Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Özgür basının esareti
Kötü niyetli iktidarlar, hadsiz diktatörler, faşist yönetimler...
Doğaldır, ilk iş gözlerini basının özgürlüğüne dikerler.
Çünkü rezilliklerinin üzerini örtmek isterler.
Suçlarını örtbas etmek, niyetlerini saklamak için, öncelikle basının gözünü oymak, dilini koparmak, beynini çıkarmak gerektiğini çok iyi bilirler.
O yüzden onların ülkelerinde cesur gazeteciler uzun yaşamaz.
İlkeli gazeteciler gün gelir hiç iş bulamaz.
Evlerine çekilmek zorunda kalanlar...
Cezaevine gönderilenler...
Tehditlere hedef olanlar...
Ya da kurtarılmış daracık alanlarda direnenler iktidara kafa;
Geri kalanlarsa çanak tutarlar.
Direnenler kendisini yakarken, çanak tutanlar kendilerini kurtarırlar.
Sonra da ülke bir daha kendisine gelemez. Halk o ülkede neler olup bitiyor, başına neler geliyor, bu iktidar neden bir türlü tahtından inmiyor, asla doğrusunu öğrenemez.
Gerçek gazetecileri öldürülen...
Gerçek gazetecileri tehdit edilen...
Gerçek gazetecileri gözden çıkarılan....
Gerçek gazetecileri gazetecilik yaptıklarında hapsi boylayan şu ülkede;
Cumhurbaşkanından polisine, hukukçusundan akademisyenine artık neredeyse hiç kimsenin işini icra ederken tarafsız ve adil olmak gibi bir kaygı taşımak zorunda olduğunu düşünmediği bu korkunç günlerde...
Bu gazetenin bünyesinden altı kişi geçen hafta iktidarın kabarık iştahına kurban giderek yeniden cezaevine girdi.
İçerideki o gazeteciler, üzerlerine yüklenen suçların, hukuktan nasibini almamış yargılamaların ve kasıtlı ithamların taşıdığı anlamı, hayatlarından çalınan kıymetli zamanlarla, hem basının fırtınalı tarihine hem de iktidarın kirli siciline kazıdılar.
“Basın özgürlüğü nedir ve bu meslekte özgürlüğün bedeli nasıl ödenir?”
Bunun ağır dersini, bir yandan gazetecilikleriyle diğer yandan da esaretleriyle tekrar tekrar verdiler.
Gerçek gazetecilerin gazetecilikleri yüzünden mahkemelerde yargılandığı...
Ve o mahkemelerde yaptıklarının gazetecilik olmadığı varsayıldığı sürece...
Kararlar birilerinin iki dudağı arasındayken...
Ve iddialar güdümlü hukuk için yüz kızartıcı, savunmalar özgür basın için yüz akıyken...
Salonunuzdaki televizyondan, masanızdaki bilgisayarlardan, sehpanın üzerindeki gazetelerden, avcunuzun içindeki ekranlardan gözünüze takılan ve aklınızı karıştıran her habere ama her habere, kuşkuyla bakın.
Değil bir diğerinin, kendisinin bile özgürlüğünün elinden alınmasına ses çıkarmayan bir basından medet ummayın.
Evrensel değerleri kişisel çıkarlarla değiş tokuş etmeyi bir idare prensibi olarak belleyen iktidarın yarattığı bu rezil düzende...
Kendi özgürlüğünü kendisi baltalayan bir meslek grubuna dönüşen basının, nihayetinde basın özgürlüğü meselesine körleştiğini atlamayın.
Kendi özgürlüğüne sahip çıkmayan bir basından da hiçbir şey beklemeyin; üstüne üslük her şeyi de bekleyin.
***
Bugün “Dünya Basın Özgürlüğü” günü.
Demokrasinin alaşağı edildiği, faşizmin ortalıkta cirit attığı, her türlü özgürlüğün tehlikeli varsayıldığı sistemlerde iktidarın öncelikli olarak basın özgürlüğüne göz dikmesi doğaldır.
Doğal olmayan, bu esaret ikliminde kendi gözünü kendisi oyandır.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Korgeneral Pekin'den çarpıcı yorum
- Suriye'yi nasıl terk ettiğinin ayrıntıları ortaya çıktı!
- Petlas'tan o yönetici hakkında açıklama
- Colani’nin arabası
- Nevşin Mengü hakkında karar
- 3 zincir market şubesi mühürlendi
- Geri dönüş gerçekten 'akın akın' mı?
- Komutanları olumsuz görüş vermedi, görevlerinden oldu
- 148 bin metrekarelik alan daha!
- Eski futbolcu yeni cumhurbaşkanı oldu