Şakul kaydı mı, duvar muvar kalmaz. İster bir tuğlayı çek, ister çekme...

Ülkede öne çıkanlar arasında şakulü doğru dürüst duran birini görebiliyor muyuz?

Sonuna değin güveneceğiniz, gelmişiyle geçmişiyle, bakış açısı ve tutumuyla omuzlaşacağınız.

Ya da sizi bütün bu kirli kötülük yumağından sıyırıp alabilecek bir öngörü sahibi.

Hepsinde bir yamukluk, hepsinde bir sürükleniş...

Mafyacının kasetlerini milyonlar izliyor. İtiraflar, gizli ilişkiler, öldürümler, ihanetler, ortaklıklar, bin bir yüz kızartıcı, iğrenç iş...

Suçlayan ile suçlananlar suça gömülmüşler, ama şakul kaydığı için aklanıyorlar.

Suçlayan, hani neredeyse milli kahraman, temiz eller operasyonu savcısı konumunda!

Suçlananlar da televizyonlarda düzenlenen kurmaca programlarda, o kurguya uyacak biçimde araçsallaştırılmış sorgucular sayesinde siyasetçi lagalugası arasında işin içinden sıyrılıyorlar...

Her şey algı avcılığının namlusunun ucunda. Hedefteki tavşansa; halkın, yurdun geleceği, çıkarları ve yurttaşlar ile ülkenin bağımsız düşünebilme, davranabilme yetisi...

Şöyle bir geri çekilip dumanlı havadan sıyrılıp gelişmelere bakmaya kalkıştığınızda, hemen damgayı yeme olasılığınız çok yüksek:

- Bak, korktu!

Ya da:

- Şunun tarafına yattı!

Oysa, suçlayan da, suçlanan da, karşılıklı suçlamalarda dayanak olarak gösterilen malzemeler ve kişiler de hepsi, ama hepsi suçlu, ayıplı, kötücül, kirli.

Gıllıgışlılara sahip çıkmak zorunda mıyız?

Değiliz.

Birey olarak çizgimizi kesin sınırlarla belli etmeliyiz. Aklın yolunda, yalpayanlara karşı dürüstçe, özgürce bağımsızlığımızı korumalıyız...

Unutmayalım: Ancak biz bağımsız kalabilirsek, yurdumuzu da bağımsız kılabiliriz.

SON KULLANMA TARİHİ

Oldum olası gizli kapaklı iş yürütmek isteyen iktidar sahipleri, yeraltı dünyası ile birlik olurlar.

Son günlerin televizyon ünlüsü mafyacı, sık sık dert yanıyor örneğin:

- Damat ile aramı açtı!

Öyle anlaşılıyor ki damat dediği Berat Albayrak. Arasını açan da Süleyman Soylu.

Sav şu:

Albayrak, televizyon ünlüsü mafyacıyı bir süre kullanmış, o gidince kendisini Soylu devralmış.

Sonra?

İktidarın küçük ortağının cezaevinden çıkardığı “ağır ağabey” serbest kalınca işler değişmiş.

Bir ipte iki cambaz oynayamayacağından, küçük cambaz devre dışı bırakılmış.

Televizyon ünlüsü mafyacı “O benim dönüş biletimdi” diyor ya. 

Bu yakınmanın, o devre dışı bırakılmışlıkla ilgisi olsa gerek.

FENA SIKIŞTILAR

Saray sıkıştı, çok sıkıştı.

Acilen gündem değiştirmesi gerekiyordu.

Meral Akşener’e, dolayısıyla muhalefetin tümüne yönelen tehdit içeren sözler, ulusal kahraman İsmet İnönü’ye yönelen vefasız suçlamalar hep o yüzden.

Geçim sıkıntısı, işsizlik, yaşam pahalılığı, yolsuzluk, kayırma, devlette savurganlık, baştan aşağı bozuk düzen ve yönetilemeyen ülke...

Kirli çamaşır sepetinin üstü kapatılacak gibi değil.

Gidici olduklarını biliyorlar, çırpınıyorlar.

Kurtuluş yok, er ya da geç halk bunları çitileyecek...