Olaylar Ve Görüşler

Altı Ok’u koruyalım! - Kemal ANADOL

18 Ekim 2021 Pazartesi

Çok partili yaşama geçtiğimiz yıllardan bu yana, CHP’nin tüm ülke ve dünyada tanınan logosu Altı Ok’un bazen sayısının azaltılması bazen de tamamen kaldırılması yolunda öneriler yapılagelmiştir. Bunun dışında zaman zaman partinin gücü ve etkisinin artacağı umuduyla adına ilaveler yapılmıştır. Örneğin 1995 seçimlerine girerken, Tony Blair ve İngiliz İşçi Partisi’nin etkisiyle “Dünyada Yeni Sol Türkiye’de Yeni CHP” sloganı öne çıkartılmıştır. 2010 yılında partideki yönetim değişikliğinden sonra yine “Yeni CHP” söylemine tanık olundu. Partinin 90 yaşına girdiği günlerde 90 rakamı ve ile ulu çınar kompozisyonundan oluşan bir tasarımın sürekli hale getirildiğini gördük. Son olarak Cumhuriyet’in değerli yazarı Orhan Bursalı 12 Ekim 2021 günü köşesinde Altı Ok’a üç ok daha ilave edilmesini önerdi: Emek, Yeşil ve Bilim...

NEDEN BU DEĞİŞİKLİK?

Öncelikle şunu belirteyim: amacım yeni bir tartışma açmak veya polemiğe girmek değil, bu konuda öteden beri koruduğum düşüncelerimi anlatmaktır. Ayrıca tek adam rejimine karşı verilen yoğun mücadele sırasında CHP üzerinde bu tür tartışmalar yaratmayı sakıncalı bulduğumu da belirtmek istiyorum.

Cumhuriyetin kurucusu ve bugün en büyük muhalefet partisi olarak CHP her zaman yaşamın içinde olmuştur. Dünyada ilk kez başarıya ulaşan antiemperyalist utkunun üzerine kurulan Türkiye Cumhuriyeti’ni uzun yıllar yöneten CHP, ülkemize ve insanımıza dünyanın hayran bakışları altında değişim ve yenilikler getirmiştir. Bugünkü AB ülkelerinin çoğundan önce kadınlara seçme ve seçilme hakkı tanınmasından tutun, çok partili yaşama geçme, grevli, toplusözleşmeli sendikal haklara kadar. Yurttaşlarımızın yaşamını değiştiren ve “on yılda on beş milyon” genç yaratan bu atılımın iki gücü vardı. Birincisi rejimin kurucusu Atatürk’ün “Çağdaş uygarlık düzeyi” olarak çizdiği yol haritası, ikincisi de altı okun içinde bulunan “devrimcilik” ilkesi. Sürekli devrimi öneren bu ilke dünyadaki gelişmelere ayak uydurmamızı sağlıyor, sürekli değişimlerle partinin tutuculaşmasına olanak vermiyordu. 

Cumhuriyetin onuncu yılından, çok partili yaşama uzanan bu değişim sürecinde kimsenin aklına Altı Ok’u değiştirmek gelmiyordu. Buna gerek de yoktu. Pekiyi ne yapılıyordu? Partinin anayasası olan tüzük ve program yenileniyor, yeni gereksinimleri karşılayacak yeni ilkeler ortaya konuyordu.  Örneğin “Ortanın Solu” atılımından sonra 1969 ve 1973 seçimleri öncesi bunlar seçim sloganı olarak seçmeni etkiliyordu. “Yoksulluk Kader Değildir”, “Bu Düzen Değişmelidir”, “Toprak İşleyenin Su Kullananın” belgileri bunun tipik örnekleridir. 1977 seçimlerinde alınan % 42 oy, toplumda yaratılan heyecanın ve halktan alınan desteğin sonucudur.

İLERİ DÜZENLEMELER

CHP’nin 9 Eylül 1992 gününde yeniden açılışından bugüne kadar programına ilave edilen yeni ilkeler ve tasarılar da bunun en iyi göstergesidir. Sayın Orhan Bursalı’nın önerdiği üç ilke ile ilgili bölümlere bir göz atmak bu savı doğrulayacaktır. 

Emek konusu “CHP Toplu İş Hukuku Alanında Reform Yapacaktır” başlığı altında, İş Güvencesi, Tüm Çalışanlara Çağdaş Sendikal Haklar, Tüm Çalışanlara Grevli Toplusözleşme Hakkı, Güvenli ve Sağlıklı Çalışma Hakkı alt başlıklarında ele alınmıştır. Bunlar AB ve ILO ölçülerinde çok ileri düzenlemelerdir.

