Olaylar Ve Görüşler

Çoklu Kriz Ortamında CHP - Dr. Bülent KERİMOĞLU

15 Eylül 2020 Salı

Temellerini Sivas Kongresi’nde attığımız partimizin, kuruluş yıldönümünü, Atatürk savaş kahramanı bir gazi mi, yoksa büyük bir devrimci mi?” tartışmaları içinde kutluyoruz. Partimizin kurucusu Atatürk, askeri ve siyasi deha, devlet adamı, güncelliğini ve önemini bugün de koruyan fikirleri ile yolumuzu aydınlatan büyük bir devrimcidir.

Vatan bilincini Namık Kemal’lerden, hürriyet fikrini Jön Türklerden, istibdata karşı ölümü göze alan siyasi geleneğini devrimcilerden alan, Cumhuriyet Halk Partisi; Müdafaa-i Hukukçuların, Kuvay-i Milliyecilerin mazlum milletlere örnek olan antiemperyalist mücadeleyi kazanması ile kurulmuştur. Mayasında halkımızın fedakârlığı, alın teri, kanı, canı, evlatlarının geleceği vardır.

Acı deneyimlerle, bedeller ödeyerek bugünlere kadar varlığını kararlılıkla sürdüren CHP, masa başında kurulmadığı gibi, ilkeleri ve programı da mürekkeple değil kanla yazılmıştır.

Yarı sömürge, hasta Osmanlı Devleti’nden, tam bağımsız Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran yurtseverler, partimizin ilkelerini tavizsiz savunacak, toplumsal kutuplaşmayı sonlandıracak, otoriterleşen Türkiye’de çoğulcu parlamenter demokrasiyi yeniden inşa edecek, ülkemizin siyasal ve kültürel olarak çölleşmesine izin vermeyecek, AKP’nin neden olduğu ağır çoklu krizlerin tahribatını tedavi edecektir.

Bereketli toprakları, zengin kültürel mirası, çalışkanlığı ve fedakârlığı sayesinde geçmişte olduğu gibi yine partimizin öncülüğünde halkımız, bu ağır kriz dönemini aşacaktır.

İÇ BARIŞIN GÜVENCESİ

Geçmiş yıllarda daha çok ekonomi ve terör başta olmak üzere genelde tekli ya da ikili krizlerin yaşandığı benzer dönemler olmuştur. Bu tekli ya da ikili krizlere ilave olarak kimi zaman demokrasimizi askıya alan darbeler, kimi zaman dış politika, kimi zaman eğitim, sağlık, hukuk, liyakatsiz kadrolaşma, iç-dış göç...

Oysa günümüz Türkiyesi’nde maalesef bu sorunların tamamının yaşandığı ağır çoklu kriz ortamındayız.

Ulusal bütünlüğümüzün harcı laiklik ilkesini tehdit eden en önemli kriz maddelerinden biri, cemaat ve tarikatların devleti ele geçirme teşebbüsüdür. Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, meczuplar ülkesi olamaz” diyen, din ve devlet işlerini birbirinden ayıran, tarikat ve cemaatleri kapatan Atatürk’ten günümüze, çocuklara cinsel istismarda bulunacak kadar alçalabilen tarikat ve cemaatlere son yirmi yılda çok daha geniş alan açılmıştır.

Kendilerine ayrıcalıklı ruhban sınıf yaratmak isteyen, halkımızın samimi dini duygularını sömüren tarikat ve cemaatlere karşı laikliğin ve akılcılığın teminatı olan Cumhuriyet Halk Partisi’nin kuruluş yıldönümünün anlamı, kurucumuz Atatürk’e olan bağlılığımızla birlikte çok daha büyüktür.

Demokrasiyi sadece sandık sonuçlarından ibaret gören, 200 yıllık anayasal kurumları ve üniversiteleri işlevsizleştiren, demokratik kitle örgütlerini arka bahçe haline getiren AKP’nin, demokrasi, insan hakları ve hukukun üstünlüğü gibi kavramları inisiyatiflere bırakan tutumu bir başka ve önemli kriz maddesidir.

Kurulduğu günden bugüne CHP eşitsizliğe, gericiliğe, emperyalizme, bölücülüğe, hukuksuzluğa ve en önemlisi de otoriterleşmeye karşıdır.

Milli iradenin, bilimsel akılcılığın ve iç barışımızın güvencesidir.

SORUMLULUK ZAMANI

AKP’nin sıfır sorun iddiası ile başladığı, artık içinden çıkılamaz sorunlar yumağına dönüştürdüğü dış politika belirsizliğide en önemli kriz maddelerinden biri olmuştur. Kıbrıs’ta yes be annem diyenler, demokrasi götürüyoruz” yalanına inanarak emperyalizmin Ortadoğu işgaline sessiz kalanlar, terör örgütleri ile pazarlık yapanlar, komşu ülkelerin toprak bütünlüğüne ve iç hukukuna müdahale edenler, dış politikada sorun çözmek bir yana sorunların nedenidir.

Kalıcı barış, bölgesel işbirliği, milli menfaatları savunan onurlu dış politika için görev ve sorumluluk zamanı artık Cumhuriyet Halk Partisi’ndedir.

‘KİMSESİZLERİN KİMSESİ’

Salgınla birlikte bir diğer önemli ve artık sürdürülemez olan kriz maddesi, ekonomik çöküntüdür. İktisadi bağımsızlığı siyasi bağımsızlığın temel koşulu gören, bu anlayışla, kapitülasyonları kaldıran, yabancıların elindeki tüm işletmeleri devletleştiren, bölgeler arası dengesizliği kaldırmayı hedefleyen, Osmanlı'dan kalan borçları öderken bir yandan da sanayileşme konusunda büyük adımlar atan partimizin kuruluş yıldönümünü gururla kutluyoruz.

Balkan Harbi’nden Milli Mücadele’ye kadar 10 yıl süren savaşlarda bitip tükenmiş bir ülkede, halkının dişiyle tırnağıyla yarattığı kazanımları tek tek haraç mezat satan savurgan iktidardan, üretimi önceleyen, işsizliği bitiren, sosyal refahı artıran, 3-5 yandaşın değil kimsesizlerin kimsesi” olan partimizin, iktidar olacağı inancı ile kuruluş yıldönümünü kutluyoruz.

TAVİZLE DEĞİL KARARLILIKLA

Sonuç olarak: CHP ilelebet devrimdir, ne bir kişi, ne bir gruptur. CHP halktır, örgütlü mücadeledir, bağımsızlık ateşidir. Yurt savunmasında en önde, sofrada en arkada olmaktır. Ağır tahribat dönemleri sonrasında, bedel ödemek için sorumluluk almaktır. Ülkemizin içinde bulunduğu çoklu kriz koşullarında, iktidar olacağımız olan inancımız, güneşin yarın doğacağına olan inancımıza kadar güçlüdür. Ancak, iktidar tavizkâr politikalarla değil, eklemlenerek değil, Atatürk’ün ömrü hayatı boyunca ısrarla gerçekleştirmek istediği aydınlanma devrimlerini savunmakla olur.

DR BÜLENT KERİMOĞLU



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları