Bu dünyadan bir Ali Dinçer geçti... Av. Ertuğrul Cem Cihan - Çankaya Belediyesi Meclis Üyesi
Olaylar Ve Görüşler
Son Köşe Yazıları

Bu dünyadan bir Ali Dinçer geçti... Av. Ertuğrul Cem Cihan - Çankaya Belediyesi Meclis Üyesi

21.04.2024 11:14
Güncellenme:
Takip Et:

1979 yazıydı. Henüz Ankara’ya taşınmamıştık fakat her yaz olduğu gibi ailemle birlikte yine Ankara Demetevler’de oturan dedemlere gelmiştik. İlkokul ikinci sınıftaydım. Babamla birlikte Demetevler otobüsünü bekliyorduk. Zafer Çarşısı’ndaki Belediye Sanat Galerisi’nde kitap dağıtımı vardı. O kadar kalabalıktı ki babam, öğretmen olduğunu söyleyerek bir set kitap alabilmişti. Ben de o yaz bu kitapları su gibi okuyup bitirmiştim.

Ankara Belediye Başkanı Ali Dinçer eğitime destek için büyük bir kampanya düzenlemişti. Belediye araçları tüm ilkokullardan atık kâğıt ve gazeteleri toplamış, SEKA’ya verip karşılığında kâğıt almıştı. Bu kâğıttan da bir milyon kitap basılarak öğrencilere dağıtılmıştı. Türk ve dünya çocuk klasiklerinden oluşan bu kitapların okullarda dağıtımına o dönemki MC hükümeti izin vermemişti. Ancak birçok mahallede bu kitaplar çocuklara belediye personeli tarafından dağıtılmıştı. Benim aldıklarım da işte o kitaplardı.

YAKILAN HAYALLER

12 Eylül’ün karanlık günlerinde Kozaklı Atatürk İlkokulu’ndaydım. (12 Eylül’ün ilk icraatlarından biri, kurulduğunda verilen isim olan Devrim İlkokulu’nun adını değiştirmek oldu.) Öğretmen sınıfta “Ankara Belediyesi’nin dağıttığı kitaplardan alan var mı” diye sordu. Ben de çocuk saflığımla “Benim var öğretmenim” dedim. Öğretmen “O kitaplar yasak” dedi.

Öğretmenim teneffüste, aynı okulda görev yapan anneme söylemiş bu olayı. Okul çıkışı eve geldiğimizde annemin ilk işi o güzelim kitapları banyo sobasında yakmak oldu. “Yarın sınıfta parmak kaldır öğretmene herkesin duyacağı şekilde ‘o kitapları yaktık’ de” diye tembihledi. 12 Eylül cuntasının ne olduğunu daha çocuk yaşta yaşayarak öğrenmiş oldum. Sobada yakılan da aslında ilerici bir belediyecilik anlayışının izleriydi.

ALİ DİNÇER ETKİSİ

Proje planlanırken üç yüz bin adet olması kararlaştırılmış ama Dinçer büyük projeleri sevdiğinden “Bir milyon olsun” demişti. Ali Dinçer, ODTÜ Makine Mühendisliği’ni bitirdikten sonra yine ODTÜ’de endüstri mühendisliği yüksek lisans yapmıştı. Daha 29 yaşındayken Makine Mühendisleri Odası’nın başkanı oldu. Üniversite yıllarından itibaren sosyal demokrat politikayı benimsemiş, Sosyal Demokrasi Derneği’nde başkanlık yapmıştı. Siyasete Cumhuriyet Halk Partisi’nin en alt kademelerinden Altındağ Gençlik Kolları’nda başlamış, Çankaya ilçe başkanlığı, il yönetim kurulu üyeliği ve çok genç yaşta Ankara il başkanı olmuştu. Henüz 32 yaşında il başkanıyken yapılan ön seçim neticesinde 1977 yerel seçimlerinde CHP Ankara Belediye Başkanı Adayı olarak seçimlere girdi.

1977 seçimlerinde CHP tarihinin en yüksek oy oranına ulaşmış, il genel meclisinde yüzde 41,8, belediye başkanlığı oylamasında yüzde 45,7 oy oranına ulaşmıştı. Ali Dinçer seçildikten sonra kendinden önceki Ankara’nın efsane Belediye Başkanı Vedat Dalokay’ın toplumcu, halktan yana projelerine dört elle sarıldı ve daha da geliştirdi.

AKKONDU: BATIKENT

İlk konuşmasında “Başlanmış olan projelerin bitirmesi için uğraşacağını ve bu projeleri yapanlardan yardım alacağını” söyledi ve sözüne sadık kaldı. Bu projelerin en önemlisi ise Batıkent projesiydi. 1950’li ve 60’lı yıllarda köyden kente göç çok hızlanmış, Cumhuriyet döneminde birkaç kez hazırlanan nazım imar planı uygulanamaz olmuştu. Ankara çanağının etrafını gecekondular sarmıştı. Şehrin en önemli meselesi olan insanca barınma hakkına ilişkin Vedat Dalokay’ın CHP’nin Ak Günlere seçim bildirgesinden esinlendiği Akkondu (Daha sonra Batıkent adını alacak) konut projesi başlatıldı.

Ankara’nın batısında yer alan bölgenin imar planı yapılarak Türkiye’nin en büyük arsa üretme ve imar projesi hazırlandı. Emekçilerin konut sahibi olmasını sağlayacak ucuz, sağlıklı ve sağlam konutlar, bugünkü gibi şirketler eliyle değil, kooperatifler yoluyla yapılacaktı. Bu kooperatifler de uzun yıllar Murat Karayalçın’ın başkanlığını yapacağı Kent-Koop çatısı altında örgütlendi.

Ali Dinçer göreve gelir gelmez bu projenin hayata geçirilmesi için çok çaba sarf etti. İki yüz bin kişinin yaşayacağı bu projenin yüzde 55’i sosyal alan olarak planlanmış geri kalan yüzde 45’lik konut alanının yarısı da yatay mimari olarak planlanmıştı. Daha sonra ANAP zamanında bu sosyal alanlar Türk-Konut’a bağlı kooperatiflere verildi, geri kalan alanların da önemli bir kısmı Melih Gökçek döneminde parsel parsel satıldı.

ULAŞIM ve PLANLAMA

Dinçer ilk olarak planlamayı önemsemiş, iyi plan olmadan hiçbir projenin başarılı olmayacağı bilinciyle belediye planlama müdürlüğü kurmuş ama klasik belediye hiyerarşisi dışında tutmuştu. Bu planlamalar sayesinde bugün metrobüs olarak İstanbul’da uygulan tahsisli yol projesini hayata geçirdi. Dikimevi-Beşevler arasında ilk defa körüklü otobüsler için özel otobüs yolunu yaptı. Böylece trafiğe takılmadan insanlar hızla evlerine, okullarına, işlerine gidebilmekteydi. Ayrıca otobüsler trafiğe takılmadan gittiği için daha az yakıt harcayarak yakıt tasarrufu sağlamaktaydı. Bu tahsisli yollar daha sonra ANAP’lı belediye başkanı tarafından kaldırılacaktı.

METRO

Toplumcu belediyeciliğin en önemli projelerinde biri olan metro, Vedat Dalakoy zamanında projelendirilmiş, Ali Dinçer hayata geçirmek için gerekli kaynakları bulmuş, hatta Opera Köprüsü’nün hemen yanında ilk temeli atılmak için kazı da yapılmıştı. Ancak 1980 darbesi neticesinde cunta tarafından metro projesi durduruldu; ta ki Murat Karayalçın’ın belediye başkanı olmasıyla Ankara’ya metro yine bir sosyal demokrat belediye başkanı tarafından getirilene dek.

Ali Dinçer, o dönemde bile çevre hakkı ve yaya hakkı kavramının temel haklardan olduğu bilinciyle belediyecilik yapıyordu. Önemli batı şehirlerinde olduğu gibi şehrin merkezinin yayalaştırılması için uğraşmış, ilk adım olarak hâlâ kullanılan İzmir Caddesi, Sakarya Caddesi, Yüksel Caddesi ve kesişen bazı sokakları yayalara ayırmıştı. Böylece hem çevre temizliğine katkı sağlamış hem de yurttaşların sosyalleşmesi için projeyi hayata geçirmişti.

HALK EKMEK

İstanbul, Çanakkale ve İzmit’te başlanan halk ekmek fabrikası projesini Ankara’da hayata yine Ali Dinçer geçirdi. O dönem için dev proje olan günlük 200 bin kapasiteli halk ekmek fabrikasını Dinçer açtı.

Ali Dinçer tıpkı kendinden önceki Belediye Başkanı Dalokay gibi katılımcılığa ve şeffaflığa çok özen gösteriyor, belediye çalışanları ile halkın belediyeyi beraber yöneteceğini söylüyor, mahalle komiteleri kurulması için çaba gösteriyordu. Özellikle Başkent Danışma Forumu’nu örgütleyerek kent yönetiminde alınacak kararlara kentte bulunan dernekler, meslek örgütleri üniversiteler, siyasi partiler ve sendikalardan oluşan forumun katılımını sağlıyordu. Forum ilk defa üç katlı Arı Sineması’nda organize edilmişti.

KESİNTİ

1977 yılında seçilen, kendinden önce başlanan toplumcu belediyecilik projelerine devam eden, bunlara yenilerine ekleyen ve sosyal demokrat yerel yönetim anlayışını sürekli hale getirmek için çaba sarf eden Ali Dinçer, 12 Eylül darbesiyle görevden alındı. Böylece toplumcu belediyecilik kesintiye uğradı.

Ali Dinçer ölene kadar CHP çatısı altında siyasete devam etti; Devlet Bakanlığı ve Meclis Başkan Vekilliği görevlerinde de bulundu. 18 Nisan 2007 tarihinde kaybettiğimiz CHP örgütünün yetiştirdiği entelektüel politikacı Ali Dinçer’in mirası, son yerel seçimlerde büyük başarı kazanan sosyal demokrat belediye başkanlarının toplumcu, halkçı belediyecilik pratiklerine ışık tutmalıdır.

Yazarın Son Yazıları

Çocuklarımız artık kimsesiz mi? - Özgür Hüseyin Akış

Cumhuriyetin kuruluş yıllarında söylenmiş bir cümle hâlâ kulaklarımızda çınlar:

Devamını Oku
07.12.2025
Çözüm mü, çözülme mi? - Ülgen Zeki Ok

Emperyalist güçlerin Ortadoğu’daki kirli emellerinin önündeki en büyük engel olan Atatürk’ü Türk halkının yüreğinden söküp atmak, yani öldürebilmek için bir gri propaganda yöntemi uyguluyor.

Devamını Oku
06.12.2025
Tek Çin ilkesi - Wei Xiaodong

Türkiye’de Çin’in Tayvan bölgesi yaygın olarak bilinse de bu bölgeye ilişkin tarihi ve siyasi bilgiler genellikle sınırlı kalmaktadır.

Devamını Oku
05.12.2025
İktidarın eğitimdeki U dönüşleri - Nazım Mutlu

Siyasal yaşamının toplamı çeyrek yüzyılı bulan iktidar partisinin kısa tarihi, sayısız U dönüşleriyle doludur.

Devamını Oku
03.12.2025
Cumhuriyete sahip çıkma konuşması: Atatürk’ün ‘Bursa Nutku’ - Hamdi Yaver Aktan

Mustafa Kemal Paşa, 3 Şubat 1933 akşamı İzmir Kordon’daki köşkte akşam yemeği sırasında Bursa’daki olayı öğrenir.

Devamını Oku
03.12.2025
Demokraside seçilenler özgür olmalı - Hüseyin Mert

Demokrasi; çağdaş yaşamın, mutluluğun, ekonomik kalkınmanın ve her türlü gelişmenin önkoşulu, altyapısı ve temelidir.

Devamını Oku
03.12.2025
Tekke ve zaviyelerin kapatılması - Doç. Dr. Hüner Tuncer

Tekkeler ve zaviyeler, İslamdaki tarikatların dinsel tören, toplantı ve eğitim yerleridir.

Devamını Oku
02.12.2025
Suyun akışını sürdürmek - Dr. Anıl Yıldırım Poyraz

“Su ateşe galiptir ancak bir kaba girerse ateş onu kaynatıp yok eder.” - Mevlana

Devamını Oku
02.12.2025
21.yüzyılda Türkiye’de sosyal demokrasi - Halil Sarıgöz

Sosyal demokrat partilerin tarihsel serüvenine baktığımızda, parti programlarının yalnızca birer teknik metin değil; toplumun yönünü, siyasal aklın niteliğini ve iktidar imgelemini belirleyen kurucu belgeler olduğunu görürüz.

Devamını Oku
01.12.2025
Gıda güvenliği sistemimiz alarm veriyor - Adnan Serpen

Gıda yaşam için olmazsa olmazdır ancak kirlenirse hastalığa, hatta ölüme bile neden olabilmektedir.

