Savaşlar, ülkeler, hükümetler, bloklar ya da bir ülke içerisindeki toplumlar, isyancılar veya milisler gibi büyük gruplar arasında gerçekleşen silahlı ya da silahsız mücadelelerdir. Ateşli silahlarla yapılan mücadele “sıcak savaş”, ateşli silahların kullanılmadığı uluslararası siyasi ve askeri gerginlik durumu ise “Soğuk savaş” hali olarak tanımlanır.

Barış ise savaş olmaması hali; insanların, toplumların, ülkelerin birbirleri ile savaşmadan güven içerisinde huzurlu ve mutlu olmaları durumudur.

Savaşlar genellikle dini, milli, siyasi ve ekonomik amaçlara ulaşmak için gerçekleştirilir.

Din savaşları, farklı dini görüşlerin çıkar çatışmaları yüzünden ya da kendi dinlerini yaymak, kendi dinlerinin üstünlüğünü kanıtlamak ve kabul ettirmek amacıyla başlattıkları savaşlardır. Geçmişte çıkarılmış savaşların pek çoğu din yüzünden çıkmış din amaçlı savaşlardır. 

DÖRT ÇEŞİT SAVAŞ

Milli savaşlar, milletlerin ülkelerinin sınırlarını, topraklarını ve bütünlüğünü korumak için yaptıkları, bizim Kurtuluş Savaşımız gibi savaşlardır.

Siyasi savaşlar, ülkelerin kendi politikalarını ve demokrasilerini başka ülkelere kabul ettirmek ve egemen kılmak için yaptıkları savaşlardır. Öte yandan ateşli silahlarla yapılan sıcak savaşların mutlak kazananı hiç kuşkusuz her zaman silah baronları olmuştur.

Ekonomik savaşlar ise, herhangi bir askeri müdahalede bulunmadan, saldırılan ülkenin ekonomik gücünü zayıflatarak olası müdahaleleri kolaylaştırmak ya da bir başka ülkenin kendisinde olmayan yeraltı ve yerüstü ekonomik zenginliklerine el koymak amacı ile yapılan savaşlardır.

Dünyadaki fakir-zengin tüm ülkeler bu gerçeği görebilseler, her ülke bugün sahip olduğu topraklarla ve zenginliklerle yetinse, topraklarını değil de zenginliklerini paylaşsalar, silahlanma için harcadıkları çok büyük miktardaki paraları ülke insanlarının refahı, huzuru ve mutluluğu için harcasalar, yukarıda belirtilen savaşların özellikle de ekonomik savaşların, nedenleri tümüyle ortadan kalkar ve böylece hem dünyada hem her ülkede barış sağlanmış olur. Çünkü hiçbir ülke dünyadaki tüm zenginliklere sahip değildir.

PROF. DR. K. ERÇİN KASAPOĞLU

HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