Cumhuriyet Halk Partisi’nin somut uygulamalar ile toplumumuzdaki farklı fikirleri ve talepleri doğrudan politikaya yansıtarak zaman kaybetmeden bu talepleri gerçekleştirebilmesi için yeni bir tüzük yapması gerektiği ortadadır. Bu bağlamda, CHP’nin artık kendi temsilcilerini doğrudan temsil yöntemi ile kendi tercihleri doğrultusunda seçmesinin zamanı gelmiştir. Parti üyelerinin tümünün sesine kulak vererek hareket etmek CHP’nin kuruluş ilkelerine uygun olacaktır.

Tüzükte; güçlü, kapsayıcı, sorumlu ve liyakatli bir parti üyeliği anlayışı olmalıdır. Bu yüzden, doğrudan temsil ve demokratik seçim ilkeleriyle uyumlu bir şekilde parti üyelerinin tamamına söz hakkı tanıyan çarşaf liste ve önseçim uygulamalarının mutlak hale getirilmesi gerekir. Zamanla oligarşik bir düzene doğru evrilen ve parti aidiyetinin zedelenmesine neden olan delegelik sisteminin mutlak biçimde ortadan kaldırılarak bütün üyelerin partinin geleceğinde söz sahibi olması, güncel gereksinimler çerçevesinde yeniden düzenlenen parti örgütü ve parti meclisi (PM) yapısının kabul edilmesi ve geleceğin partisi olma yolunda dijital dönüşümün gerçekleşmesi gerekmektedir. 

Tüzükte cinsiyet eşitliğinin yanı sıra, engelli yurttaşların da aktif siyasette rol alabilmesi; ayrımcılığın açık ve net olarak yasaklanması gerekir.

Demokratik katılımın sınırları, yani parti üyelerinin parti içi demokraside daha etkin rol almasını sağlayacak mekanizmalar olmalı. Önemli kararlar ve politika belirlemeleri genellikle merkezi yönetim ve belirli liderlik grupları tarafından alınırken üyelerin bu süreçlere katkı sağlama ve etkili bir şekilde temsil edilme olanakları kısıtlı olabilmektedir.

Bu çerçevede gerek aday belirleme süreçlerinde gerekse karar alma süreçlerine katılımda her parti üyesinin etkin bir biçimde rol alabileceği kurultay ve kongre sistematiğinin geliştirilmesine dikkat edilmelidir. Politika belirleme süreçlerinde üyelerin görüşlerinin dikkate alınması veya farklı önerilerin karar alma süreçlerine dahil edilebilmesi amacıyla önseçim sistemi mutlak bir yöntem olarak kabul edilmeli ve yerel örgütlerin aday belirleme sürecine daha fazla katılması sağlanmalıdır. 

DOĞRUDAN TEMSİL

Benzer biçimde, önseçim mutlakiyeti ile paralel olarak, çarşaf liste sisteminin vazgeçilmez bir uygulama olması, delege sistemi yerine aday belirleme süreçlerine tam anlamıyla demokratik katılımı sağlayacak bütün üyelerin kurultaya ve ilgili kongrelere katılımının ve oy hakkının sağlanması, doğrudan temsil uygulaması ile parti aidiyetini güçlendirecektir. Delegelik sisteminde getirilen düzenleme milletvekili, belediye başkanlıkları ve cumhurbaşkanı adaylıkları yönünden herhangi bir sorun teşkil etmeyecektir. Söz konusu düzenlemenin 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanunu’nun 14., 19., 20. ve 21. maddelerinde yer alan düzenlemeler ile çakıştığının kabulü ile İngiliz şair George Herbert’in söyleminden hareketle, “isteyen için yolların eksik olmadığını” da belirtmekte fayda var. Bu çerçevede hem kanunda belirtilen delegelik sistemi hem de bütün parti üyelerinin katılımını sağlayan doğrudan temsil sistemi ikili bir seçim yapısı ile sağlanabilecektir.

Parti meclisi üye sayısı 85’e çıkarılmalıdır. Böylece, cinsiyet ile gençlik kotası haricinde milletvekili kotası ve her coğrafi bölge için ayrı kota getirilerek Türkiye geneline yayılan taban temsili gerçekleştirilmelidir.

Milletvekili kotası, parlamento ile PM arasındaki iletişimin koparılmaması ve partinin farklı katmanları arasında eylemsel eşgüdümü sağlayacaktır. Gençlik kolları ve kadın kolları genel başkanları PM’nin doğal üyesi haline getirilmelidir. Böylece her iki kol PM bünyesinde güçlenecek; demokratik ve eşitlikçi uygulama sağlanacaktır. Coğrafi kota ile partinin en önemli karar organlarından birinde bölgesel temsil sağlanacaktır. 

Gölge kabine biriminin, partinin muhalefette yer aldığı dönemlerde iktidar uygulamalarının ayrıntılı bir biçimde değerlendirilmesi için yerinde ve etkin bir denetim mekanizması olduğu açıktır. Bu nedenle söz konusu mekanizmanın merkez yönetim kurulu içerisinden çıkarılarak daha ayrıntılı ve daha işlevsel kullanılması amacıyla yeni bir organ olarak düzenlenmesi, partinin günlük siyaseti denetlemesini, olasılıkları ortaya koymasını ve bunları topluma sürekli anlatarak iktidara geldiğinde yapacağı uygulamaları açık bir şekilde göstermesini sağlayacaktır.

DEMOKRATİK DÖNÜŞÜM

Getirilen bu yeni kurulun her bir birimi, genel başkan yardımcılarından bir tanesinin başkanlığında ilgili alanda üzerinde uzlaşılan iki uzman ve bir PM üyesinden oluşmalıdır. Üyelerin belirlenmesinde, kurulun ilgili biriminin çalışma alanı uzmanlık ölçütü olarak değerlendirilecektir. Bu kurul, partinin iktidarda bulunduğu dönemde etkin olmayacaktır. Dijital dönüşümün gerçekleşebilmesi için seçimlerin sorunsuz, hatasız ve güvenli şekilde yapılması için akıllı kimlik kartı ve şifresi aracılığıyla yapılabilecek elektronik oy verme yöntemi sağlanmalıdır. 

Bunların dışında, milletvekilliği süresinin yeniden değerlendirilmesi, partinin TBMM’deki gücünün azalmaması için milletvekilleri yönünden getirilen “belediye başkanlığı adaylığı yasağı, genel merkeze tanınan aday kotası” gibi yeni düzenlemeler CHP’de yaşanacak demokratik dijital dönüşümün yapı taşlarını oluşturmaktadır. 

Hedeflenen ve özlenen bu değişikliklerin gerçekleştirilmesi demokrat, dayanışmacı bireylerin bu düşüncelere güven duyarak talep etmesine bağlıdır. Öyleyse dönüşüm zamanı şu andır! Var mısınız?