Kabahat samur kürk olsa kimse üstüne almazmış derler ya, seçim sonrasında yenilgiyi de kimse üstlenmiyor. Hele Millet İttifakı’nın küçük üyeleri kendi paylarına düşeni üstlenmek şöyle dursun bütün kabahati CHP’ye yükleyip çıktılar işin içinden.

CHP sanki kum torbası, gelen vuruyor giden vuruyor.

Seçim kazanılsaydı var ya hepsi kanal kanal dolaşıp zaferin perde arkasındaki asıl mimarın kendileri olduğunu ballandıra ballandıra nasıl anlatacakları oysa.

En çok da Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu.

Millet İttifakı’nın mimarisinin kendisi tarafından oluşturulduğunu, stratejik derinlik projesinin siyasette de uygulanarak zaferin kazanıldığını anlatacak ve o nedenle en çok bakanlığın kendilerine verilmesini talep edecekti.

Seçim öncesinde “Cumhurbaşkanı alacağı her kararı bizlere sunacak ve biz onay vermeden hiçbir kararı alamayacak. Alırsa şayet erken seçime gideriz” sözleriyle seçmene “Ooo! işimiz var desene. Bu ittifak üç günde dağılır” algısına neden olan Davutoğlu, seçimi kazanınca kim bilir ne dayatmalarda bulunurdu.

CHP’liler de size bayılıyordu sanki.

Sığınmacı sorununu Türkiye’nin başına bela eden size, FETÖ kumpas davalarını kolaylaştırıcı Adalet Bakanı Sadullah Ergin’e ya da İdris Naim Şahin’e oy vermek CHP’liler için kolay mı sanıyorsunuz.

Ahmet Davutoğlu, “En son tercihim CHP listelerinden seçime girmekti” dedi.

Asıl CHP’lileri öfkelendiren “Yine seçimler gelecek CHP tek başına girsin de boylarının ölçüsünü alsınlar” sözleriydi.

CHP’nin boyunun ölçüsü üç aşağı beş yukarı belli. En az yüzde yirmi en çok yüzde beş.

Peki Sayın Davutoğlu, sizin boyunuzun ölçüsü kaç?

Bir tahminiz var ama doğrusunu sizden duymak isteriz

Sakın, “Ama biz tek başımıza seçime girmediğimiz için bilmiyoruz.”

Bir önceki seçim sonuçları ile son seçimleri kıyasladığında CHP kendi oyunu almış.

Tek başınıza doğru dürüst miting bile yapamadınız. CHP’nin yaptığı mitinglere gelip tüm liderlerin toplam süresinden fazla konuşarak olmuyor bu işler.

KAYSERİLİ PAZARLIĞI MI YİNE?

Anlıyoruz yerel seçim geliyor ve siz yine “Kayserili pazarlığı” yaparak birkaç belediye aparma niyetindesiniz. Aman dikkatli olun. Her zaman karşınızda bol kepçeden veren bir Kılıçdaroğlu bulamayabilirsiniz. Hani Alman Şansölyesi Merkel’le sığınmacıların barınması karşılığında milyar dolar ve üstüne vize muafiyeti alma sözü aldığınızı belirterek, “iyi bir Kayserili pazarlığı yaptık” demiştiniz ya, asıl Kayserilinin siz değil Merkel olduğu sonradan ortaya çıkmıştı. Vize muafiyeti verilmediği gibi milyonlarca sığınmacı üstümüze kaldı sayenizde.

Davutoğlu’ndan sonra İYİ Parti Teşkilat Başkanı ve İstanbul Milletvekili Buğra Kavuncu da CHP’ye salvoya geçti. Kavuncu, “Biz Türkiye’yi kaybederiz dediğimizde bizi duymayanların bugün gelip bize Ankara, İstanbul deme hakkı olduklarını düşünmüyorum” dedi.

Siyasette güvenirlik ve vicdan sahibi olmak çok önemlidir. Genç ve partisi için gelecek vaat eden bir siyasetçi olarak gösterilen Buğra Kavuncu için talihsiz bir açıklama.

Elinizi vicdanınıza koyun Sayın Kavuncu. Seçim öncesinde “Seçilecek aday” diye sabah akşam söyleyip Kılıçdaroğlu’nu yıpratarak seçim kaybedilmesinde sizin hiç mi payınız yok. Ya masayı devirmeniz de?...

İstanbul ve Ankara belediyeleri sizin de katıldığınız ittifak sayesinde kazanıldı. Ancak siz de bu belediyelerin etinden, sütünden ve tüyünden fazlasıyla yararlandınız. CHP’liler sizin kadar kadro alamadı bu belediyelerde. Birçok CHP’li belediyelerde işe girebilmek için partinize üye olmak suretiyle işi girdiğini CHP örgütleri çok iyi biliyor.