Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Elektronik oy verme yöntemi - Kubilay Yalçın
YSK Başkanı Ahmet Yener, Türkiye’nin elektronik seçim sistemine geçebilmesi için teknik çalışmaların 2024 yerel seçimlerinden sonra hızlandığını açıklamıştır. Verilen demeçlerden anlaşılmaktadır ki oy kabinlerine elektronik oy kullanma cihazlarının yerleştirilmesi (e-voting) dışında, seçmenlerin oy verme yerlerine gitmeden, internet üzerinden seçimlere katılabileceği (i-voting) bir formül de değerlendirilmektedir.
Yurtiçinde ikamet eden seçmenlerin seçimlere elektronik ortamda katılması, yürürlükteki mevzuatta yer almasa da yurtdışı seçmen kütüğüne kayıtlı yurttaşların elektronik ortamda oy verebilmesinin hazırlanması, 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Yasa’ya 2008 yılında eklenen 94/D maddesi ile öngörülmüştür.
SERBESTLİĞE VE GİZLİLİĞE AYKIRI
Anayasa Mahkemesi, aynı yasa değişikliğiyle getirilen yurtdışından mektupla oy kullanma yöntemini, “seçimin serbestlik ve gizlilik ilkelerine aykırı olduğu” gerekçesiyle iptal etmiştir. Mahkemeye göre, “Gizli oy ilkesi, seçmenin, seçme hakkını hiçbir etki ya da baskı altında kalmaksızın özgür iradesiyle kullanmasını sağlamak amacıyla kabul edilmiştir”. Bu yöntemde oy pusulalarının başka insanların bulunabileceği konutlara gönderilmesi “aile üyelerinden ve sosyal çevresinden gelebilecek her türlü etkiye açık olması nedeniyle seçmenin iradesini korumaya elverişli” bulunmamıştır.
İlgili maddenin iptali için öne sürülen haklı argümanlar elektronik ortamda oy verme yöntemine yönelik de geçerlidir. Mektupla oyun düzenlendiği 94/B maddesinin iptali için başvuran CHP, aynı zamanda elektronik ortamda oy verme yönteminin de iptali için başvurmuş olsaydı 94/D maddesinin iptal edilmesi kaçınılmaz olurdu. Çünkü hane halklarının gizli bir ortamda değil, toplanarak ve birbirine baskı kurarak oy kullanabilmesi gibi temelde sosyolojik argümanlar, oy kabini dışında elektronik bir aygıt üzerinden oy kullanıldığı durumda da aynen geçerlidir.
Dijital okuryazarlık oranlarının istenen seviyede olmamasından ve internet erişiminin yetersizliğinden kaynaklanacak olan eşitlik sorunları ile yazılıma yönelik güvenlik kaygıları giderilse bile, elektronik oyların gizliliğinin korunması mümkün olmayacaktır. Oy verme cihazları sadece oy kabinlerinde kullanılsa bile seçmen, oylarının sisteme doğru kaydedilip kaydedilmediğini ve seçim sonucuna dahil edilip edilmediğini güvenilir bir şekilde takip edemez. Bu durum, seçimin aleniyet ve açık sayım ilkelerini ihlal eder. Almanya Federal Anayasa Mahkemesi, elektronik oy verme cihazlarının kullanımını 2009 yılında tam da bu nedenle Alman anayasasına aykırı bulmuştur.
OY KABİNİ VE KÂĞIT PUSULA
Oy kabininin sağladığı gizlilik ortamı yurttaşın günlük yaşamda karşı karşıya kalabildiği toplumsal kısıtlamalardan kurtulup oy tercihini her türlü dış etkiden yalıtılmış bir yalnızlık içinde kararlaştırabilmesini sağlar. Demokratik oy hakkı böylelikle kolektivist yönü ağır basan toplumlarda da bireysel bir hak olarak korunmaya devam eder. Türkiye gibi seçimlere katılım oranının yüzde 80’i aştığı ve seçim organizasyonlarının Batı Avrupa ülkeleri ile kıyasla azami lojistik ve personel kaynağıyla yürütülebildiği bir ülkede, oy kabininin gizliliği ile kâğıt pusulanın açıklık ve kanıtlanabilirliğinden neden vazgeçilmek istenmektedir?
Oy verme ve sayma işleminin her adımının insan gözü önünde ilerlememesi, demokratik olgunluk göstermeyen popülist siyasetçilerin seçimlerin doğruluğuna şüphe düşürmesine ve demokratik süreçleri gayri meşrulaştırmasına zemin hazırlar. Devlet kurumlarına ve seçim işlemlerine güvenin düşük olduğu, demokratik gelişimini tamamlamamış ülkelerde bu sorun daha belirgin hale gelir. Öte yandan, gerçekten de seçim usulsüzlüklerinin meydana gelmesi durumunda elektronik oyların yanlışlığını kamuoyuna kanıtlamak, kâğıt pusulaların denetimine göre çok daha zor olacaktır.
Dijital demokrasinin öncüsü olarak görülen Estonya’da bile, 2023 parlamento seçimlerinde en çok oy alan ikinci partinin temsilcileri elektronik oyların sayımına güvenmediklerini ve olağandışı oy akışları gözlemlediklerini belirtmiştir. Estonya özelinde yapılan kriptolojik incelemeler, kurulan sistemin seçmen bilgilerini ele geçirme veya seçim sonuçlarını değiştirme girişimlerine karşı tamamen güvenli hale getirilmesinin mümkün olmadığı tespit edilmiştir. Brezilya’da ise başkanlık seçimini kaybeden Jair Bolsonaro, destekçilerini sonuçların manipüle edildiğine inandırmak için 1996’dan beri kullanılan oy verme cihazlarını hedef göstermiştir.
Sonuç olarak, “e-voting” ve “i-voting” yöntemlerinin Türkiye’de de seçim ilkelerini, güvenliğini ve toplumun seçimlere olan güvenini zedeleyeceği açıktır. Muhalefet partileri başta olmak üzere tüm kamuoyunun, oy kullanma ve değerlendirme yöntemlerinde yapılacak değişiklikleri yakından takip etmesi ve anayasanın 67. maddesinde belirtilen seçim ilkelerinin tavizsiz uygulanmasını yüksek sesle talep etmesi gerekmektedir.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Balbay, siyasetin perde arkasını açıkladı!
- Özel okulların ücretleri uçtu
- Merakla beklenen enflasyon rakamları açıklandı!
- Milyonlarca emeklinin gözü 3 Ocak'ta!
- Yapay zeka sağlıkta çığır açıyor
- Asgari ücret ve emekli maaşı hakkında önemli iddia!
- Asgari ücret kaç TL olmalı?
- Yarısı mesleği bırakmayı düşünüyor!
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
En Çok Okunan Haberler
- Rıza Akpolat tutuklandı
- Beşiktaş Belediyesi için CHP'den karar!
- Ümit Özdağ'dan 'Öcalan' çıkışı
- Rıza Akpolat'ın hakimlik sorgusu tamamlandı
- Ailesini katleden polisin ifadesi ortaya çıktı
- Bir rapor, bir karar, çok ders
- Tahkim Kurulu'ndan Galatasaray'a kötü haber!
- İmamoğlu'ndan flaş 'Rıza Akpolat' tepkisi
- Canan Karatay’dan 'sakın tüketmeyin' uyarısı!
- Teğmenlere 'ibadet' sorgusu!