Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Özgürlük düşkünü kadınlar
Bir erkek bir kadını öldürdü.
Ve başka bir erkek sorunu özgürlük düşkünü kadınların gayri meşru ilişkilerine bağlayan bir tweet attı.
“Hikâye aynı; özgürlük düşkünü bir kadın ve gayri meşru yaşantısı içinde geçen bir ölüm hikâyesi” yazdı.
Bu tweet’teki “özgürlük düşkünü kadınlar” sıfatını yazın bir kenara.
Burada kullanılan dile ve fikre öfke duysanız bile...
Özgürlüğe karşı içselleştirdiğiniz kendi negatif algılarınızı da başka bir kenara yazın.
Bunların arasında, daha önce hiç düşünmediğiniz şeyler düşünerek biraz dolanın.
Bu olayda, öldürülen kadının fotoğrafına baktığınızda sizin aklınızdan neler geçtiğini düşünün.
Peki, ya öldüren erkeğe baktığınızda?
Sonra, düşündüğünüz her şeyi bir kenara bırakın ve sadece özgürlüğüne düşkün kadın sizin için ne demek... onu düşünün.
Özgürlüğün tehlikelerini, tehditlerini düşünün.
Kadınlar özgürlüklerine düşkün olduklarında onların başına ne gelir?
Sizin başınıza ne gelir?
Mesela anneniz özgürlüğüne düşkün olsaydı, nasıl bir evde büyürdünüz?
Karınız özgürlüğüne düşkün olsaydı, nelere katlanmak zorunda kalırdınız?
Kız kardeşiniz ya da ablanız özgürlüğüne düşkün olsaydı, neler çekerdiniz?
Kızınız özgürlüğüne düşkün olsaydı nelerden korkardınız?
Özgürlüğüne düşkün bir kadının akrabanız, komşunuz, iş arkadaşınız, okul arkadaşınız, çocukluk arkadaşınız olduğunu düşünün.
O aile, o mahalle, o iş, o okul, o çocukluk... nasıl kazınırdı beyninize?
Düşünün, sansürsüzce.
“Ama”larınızı düşünün.
“Ancak”larınızı ve “asla”larınızı ve “zaten”lerinizi de düşünün.
Mesela “Ama kız kardeşim zaten öyle biriyle sevişmezdi”, “Annem asla öyle giyinmezdi”, “Ancak kız arkadaşım öyle davranmazdı”larınızı bir daha düşünün.
Çevrenizdeki kadınların ya da bizzat sizin tercihleriniz gerçekten kendi tercihleriniz mi?
Beklentileri karşılamak için mühürlenmiş olabilir mi çoğu kadının gerçek hevesleri?
Bunları düşünün, sonra da şükredin.
Etrafınızda özgürlüğüne düşkün kadın olmadığı için yaşadığınız sorunsuz hayata daha da sıkı sarılın.
Ve o hayata sarılırken sıktığınız, boğduğunuz, yok ettiğiniz o kadınları, o kadınlığı hiç umursamayın.
Kadınların özgürlüğüne düşkün olmaya kalkıştıklarında başlarına gelebilecek şeylerin onların kadınlığından mı yoksa ahlakınızın erkekliğinden mi kaynaklandığını sorgulayacak alanları inançlarla, geleneklerle, göreneklerle, toplumsal baskılarla, “el âlem ne der”lerle, korkularla, endişelerle kapattığınız...
Ve kadınları ve hatta bizzat kendi kadınlığınızı özgürlüğe değil tutsaklığa düşkün hale çevirerek oluşturduğunuz kozanızda...
Öldürülen her kadının ve onu öldüren her erkeğin içinde çırpındığı kaçınılmaz şiddet döngüsünü yine görmezden gelin.
Erkeğe sahiplenme, kadına daha sahiplenilme arzusunu zehirli bir şerbet gibi sunan genel ahlakı onaylamaya devam edin.
Sonra...
Öldürülen kadının ve
öldüren erkeğin fotoğraflarına bakıp siz de kendi meşrebinizce “Hikâye aynı” deyin.
Hikâye gerçekten aynı.
Çünkü sizin hikâyeniz aynı.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
En Çok Okunan Haberler
- Suriyeliler memleketine gidiyor
- İlber Ortaylı canlı yayını terk etti!
- Yaş sınırlaması Meclis’te
- İBB, Bilal Erdoğan dönemindeki taşınmazları geri aldı
- Erdoğan'dan flaş 'Suriyeliler' açıklaması
- ATM'lerde 20 gün sonra yeni dönem başlıyor
- Lütfü Savaş CHP'den ihraç edildi
- Suriye’de şeriatın sesleri!
- 'Onun ne olduğunu iyi biliyoruz'
- Hamaney 'Suriye' sessizliğini bozdu!