VERİLEN ÖNEM ORTADA

CHP Programının Çevre Bölümü bence uluslararası ölçülerde bir değer taşımaktadır. "Çevreye Duyarlılık Çağdaşlıktır” başlığı altındaki alt başlıklar bunu kanıtlamaktadır:

Türkiye’nin Çevre Envanteri Çıkarılacaktır, Türkiye Çevre Eylem Planı Uygulanacaktır, Çölleşme ve Erozyonla Mücadele Ulusal Planı Geliştirilecektir, Topraksu Genel Müdürlüğü Yeniden Faaliyete Geçecektir, Ulusal Su Tedarik ve Kullanım Programı Uygulanacaktır, Kirleten Öder İlkesine İşlerlik Kazandırılacaktır, Temiz Çevre İçin Kentsel Altyapı Tamamlanacaktır, Çevresel Etki Değerlendirilmesinin  (ÇED) Etkin Uygulaması Sağlanacaktır, Çevresel Yönetim ve Düzenleme Kurulu (ÇYDK), Yüksek Çevre Kurulu, Çevre Ajansı, Çevresel Araştırma Kurulları oluşturulacaktır. Denizlerimizin ve Tatlı Sularımızın Kirlenmesine Karşı Etkin Mücadele Yürütülecektir, 2005 Barselona Deklarasyonu Desteklenecektir. Küresel Isınma ve Hayvan Hakları da ayrı bölüm olarak düzenlenmiştir. 

Bilime gelince... Bilgi Toplumuna Dönüşüm Hızlandırılacak, Ulusal İnovasyon Yenilik Sistemine Destek Oluşturulacaktır, Güçlü Bir İnternet ve İletişim Altyapısı Oluşturulacaktır, Nano Teknolojiye Özel Destek, AR-GE Çalışmaları GSYİH’nin %2’sine Çıkartılacak, Ülkemizdeki Beyin Gücü Tersine Çevrilecek, Türk Teknoloji Merkezleri (TTM) Kurulacak, Bilişim ve Yazılım Üssü Olmamız Hedeflenecek, Yazılım Odaklı Teknoparklar Kurulacak, İletişim Güvenliği ve Denetlemesi Üst Kurulu Oluşturulacak, Yurttaşların Hukuksuz Dinlemelerine Son Verilecek, Elektronik ve Haberleşme Sektöründe Sürdürülebilir Bir Rekabet Ortamının Sağlanması Hedef Alınacak başlıklarıyla partinin bilim ve bilimsel gelişmeye verdiği önem ve değer ortadadır.

GEREKSİZ BİR ÖNERİ

Tüm bunlar ortadayken Altı Ok’a yeni oklar ilavesini gereksiz buluyorum. Önemli olan bir partinin programındaki ilkeleri ve seçmene olan yükümlülüklerini yaşama geçirerek inandırıcı olmasıdır. Yoksa yeni sıfatlar ve okların partiye kazandıracağı bir şey yoktur. Devrimcilik ilkesi varken “yeni” niye? Tüm ülke ve dünyada tanınan Altı Ok’un azaltılması veya çoğaltılması önerilerinin getirisi ne olacaktır? 1830’lu yıllardan bu yana ABD seçimlerinde Cumhuriyetçilerin logosu fil ve Demokratlarınki de eşek! Bunları bile değiştirmek kimsenin aklına gelmiyor. Kaldı ki dünyadaki siyasal partilerin çoğunda logo hayvan ve bitkilerden oluşuyor. Kartal, güvercin, eşek, fil, çınar, filiz, gül, karanfil gibi. Bunların içinde ilkelerini simgeleyen tasarım harikası Altı Ok’un farklılığı hemen ortaya çıkıyor. 1933 yılında Altı Ok tasarımını gerçekleştiren Köy Enstitülerinin mimarı büyük eğitimci İsmail Hakkı Tonguç’u da saygı ile anıyorum.

Altı Ok simgesini savunmak ve üzerinde oynanmasına karşı çıkmak tutuculuk değildir. Simgeler partilerin bayrağı, tüzük ve programları da anayasalarıdır. Nasıl ulusların anayasaları değişir bayrakları değişmezse partiler de kurucu ideolojilerini, tarihlerini, mücadelelerini yansıtan ve anımsatan simgelerini değiştirmezler, değiştirmemelidirler!

KEMAL ANADOL

CHP (E) GRUP BAŞKANVEKİLİ



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları