Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Felsefenin ve Filozofların Kenti Tarsus - Dr. Haluk BOZDOĞAN
Tarsus Anadolu’nun en eski kentlerinden biridir. Tarsus’u yansıtan pek çok özellikten söz edilebilir. Hiç kuşkusuz bunların başında Tarsus’un antikçağda bir felsefe kenti olması gelir. Tarsus antikçağda sahip olduğu felsefe okulları ve buralarda yetişen filozoflarıyla ünlüdür. Matematikçi ve gökbilimci Aratos, stoa felsefesinin Zenon’dan sonraki kurucusu Khrisippos ve Roma İmparatoru Agustus’un hocası Athenedoros en bilinen Tarsuslu filozoflardır.
Dolayısıyla, Tarsus’ta siyasetin de izleri, Gezgin Strabon’un
aktarımına göre, Tarsus
Belediye Başkanı Boethos, zeytinyağı alımında yolsuzluğa bulaştığı için İmparator Agustus, Boethos’u görevden alır ve hocası Tarsuslu filozof
Athenedoros’a “Tarsus Kentini
siz yönetin’ talimatı verir.
ÜNİVERSİTE TARAFINDAN YÖNETİLEN İLK KENT
Buradan da anlaşıldığı gibi Tarsus, tarihte bir kentin üniversite tarafından yönetildiğine ilk örnektir. Kente dair; siyaset, yerel yönetim ve yolsuzluk üçgeninde ilk örneklerin, zeytinyağı işinde yaptığı yolsuzluklarla anılan Boethos’tan filozof Athenedoros’a uzanan serüvenle başladığı bilinir...
Türkiye’nin en büyük ilçelerinden biri olan Tarsus, özellikle 19. yüzyılda pamuk ekimiyle başlayan ve sanayileşme adımlarının atıldığı ve yörede tarımdaki yeni uygulamalarla ekonomik ve sosyal açıdan gelişmiş bir kent modeli olmuştur.
TARSUS’TA SİYASET
Cumhuriyet dönemi sonrasında ise Tarsus’un her açıdan dinamik bir kent olduğunu görürüz.
Kentin Sosyal ve kültürel açıdan da canlı bu kentin yetiştirdiği Prof. Dr. Cavit Orhan Tütengil, Ümit Yaşar Oğuzcan, Haşmet Zeybek gibi çok değerli aydınlardan söz edilebilir.
Bugün, Tarsus’ta da siyaset, geçmişte ve bugün ülkenin her yerinde olduğu gibi çıkarlar ve buna bağlı ilişkiler etrafında şekilleniyor. Ama baştan söylemek ve bugün, buna neden olabilecek ölçüde belirtmek gerekirse, mevcut partilerin birçoğunun gerçek anlamda bir halk siyaseti ya da halktan yana bir siyaset yapmadığının da altını çizmek gerekir.
Yukarıda anılan durum Tarsus’ta da pek farklı değildi haliyle. Tarsus’ta da özellikle parlamentodaki siyasi partilerin çoğunluğu ve her yerde olduğu gibi halkı siyasete bulaştırmadan ve “halk” adına siyasetin yürütüldüğü iddia edilen bir atmosfer yaşanmaktaydı.
Tarsus, kapanan fabrikalar, artan işsizlik, yoksulluk gibi pek çok başlıkla birlikte anıldığında kentin sadece ekonomik değil, sosyal ve kültürel açıdan da geriye gittiğini saptamak mümkün. Dahası Tarsus, gericileşmeye başlamış bir kent görüntüsü vermekteydi.
SİYASİ FELSEFEYİ TOPLUMCU BİR BAKIŞ AÇISI BELİRLER
Bir dönem “aydınlığın kenti” olan Tarsus, çeyrek asırlık bir dönemde ise ekonomi, sanat, felsefe ve
sosyalleşmeden uzak bir kent olmakla yüz yüze geldi ve yalnızca “siyasetle” baş başa bırakıldı...
İşte bu dönemde Tarsus’ta ilkesiz, amaçsız, hedefsiz ve halktan kopuk
siyasetin konuşulmaya başlandığı dönemin
de temelleri atılmış oldu. Mevcut irade ekonomi, sanat, felsefe ve sosyalleşme
tercihini; tıpkı Boethos’un
tercih ettiği gibi “ekonomi
üzerine temellendirilmiş siyaset”e bırakmış ve kentin ana damarlarını keserek
kenti nefessiz bırakmış oldu.
Tarsus farklı etnik yapıların bir arada bulunduğu kozmopolit bir
yapıya sahiptir. Bu yüzden, belediyecilik ve halka hizmet götürme anlayışında hassasiyet oldukça önemlidir. Kent yurttaşlarına eşit hizmet sunulması, temel belediyecilik hizmetlerinin
doğru şekilde ve zamanında yapılması ile kültürel gelişmenin önceliği de önemlidir.
SOSYAL VE KÜLTÜREL BELEDİYECİLİK
Günümüz kentlerinde belediyeler normal görevlerini yapıp, bunun da ötesinde sosyal ve kültürel hizmet ürettiğinde gerçek anlamda belediyecilik yapmış olurlar.
Yani kentin fiziki altyapısından kültürel altyapıyı onarma gayretine geçtiklerinde ve pozitif sonuçlar almaya başladıklarında gerçek bir belediye olmuş olurlar.
Önemli olan, siyaseten; belediyecilik algısını toplumcu bir bakış açısıyla kurmak ve Tarsus’u çeyrek yüzyıl öncesinden başlayarak yeni nesil belediyeciliğin olanaklarıyla geleceğe taşımaktır.
Temiz siyaset, ilkeli, tutarlı ve aydın insanlarla yapılacağı
gibi, Tarsus’ta siyaseti de “zeytinyağı
yolsuzluğu”ndan; bilimin, sanatın, felsefenin, ekonomi ve siyasetin “yeniden” konuşulduğu bir
aydınlanma mevsimine yelken açarak
taşımak, bizlerin asli görevi
olacaktır.
Böylece, bilime,
sanata, şiire ve felsefeye, ekonomi ve siyasete zeytin dalı taşıyan kuşların
Tarsus semalarında kanat çırptığını müjdelemek, geleceğin kapılarının ardına
kadar güvenle açıldığını hissettirecektir.
TARSUS BELEDİYE BAŞKANI
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
En Çok Okunan Haberler
- Op. Dr. Dericioğlu başında poşetle ölü bulundu
- Suriyeliler memleketine gidiyor
- 500 bin TL'nin aylık getirisi belli oldu
- Yaş sınırlaması Meclis’te
- Marmaray'da seferler durduruldu!
- Suriye'de herkesin konuştuğu ölüm listesi
- İlber Ortaylı canlı yayını terk etti!
- Apple'dan 'şifre' talebine yanıt!
- Erdoğan'dan işgale 'isimsiz' tepki
- Suriye'nin yeni başbakanından ilk açıklama