Katliam ortaklığı ile övünmek
Miyase İlknur
Son Köşe Yazıları

Katliam ortaklığı ile övünmek

24.05.2025 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

“Terörsüz Türkiye” şiarıyla yola çıkan ve PKK ile masaya oturan AKP iktidarı, bu kesime şirinlik yapmak için tarihteki katliam ortaklığına vurgu yapması akıllara ziyan bir anlayış.

Bu topraklarda farklı inançları ya da kimlikleri birbirine karşı kışkırtma, fay hatlarını kırmaya yönelik eylemler sadece dışarıdan gelmiyor. Kendi içimizde hem mürekkep yalamış taifeden hem de devletin tepesinden gelebiliyor.

Ermenistan’la Azerbaycan arasında savaş çıktığında dönemin başbakanı Turgut Özal, güya bu savaşta Türkiye’nin tarafsızlığını deklere etmek için “Azeriler Şii, biz Sünniyiz. Onlar İran’a daha yakın” demişti. Türkiye’de on binlerce Şii yurttaşımızın incineceğini hiç hesaba katmadan hem de...

Recep Tayyip Erdoğan da başbakanlığı döneminde “Bana affedersiniz Ermeni” dediler diye açıklama yapmıştı.

Affedersiniz ne demek?

Demek ki Erdoğan’ın zihin dünyasında Ermeni olmak af gerektiren ayıplı bir durum.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın gençlik kolları kongresinde söylediği sözler bırakın Türkiye içini Türk cumhuriyetindeki ülkeleri bile rahatsız edecek türdendi. Şöyle demişti konuşmasında Erdoğan:

“Batı’dan Haçlılar geldi, doğudan Moğollar geldi. Yaktılar, yıktılar, taş üstünde taş, baş üstünde baş bırakmadılar ama biz vazgeçmedik. Unutmayın, Timur filleriyle, ordusuyla geldi. Anadolu’yu baştan başa istila etti, yılmadık, yıkılmadık. Şah İsmail içeriden dışarıdan vatanımızı sarstı, salladı ‘eyvallah’ demedik.”

Anadolu’yu istila eden Moğollarla işbirliği yapanları da söyleseydi keşke. Onu söyleyemiyorsa Moğolların istilasına karşı mücadele verenleri söyleseydi bari.

Timur Özbeklerin büyük atası. Özbekistan’ın her yerinde heykelleri var. Bu sözleri söylerken Özbekleri inciteceğinin farkındadır herhalde. Şah İsmail’in “vatanımızı içeriden dışarıdan sarsıp sallaması” iddiası da hayli komik. Şah İsmail, Osmanlı’ya hiç saldırmadı. Topraklarına adım atmadı. O kendi öz dedesinin beyliği olan Akkoyunlu Devleti ile Dulkadiroğlu Beyliği’ni istila etti. İçeriden sarstı demeleri de Anadolu’nun her yerindeki Türkmen Kızılbaş taifesinin dini mürşidi olarak gördüğü Şah İsmail’i ziyaret etmeleri. Ne yani; Çaldıran Savaşı öncesinde tetikçi olarak kullandığınız İdris-i Bitlisi ile yaptığınız katliamlara rağmen Anadolu Alevileri tövbe mi ettiler?

ALEVİLER TÖVBE Mİ ETTİ?

Hâlâ Anadolu’da adı Şah İsmail ya da Hatayi olan binlerce insan var. Şah İsmail’in deyişleri, nefesleri TRT repertuvarına bile girdi. İstanbul’a yaptığınız üçüncü köprüye “Yavuz” adını vererek kendi kitlenize mesaj verdiğiniz açık. Yavuz’un adını taş köprülere vermenizde bir beis yok. Şah İsmail’in adını yaşatmak için taş köprülere ihtiyacı da yok. O şiirleriyle gönüllere köprü kurmuş zira. İki kardeş Türk devletinin savaşından birini tercih etmek de neyin nesi?

Erdoğan’ın bu sözlerine alıştık da kendi aynı zamanda akademisyen olan Numan Kurtulmuş’un “Anadolu topraklarını baştan aşağı zulümle inleten Şah İsmail’e karşı Yavuz Sultan Selim ile İdris-i Bitlisi’nin yapmış olduğu bir büyük ittifaktır. 1514’te Çaldıran’da o ittifakımız Anadolu’daki Müslüman toplulukların başının daha dik bir şekilde dolaşmasını, esenlik ve birlik içerisinde var olmasını sağlamıştır” sözlerine ne demeli?

Gerçi sonradan özür diledi ama geçmiş ola.

Ne zaman Kürt açılımı sahneye konsa hemen Yavuz ile İdris-i Bitlisi’nin ittifakı dolaşıma sokuluyor. Sanki küffara karşı ittifak yapmışlar. Anımsarsanız 2015 açılım sürecinde de Öcalan,

“AKP-BDP (HDP) olarak İdris-i Bitlisi Yavuz ittifakını güncelleyelim” çağrısında bulunmuştu.

Kürtlerle barış yapmanıza kimsenin bir diyeceği yok. Ayrıca Kürtlerle kimsenin küs ya da savaş halinde olduğu da yok. Ama on binlerce Alevinin katliamında yaptığınız ortaklığa ikide bir vurgu yapmanızın bu topraklara barış getirmeyeceği de açık.