Devamını Oku
01.12.2025
Buğra Gökce, Silivri'den Cumhuriyet'e yazdı

Otuz altıncı pazar...

Devamını Oku
29.11.2025
İhanetin adı barış olamaz… - Erol Ertuğrul

Güzel yurdumuzda 23 yıldır uygulanan politikalarla, üniter devlet yapımıza ve Cumhuriyetimizin kuruluş anlayışına uymayan görüşler seslerini yükseltmeye başladı.

Devamını Oku
29.11.2025
İddianame hukukla bağlı mı? - Doğan Erkan

İmamoğlu iddianamesi başından beri hukuk dili yerine tercih edilen siyasal retoriğiyle, delil boşluğuyla, rivayet anlatımlarıyla tartışılıyor.

Devamını Oku
28.11.2025
İmralı ziyareti ve TBMM - Hüseyin Özkahraman

Türkiye’de “Kürt meselesi”, etnik kimlik tartışmalarını aşan; devlet-toplum ilişkilerini, siyasal katılım biçimlerini, demokratikleşme dinamiklerini ve meşruiyet tartışmalarını doğrudan etkileyen çok katmanlı bir olgudur.

Devamını Oku
28.11.2025
Seçimin sakatlanması - Cihangir Dumanlı

Anayasamızın 2. maddesine göre Türkiye Cumhuriyeti demokratik bir devlettir.

Devamını Oku
27.11.2025
Kurucu felsefeye dönüş - Mehmet Tomanbay

Son açıklanan TÜİK verileri enflasyon, işsizlik ve derinleşen yoksulluğun gittikçe büyüyen sorunlar olduğunu göstermektedir.

Devamını Oku
27.11.2025
Düzensiz dünya nereye gidiyor? - Nejat Eslen

Yeni bin yılın ilk yüzyılının ilk çeyreği yakında bitecek.

Devamını Oku
26.11.2025
İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

Devamını Oku
26.11.2025
Eğitim sürecinde öğretme ve öğrenme - Cihat Karaali

Geçmişte eğitimciler yalnızca öğretmen değillerdi.

Devamını Oku
26.11.2025
Radbruch formülü ve Türkiye bağlamı - Başar Yaltı

Daha önce bu sütunlarda yayımlanan “Adaletsizliği Görmek” (Cumhuriyet, 07.11.2025) başlıklı yazımızda; adalete giden yolun adaletsizliği görmekten geçtiğini, bir hukuk düzeninde karar veren konumundaki tüm görevliler ile hukuk normlarını uygulayan tüm yetkililerin adaletsizliği görmek, önlemek ve adaleti yerine getirmekle görevli olduklarını, adaletsizliği görme yetisine sahip olmayanların yargıç ve savcı yapılmaması gerektiğini belirtmiştik.

Devamını Oku
25.11.2025
Türkiye Araf’ta - Gani Işık

Şimdilerde Türkiye’ye bir hal oldu; Cumhur İttifakı, İmralı ile hemhal oldu.

Devamını Oku
25.11.2025
Öğretmenim, canım benim! - Duran Güldemir

24 Kasım Öğretmenler Günü’nün anlamını ve önemini anlatmak için söylenecek çok söz var elbette ancak Ceyhun Atuf Kansu’nun “Dünyanın Bütün Çiçekleri” şiirinin bu dizeleri sanki bir başka söze gerek yoktur der gibi derin bir duygusallık içine sürüklemektedir bizi.

Devamını Oku
24.11.2025
Uçak kazasının düşündürdükleri... - Cumhur Utku

Geçen hafta Azerbaycan-Gürcistan sınırında düşen askeri uçağımızla ilgili bir tanımı düzeltelim

Devamını Oku
22.11.2025
‘Ot otlayanlar’dan bugüne - A. Celal Binzet

Günümüzün yakıcı sorunlarından birisi olan vergi, bozuk sistemin ana nedenlerinin başında geliyor.

Devamını Oku
21.11.2025
Bir döneğin anatomisi - Çiğdem Bayraktar Ör

Dün söylediğini bugün unutuyor; hayır, unutmuyor; “Dün söylediğini yutuyor”!

Devamını Oku
21.11.2025
Türkiye’de şap hastalığı neden hâlâ bitmiyor? - Gülay Ertürk

Türkiye’de hayvancılığın en büyük sorunlarından biri, aradan geçen yüzyıllara rağmen hâlâ kontrol altına alınamayan şap hastalığıdır.

