Sevgili emekli kardeşim,

Artık bıçak kemiği de delip geçtiği için sesin bir nebze duyulur hale geldi. Bundan önceki seçimlerde konunun ekonomiye, emeklinin durumuna gelmemesi için her şeyi yapan iktidar bu sefer de aynı yolu denedi ama olmadı. 

Ucuz gıda kuyruğundakilerin büyük çoğunluğu senin arkadaşlarından oluşuyor. Bu kuyruklar Erdoğan’ın mitingine katılanlardan fazla! Gelinen noktanın özeti bu! 

Haklı olduğunu herkes kabul ediyor. Ancak bu yetmez, hakkını almadıktan sonra haklı olmanın bir anlamı yok. 

Eğer bu seçimde varlığını hissettirip, “Hakkımızı alana dek sana oy yok” dersen sesin iktidar katında da duyulacaktır. 

Bu da yetmez... 

***

Sevgili emekli kardeşim, 

Erdoğan, Anadolu’nun hangi iline gitse mutlaka şu cümleyi kuruyor: 

“Sizin oy vermeniz yetmez. İstanbul’daki akrabalarınızı, hemşerilerini de arayın. Murat kardeşimize oy vermelerini söyleyin...” 

Madem öyle, siz de çocuklarınızı, yakınlarınızı, yakında emekli olacak arkadaşlarınızı arayın. Şu bilgileri alt alta sıralayın: 

- AKP iktidarının ilk 10 yılına kadar, gayrisafi milli hasılanın yüzde 5’i emekliler için ayrılıyordu. Bu oran son 10 yılda adım adım yüzde 2.5’e geriledi. Bizim hakkımızın yarısı gasp edildi. 

- En düşük emekli maaşı 10 bin lira diyorlar ya; yalan. 6 bin 500 lira. Kök maaş diye bir şey icat ettiler. 10 bin liranın altında maaşı olanları otomatik olarak 10 bine tamamlıyorlar. Zam yapılacağı zaman kök maaş üzerinden oranı hesaplıyorlar. 

- Biz emeklilerin yüzde 80’i asgari ücretin altında maaş alıyoruz. Oysa AKP’ye kadar en düşük emekli maaşı asgari ücretin yüzde 30 üstündeydi. 

- Ortalama bir devlet memuru emekli olduğunda maaşı asgari ücretin üç katı olurdu. Bugünkü hesapla 51 bin lira olması gerekir ama 14 bin lira! 

- Biz 11.5 milyon emekli, 4.5 milyon dul ve yetim maaşı alan, toplam 16 milyon kişiyiz. Bu sayıya gelecekte siz de ekleneceksiniz. 2008’den itibaren emekli maaşı bağlama oranları yüzde 70’lerden adım adım yüzde 30’lara kadar düştüğü için bugün bu hale düştük. 

- Bankaların zaten 2-3 yılda bir verdiği promosyonu kendi müjdeleri gibi sunmaya kalkmaları bardağı taşıran son damla oldu. 

*** 

Emekli kardeşim, 

Yukarıdaki gerçekleri tane tane sıraladıktan sonra şöyle devam etmeni öneriyoruz: 

Emekli maaşı artık salt emekli sorunu olmaktan çıktı. Tüm toplumu etkileyen derin bir yaraya dönüştü. Güç bela bir araba alabilenlerimiz akaryakıt fiyatlarının geldiği noktada direksiyonu unuttu. 

İnsan torunlarını alıp şöyle bir gezintiye çıkmak istemez mi? 

Bundan da vazgeçtik kendi hayatımızı sağlıklı sürdürememenin çaresizliği içindeyiz. 

Eskiden emekliliğe “ikinci bahar” denirdi. Şimdi ne oldu? 

Yalancı bahar! 

Kışı geçiremeyenin baharı mı olur? 

Ara emekli kardeşim, çevrendeki, memleketindeki herkesi ara. Senin mücadelen onların geleceği için... 

Her canlı ölümü tadacak. Bu yaşamın gerçeği. Ama bugün emekliler ölmeden önce ölüyor! 

Bunu kader belleme emekli kardeşim. Yunus Emre, “Kader gayrete âşıktır” diyor. 

Aç telefonu duyur sesini... 

Emeklinin maaşı, emeklinin naaşını bile kaldırmaya yetmez hale gelmeden ara...