Sadakat Çağında Muhalif Kalmak
Sadık Çelik
Son Köşe Yazıları

Sadakat Çağında Muhalif Kalmak

13.11.2025 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

Bir toplumun neye güven duyar? Akla mı, yoksa itaate mi? 

Bu tercih, bir milletin kaderini sessizce çizer…

Liyakat, insanın bir işi bilgiyle, emekle, hakkıyla yapabilme kudretidir. Kişinin değerini soyundan, kimliğinden, elinde tuttuğu kartvizitten, “bağlılığından” değil; yeteneğinden, ahlakından ve adalet anlayışından alan bir sistemdir. Her düzenin omurgasında olması gereken bu ilke, aslında insanın kendi emeğine duyduğu saygının da başka bir adıdır.

Sadakat ise farklı bir zeminde gelişir. Orada yetenek değil, bağlılık ölçülür. Doğrunun yerini emir, adaletin yerini sadakat alır. Sorgulamak “tehdit” sayılır; susmaksa “erdem”. Bu kültürde liyakatli insan güvenilmez bulunur, çünkü o, bağımsız düşünendir. Düşünmek, sadakat kültüründe bir tür başkaldırıdır.

İşte tam da bu yüzden sadakati liyakatin önüne koyanlar, çoğu zaman güçlü olanlar değil, aksine zayıf olanlardır. Çünkü onlar bilgiye değil, biata yaslanırlar. Akıllı insanı değil, itaatkâr insanı tercih ederler; zira düşünmeyen bir topluluk, yönetilmesi en kolay kalabalıktır. Tarih boyunca her otoriter sistemin gizli silahı, düşünmeyenlerin sadakati olmuştur.

Bugün kurumlarda, siyasette, hatta en küçük topluluklarda bile “Kim daha ehil?” yerine “Kim bizden?” diye soruluyor.

Liyakat, aslında bir ahlak biçimidir. Sadece bilmek değil, doğruyu bilip ona bağlı kalmaktır. Sadakat ise ahlakı aidiyete dönüştürür; kişiye, gruba, fikre, kimliğe bağlar. Böyle bir düzenin içinde insan, değer değil ancak onay üretir. Yaratıcılık, eleştiri, yenilik… hepsi “uyum” adına törpülenir. Zamanla insanlar fikirlerini değil, korkularını paylaşır hâle gelir.

Platon’un bilge yöneticisi artık yoktur. Onun yerini, bilgiden değil sadakatten güç alan yöneticiler almıştır. Bu düzenin en sadık bekçileri ise sorgulamayan memnunlar sınıfıdır. 

Nietzsche’nin sözünü ettiği “sürü ahlakı” da tam burada vücut bulur. Birlikte yürüyen çok insan vardır ama aynı yönde düşündükleri için değil, düşünmedikleri için.

Sadakat, başta bir tür güven duygusu verir ama aslında düşüncenin enerjisini emer. Toplum, farklı düşünenleri dışlamaya başladığında, kendi yenilenme gücünü de kaybeder.

İtaatkâr, sessiz, kendinden emin bir çürüme…

Gerçek liyakat, kendini makamın üzerinde değil, o makama karşı sorumlu hissetmektir. Çünkü liyakatli insan, koltuğu sahiplenmez; emaneti taşır. Kurumun geleceğini kendi çıkarından, kamunun yararını kendi konforundan üstün görür. Sadakat kültüründe bu anlayış yoktur; orada koltuk kişiye aittir, görev değil.

***

Bugün liyakatin yerini sadakatin aldığı bu düzen yalnızca bir kesimin değil, bütün siyasal alanın ortak hastalığına dönüştü. Sağ, sadakati zaten iktidarın bekasıyla özdeşleştirerek yüceltti ama asıl çelişki, bunu reddetmesi beklenen solda da aynı alışkanlığın kök salmasıyla ortaya çıktı. (Belki de sadakatle vefa, vefayla minnet, minnetle sessizlik birbirine karıştı…) Artık her yerde sorgulamak değil, uyum göstermek makbul. Farklı düşüneni dinlemek yerine dışlayan, kendi içinden çıkan muhalifi “hain” ilan eden bu refleks, düşüncenin değil aidiyetin ödüllendirildiği bir ülke yarattı.

Sadakat kültürünün en sessiz kurbanı, muhalif olma hakkıdır.

Bugün yalnızca iktidara değil, muhalefete muhalif olmak da cesaret istiyor. Çünkü sadakat artık bir tarafa ait olmayı değil, bir tarafa biat etmeyi gerektiriyor. Herkes kendi mahallesinin doğrularını kutsuyor; kendi tarafında yanlış arayan ise hemen “hain”, “bozguncu” ya da “nankör” damgası yiyor.

Oysa muhalif olmak, bir düşünceye değil, gerçeğe bağlı kalmanın yoludur.

Bu ülkede eleştiri ihanetle, sorgulamak nankörlükle karıştırılıyor. Bir sanatçı, bir yazar, bir akademisyen “yanlış”ı kendi cephesinde dile getirdiğinde, bu bedeli yalnızlaşarak, dışlanarak, susturularak; bazen işini, bazen özgürlüğünü, bazen umudunu, hatta bazen de hayatını kaybederek ödüyor.

Dünyanın her yerinde iktidarlar sadakat ister; ama asıl tehlike, muhalefetin de aynı dili konuşmaya başlamasıdır. Siyasetin düşüncenin değil bütünüyle aidiyetin etrafında şekillenmesidir.

Partilerin kimliklere dönüşmesi, liderlerin ise dogmaya…

Sadakat kültürünün hüküm sürdüğü bir toplumda muhalif kalmak, yalnızca politik bir duruş değil, ahlaki bir eylemdir artık.

Çünkü düşünmek, hatırlamak ve “dur” diyebilmek, bu çağın en tehlikeli özgürlük biçimidir.

Asıl sadakat, insanın kendi vicdanına, kendi aklına sadık kalabilmesidir; her şeyin “bizden” ya da “onlardan” olarak bölündüğü bir dünyada bile.

***

Azerbaycan Gence'den kalkan ve Salı günü Gürcistan’da düşen askeri kargo uçağımızda yirmi canımızı yitirdik. Bugün yalnızca isimlerinden oluşan o liste değil, her birinin ardında bıraktığı sessiz hikâyenin ağırlığı da yüreğimizi sıkıştırıyor. O hikâyeler, görev bilincinin ve insanlık onurunun en sade tanıklarıydı. 

Hayatını kaybeden tüm askerlerimize rahmet; ailelerine, yakınlarına ve ülkemize başsağlığı diliyoruz.

İlgili Konular: #muhalefet #sadakat

Yazarın Son Yazıları

Şaşırıyoruz… ve Şaşırmamaya Alışıyoruz

Her sabah yeni bir şaşkınlığın eşiğinde uyanıyoruz.

Devamını Oku
19.12.2025
Bu ülke gerçekten kimin?

Bu ülke, gerçekten hepimizin mi?

Devamını Oku
11.12.2025
Kötülüğün yeni yurdu

Psikoloji, hukuk, dinler ve gündelik ahlakın ortak ezberinde kötülük, bireyin içindeki karanlıkla açıklanır.

Devamını Oku
04.12.2025
Kasım Üzerine: Dökülmenin ve Hatırlamanın Zamanı

Kasım, takvimin yalnız ayı.

Devamını Oku
20.11.2025
Sadakat Çağında Muhalif Kalmak

Bir toplumun neye güven duyar? Akla mı, yoksa itaate mi?

Devamını Oku
13.11.2025
Bir Tapınağın Hikâyesi: Mekânlar Değişiyor, İnsan Hep Aynı Savaşın İçinde

Denizden 150 metre yukarıda, Akropolis’in kayalık tepesinde yükselen sütunlar…

Devamını Oku
06.11.2025
Cumhuriyetin aynasında bugün

Türkiye’de uzun zamandır yeni bir fikir doğmuyor.

Devamını Oku
31.10.2025
Bir ahlak meselesi… Temiz eller, kirli zihinler

Ahlak; herkesin ağzında dolaşan fakat kimsenin pek de hayatına almadığı kelime.

Devamını Oku
24.10.2025
Bir Mahpusluk Halidir Bu Memleket

Bir ülkeyi anlamak için hapishanelerine, yani adaletin son durağına bakabilirsiniz.

Devamını Oku
16.10.2025
Öfkenin İkliminde Yaşamak: Adaletin Suskun, Zorbanın Gür Olduğu Bir Ülke

Toplum adeta bir gerilim teline dönmüş durumda; dokunan yanıyor, çekilen tınlıyor, kimse sesin kime ait olduğunu ayırt edemiyor.

Devamını Oku
10.10.2025
Gücün yakıcılığı, çekiciliği ve kontrol edilebilirliğinin önemi

Güç, insanlık tarihinin en eski büyüsüdür: Çekici olduğu kadar sınayıcıdır da insana kendini tanrı sanma yanılsaması verir...

Devamını Oku
02.10.2025
Kayıp Meslekler, Kırık Hayatlar

İnsan yalnızca yaşayan, tüketen bir beden değildir; aynı zamanda anlam üreten, topluma katkı sunan bir varlıktır.

Devamını Oku
25.09.2025
Manşetlerin Gölgesinde “Hayat”

Her gün televizyonda, gazetelerde, sosyal medyada büyük sözler, manşetler, olağanüstü gelişmeler, son dakika olaylar…

Devamını Oku
18.09.2025
Eylül Manzarası: Eşitsizlikten Umuda Eğitim

“Çok çalışırsan her şeyi başarırsın”.

Devamını Oku
04.09.2025
Tarım, Toplum ve Gelecek: Bir Yeniden Kuruluş Çağrısı

Tarım, Toplum ve Gelecek: Bir Yeniden Kuruluş Çağrısı

Devamını Oku
21.08.2025
Aşktan Öte Dertler…

İnsanoğlunun istila ettiği bu yeryüzü, artık sadece coğrafyaların değil, dertlerin de haritası.

Devamını Oku
14.08.2025
Kendine mahkum, aşka ve suça kör

Var olmak için nefes almak yetmez; insan bir yere ait hissetmek ister, bağ kurmak.

Devamını Oku
07.08.2025
Her yaz aynı alevlere uyanmak kader değil!

Dünyanın nefes almayı unuttuğu yıllar…

Devamını Oku
31.07.2025
LGS ve Eğitimin Hal-i Pürmelali, Siyasi Ahlakın Evrildiği Yer ve Bahçeli’nin Temsil Önerisinin Anlattıkları

Bu yıl LGS’de 500 tam puan alan 719 öğrenciyle rekor kırıldı. Geçtiğimiz yıl bu sayı 352’ydi. Sınav zor; ama başarı fazla…

Devamını Oku
24.07.2025
Speed ve Galata: Sistem Hatası Veriyor - Kulenin Tepesinden Bakınca Görünen; Liyakatsizlik

İstanbul’un siluetine yüzyıllardır tanıklık eden Galata Kulesi…

Devamını Oku
17.07.2025
Dev aynasındaki bireyler ve hakikatin yerine geçenler

Dev aynasındaki bireyler ve hakikatin yerine geçenler

Devamını Oku
10.07.2025
Ütopyanın Maskesi, Distopyanın Gölgesi

Bir hayal ve bir kâbus: Ütopya ve distopya. Genellikle “var olmayan dünyalar” diye tanımlanırlar.

Devamını Oku
03.07.2025
İsrail-İran Savaşı Ekseninde Çivisi Çıkan Dünya

İnsanlığın kolektif aklı çöküyor gibi uzunca bir zamandır...

Devamını Oku
19.06.2025
Görmenin ve anlamanın göreceli olduğu bir dünyada hakikati kim belirler?

Batı felsefesi binlerce yıldır görmeyi yüceltir. Duyular arasında en "akıllı", en "ruha yakın" olan hep görme sayılmıştır. Platon, Timaios’ta, “Görüşümüz gerçekten de bize en büyük yararı sağlamıştır,” der. Çünkü ona göre göz, zihnin kapısıdır; ruhun dışarıyı yokladığı bir uzantı.

Devamını Oku
12.06.2025
Kendi Celladına Aşık Olmak: Gücün Büyüsüne Kapılan Toplumlar

Toplumlar bazen göz göre göre karanlığa yürür. Hatta yürümekle kalmaz, o karanlığa âşık olurlar. Tıpkı bazı bireylerin kendine zarar veren ilişkilerde ısrarla kalması gibi.

Devamını Oku
29.05.2025
Dans Vebası: İnsanlığın Ayaklarıyla Çığlık Atışı

1518 yazı. Strasbourg’un taş sokaklarında bir kadın, Frau Troffea, kimseye aldırmadan dans etmeye başladı. Ne müzik vardı ne şenlik. Zaten yüzünde de neşeye dair tek bir iz yoktu.

Devamını Oku
22.05.2025
İstanbul’u imar adaleti kurtaracak (Değiştirilmesi Gereken Boğaziçi İmar Yasası ve Kentsel Dönüşüm)

İstanbul'u imar adaleti kurtacak (DEĞİŞTİRİLMESİ GEREKEN BOĞAZİÇİ İMAR YASASI VE KENTSEL DÖNÜŞÜM)

Devamını Oku
01.05.2025
Ülkenin Gerçek Beka Sorunu: Umudu Tükenen Toplumlarda Nüfus Kaçınılmaz Olarak Yaşlanır

Ülkenin Gerçek Beka Sorunu: Umudu Tükenen Toplumlarda Nüfus Kaçınılmaz Olarak Yaşlanır

Devamını Oku
24.04.2025
Sadece Ahmet Değil: Bu Ülkede İyilik Konu Edildi, Kötülük Sıradanlaştı

Sadece Ahmet Değil: Bu Ülkede İyilik Konu Edildi, Kötülük Sıradanlaştı

Devamını Oku
17.04.2025
Beyin Göçü Savaşları veya Zekânın Büyük Kaçışı: Türkiye Neden Tutamıyor?

Beyin Göçü Savaşları veya Zekânın Büyük Kaçışı: Türkiye Neden Tutamıyor?

Devamını Oku
20.03.2025
Suriye'de Alevi katliamı; göz ardı edilen kan ve gözyaşı ve diğer yaşananlar

Suriye'de Alevi katliamı; göz ardı edilen kan ve gözyaşı ve diğer yaşananlar

Devamını Oku
13.03.2025
Kritik Trump-Zelenski Zirvesinin Perde Arkası: Güç Oyunları, Bir Kez Daha Kürt Açılımı ve Edip Akbayram’ın Ardından…

Kritik Trump-Zelenski Zirvesinin Perde Arkası: Güç Oyunları, Bir Kez Daha Kürt Açılımı ve Edip Akbayram’ın Ardından…

Devamını Oku
06.03.2025
Boşvermişlik Yangınları: Teğmenlerin İhracından Otel Trajedisine Bir Toplumsal Duyarsızlığın Anatomisi

Boşvermişlik Yangınları: Teğmenlerin İhracından Otel Trajedisine Bir Toplumsal Duyarsızlığın Anatomisi

Devamını Oku
06.02.2025
Toplumun Karanlık Kavşakları: Bir mimarın son durak hikâyesi, trafik çilesi ve asfalt üzerinde insanlık cinneti

Toplumun Karanlık Kavşakları: Bir mimarın son durak hikâyesi, trafik çilesi ve asfalt üzerinde insanlık cinneti

Devamını Oku
26.12.2024
Hakikat yorgunu bir toplum: Beyin çürümesi, haksızlıklar, hukuksuzluklar, adaletsizlikler

Hakikat Yorgunu Bir Toplum: Beyin Çürümesi, Haksızlıklar, Hukuksuzluklar, Adaletsizlikler

Devamını Oku
18.12.2024
Suriye’nin Küllerinden Yükselen Kaos: İnsan Hakları Günü’nde Yeni Haritalar, Yeni Sınavlar

Suriye’nin Küllerinden Yükselen Kaos: İnsan Hakları Günü’nde Yeni Haritalar, Yeni Sınavlar

Devamını Oku
17.12.2024
Suriye’nin küllerinden yükselen kaos: İnsan Hakları Günü’nde yeni haritalar, yeni sınavlar

Suriye’nin küllerinden yükselen kaos: İnsan Hakları Günü’nde yeni haritalar, yeni sınavlar

Devamını Oku
10.12.2024
Machiavelli'nin Gölgesinde Modern Siyasetin Zalim Oyunları; Türkiye’den Suriye’ye

Machiavelli'nin Gölgesinde Modern Siyasetin Zalim Oyunları; Türkiye’den Suriye’ye

Devamını Oku
04.12.2024
Öncesi ve sonrasıyla Kılıçdaroğlu’nun tarihi savunması

Öncesi ve sonrasıyla Kılıçdaroğlu’nun tarihi savunması

Devamını Oku
26.11.2024
Yalnız değilsiniz: Dost uzanan eller uzak olmasın…

Yalnız değilsiniz: Dost uzanan eller uzak olmasın…

Devamını Oku
20.11.2024