Devamını Oku
21.11.2025
Dünya Çocuk Hakları Günü - Recep Nas

Çocuk Haklarına İlişkin Sözleşme, 20 Kasım 1989 günü Birleşmiş Milletler’ce kabul edilmiş, 2 Eylül 1990’da yürürlüğe girmiştir.

Devamını Oku
20.11.2025
CHP'nin iktidar kurultayı - Ziya Yergök

Türkiye’nin kurucu ve birinci partisi, iktidarın en güçlü adayı CHP, 28- 30 Kasım tarihlerinde 39. olağan kurultayını yapacak.

Devamını Oku
20.11.2025
Güvenlik kültürü üzerine - Gazi Zorer

Ülkemizin büyük kısmı aktif deprem kuşağında ve sıklıkla depremi yaşıyoruz ama esaslı bir deprem master planımız yok.

Devamını Oku
19.11.2025
Kemalizm karşıtlığının maskesi - Tunay Şendal

Türkiye, 10 Kasım’ın manevi ağırlığı altında, Mustafa Kemal Atatürk’ün mirasına yönelik tartışmaların bir kez daha alevlendiği bir kırılma anına tanık olmuştur.

Devamını Oku
19.11.2025
Gözden gönüle akan bir aydın - Mücteba Binici

Veteriner hekim Nihat Köse ile ilk karşılaşmamız, 1988 yılının ağustos ayında Samsun Sahra Sıhhıye Askeri Okulu’nda başladı.

Devamını Oku
19.11.2025
İhanet ve gerçekler - Doğu Silahçıoğlu

1914-1918 Birinci Paylaşım Savaşı’nda İngiliz, Fransız, İtalyan ve Yunan işgaline uğrayan Anadolu; Mustafa Kemal önderliğinde başlatılan Milli Mücadele ve Kurtuluş Savaşı döneminde, ardında yayılmacı sömürgecilerin ve Saray’ın durduğu ihanet dolu bir sürece sahne oldu.

Devamını Oku
18.11.2025
Kavramların sosyal yaşamdaki etkisi - İsmail Doğan

İnsanlık bir arada yaşamaya başladığı andan itibaren sosyalleşme doğal bir gereksinim olarak ortaya çıkmıştır.

Devamını Oku
18.11.2025
Masumiyet karinesi - Suna Türkoğlu

Hukuk devletinin vazgeçilmez unsurlarından biri olan “masumiyet karinesi” veya “suçsuzluk karinesi”, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 38’inci maddesinin dördüncü fıkrasında, “Suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar kimse suçlu sayılamaz” hükmü ile pozitif hukukta da yer almaktadır.

Devamını Oku
17.11.2025
Çalışma yasalarında değişim gerekli mi? - Dr. Engin Ünsal

Yasalar da canlılar gibi zamanla yaşlanır ve işlevini yapamaz duruma gelir.

Devamını Oku
17.11.2025
KKTC 42 yaşında! - İhsan Tayhani

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin kurulduğu 15 Kasım 1983’te dünyaya gelenler, şimdi 42 yaşındalar ve onlar, anne ve babalarından farklı olarak özgürlüklerinin güvencesi olan bir Cumhuriyetin kucağına doğdular.

Devamını Oku
15.11.2025
Erken yaşta okur yetiştirmek - Prof. Dr. Sedat Sever

Edebiyat yapıtları, Montaigne’in belirlemesiyle, “Bizim kendimizin dışına, ötemize gitmemize” kılavuz olan estetik birer uyarandır.

Devamını Oku
13.11.2025
Sosyalizm ve cumhuriyet - Kaan Eroğuz

Neoliberal küreselleşmenin 40 yılı aşkın sürede yarattığı tahribat...

Devamını Oku
13.11.2025
Hukuk devleti mi, yargı devleti mi? - Av. Erol Türk

Hukuk devleti herkesin, devleti yönetenlerin de hukuka bağlı olduğu, hukukun üstünlüğünü ve temel hak ve özgürlükleri güvence altına alan devlettir.

Devamını Oku
12.11.2025
Ankara Hukuk Fakültesi 100 yaşında - Av. Ahmet AKGÜL

5 Kasım 1925 tarihinde, ilk TBMM binasının toplantı salonunda yapılan törende Ankara’da leyli (yatılı) – nehari (gündüzlü) bir hukuk mektebi açılmıştı.

Devamını Oku
12.11.2025