiç gündeme gelmiyor. Bunun hesabı sorulmuyor.

Tartışmalarda halkın adı ve onun için neler yapıldığı, onun nasıl ihmale uğradığı yoktur. Demokrasimizin gelişememesinde, günümüzün sorunlarında, bunca yıldır çağdaş bir eğitimden yoksun bırakılmış halkımızın durumu, halkın sosyal, ekonomik, kültürel düzeyinin oynadığı rol hiçbir zaman söz konusu edilmemektedir.

Oysa bence ilk aranacak suçlular; halkı, her konuda pervasızca ve hatta kasıtlıca, ahkâm kesen, bugünün ayrıcalıklı konuşmacılarının gerisinde bırakanlar olmalıdır.

Prof. Dr. Coşkun Özdemir



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları