Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısı sürerken 25 Mart 2022’de Moskova’dan diplomatik açıdan çok önemli açıklamalar gelmiştir. Savaşın birinci aşamasının başarıyla tamamlanmış olduğu öne sürülmüştür. Başarıyla sonuçlanan birinci aşamanın ne olduğu anlaşılmaya çalışılırken, Genelkurmay Başkanı Yardımcısı Sergey Rudskoy’un beyanı, sis perdesini biraz olsun aralamış, başkent Kiev ve diğer şehirlerin hedefe alınmasının, Ukrayna ordusunun dikkatini dağıtma stratejisinin bir parçası olduğunu, bunun sağlandığını, yeni aşamada Rus güçlerinin genişlemiş Donbas’ın tamamen bağımsız hale getirilmesine odaklanacağını belirtmiştir.

ZAMAN GÖSTERECEK

Savunma Bakanı Şoygu ve Genelkurmay Başkanı Gerasimov’un birden bire kayboldukları ortamda, Genelkurmay Başkan Yardımcısı’nın açıklaması, Rusya’nın başlangıç stratejisinin çöktüğünü, planlanan ilerlemeyi sağlayamadığını kabul ederek  strateji değiştirdiğini göstermiştir. İlk aşamada, Rusya; Ukrayna’nın Azak Denizi ve Karadeniz’e çıkışının tamamen kesilmesini; Rus etnik kökenlilerin veya Rusya yanlısı Ukraynalıların çoğunlukta oldukları Dinyeper’in doğusundaki sanayi merkezlerinin ele geçirilmesini ve Kiev’in düşürülmesini hedeflemekte, bu yolla sadece tarıma dayalı, fakir, işbirlikçi yeni bir Ukrayna oluşturmayı amaçlamaktaydı. Bu hedef, Ukrayna’nın direnişi ve Batı’nın yaptırımları sonucu gerçekleşememiştir. Şimdi ise hedefin küçültülerek, Kırım Yarımadası’yla bağlantısı olan ve toprakları mümkün ölçüde geniş bir Donbas devletinin Rusya ile mümkünse tarafsızlığı uluslararası garanti altına alınacak yeni Ukrayna arasında tampon olarak şekillendirileceği anlaşılmaktadır. Bir diğer ifadeyle, Rusya; 2008’de Abhazya ve Güney Osetya’yı Gürcistan’dan kopardığı gibi bu kez Ukrayna’nın kolunu kanadını kırarak bu devleti tarafsızlaştırmaya çalışmaktadır. 

Moskova’dan gelen açıklamalardan bir diğeri ise Dışişleri Bakanı Lavrov’un, Batı’nın Rusya’ya karşı topyekûn hibrit bir savaş ilan ettiğini vurgulamasıdır. Lavrov; Batı’nın hedeflerini gizli tutmadığını, Rus ekonomisini ve bir bütün olarak Rusya’yı yok etmek istediğini alenen ilan ettiğini söylemiştir. Batı’nın, Ukrayna’daki savaşta, zamanı yanına alarak, çatışmaları gayri nizami hale sokarak, Rusya’yı savaş alanında yıpratmak, Putin rejimini devirmek arzusunda olduğu açıktır. ABD’nin Irak ve Afganistan’da uğradığı hüsranın, bu kez Ukrayna’da Rusya’nın başına gelmesi amaçlanmaktadır. Aradaki tek fark, Batı’nın ekonomik gücünü de kullanarak, yaptırımlar yoluyla Rus ekonomisini savaşı sürdüremez hale getirmeye odaklanmasıdır. Putin’in uzaklaşması Rusya’yı demokratikleştirecek, Suriye’deki kördüğümü çözecek, Arap Baharı sürecini devam ettirecektir. Demokratik Rusya’nın sahip olduğu çok kültürlü imparatorluğu koruyup koruyamayacağını ise zaman gösterecektir.

RUSYA İÇİN KRİTİK EVRE

Savaşın son zamanlarda Batı tarafından hibritleştirildiği doğrudur. Irak, Afganistan ve Suriye’de olduğu gibi, savaşın uzun zamana yayılarak, güçlü tarafı yıpratıcı hale gelmesi için çatışma ortamında asker-sivil ayrımının ortadan kalktığı, barış ile savaşın iç içe geçtiği hibritleştirme şarttır. Hibrit savaş ortamında savaş alanının düzensizliği ve asimetri had safhaya gelir. Savaşın aktörleri ellerindeki siyasi, ekonomik, askeri, sosyal, teknolojik, psikolojik araçları, savaş ortamının koşullarına göre en uygun kombinezonda uygularlar. Şiddeti doğrudan uygulamaktansa, vekillerine bırakırlar. Klasik savaşın aksine, amaç karşı tarafın ulusal iradesinin değil, stratejisinin kırılmasıdır. Bu bağlamda sadece savaş alanındaki değil düşman taraftaki halkın zihinlerinin ve kalplerinin kazanılması çok önemlidir.

Rusya’nın başlangıç stratejisi kırılmıştır. Şimdi daha gerçekçi çerçeveye yerleştirilen ikinci stratejinin de kırılmasına odaklanılacaktır. Moskova, işgal ettiği toprakları dahi yönetemez hale getirilecektir. Herson, Mariupol ve Zaporijya’da bunun işaretleri bugünlerde alınmaktadır.

A. BÜLENT MERİÇ

EMEKLİ BÜYÜKELÇİ