‘Başkanlık’ mı? ‘Sivil darbe’ mi? ‘Yeni vesayet’ mi?

29 Ocak 2016 Cuma

Dün bu sütunda, Parlamenter sistemin bekleme odasına alındığını belirten Erdoğan’ın, bunun yerine uygulamaya koyduğu Cumhurbaşkanlığı sistemini yansıtan konuşmasını alıntılamıştım.
Aslında bu konuşmada ortaya çıkan “Cumhurbaşkanlığı sistemi” anlayışı yeni değil...
Zaten kendisi de yine dün, bu konudaki “kamuoyu oluşturma” faaliyetlerini “Seçilmiş başbakan ve seçilmiş cumhurbaşkanı ile bu süreç yürümez” dediği yeni bir konuşmayla sürdürdü.

***

Erdoğan, 21 Mart 2015’te Denizli’de STK temsilcilerine yaptığı konuşmada, değişikliği haber veriyor:
“10 Ağustos’ta cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesiyle Türkiye’de bir dönem fiilen bitmiştir.
Kimisinin 1876’dan, kimilerinin 1924’ten, bazılarının 1946’dan başlattığı parlamenter sistem 10 Ağustos’ta bir daha geri dönüş olmamak üzere milletimiz tarafından bekleme odasına alındı.
Bu bekleme ne kadar sürecek veya ne zamana kadar sürecek? Ya mevcut uygulamaya anayasal zemin kazandırılana kadar ya da bunun yerine yeni bir sistem ikame edene kadar.
Bunun kararı da 7 Haziran seçimlerinde verilecek. Artık hiç kimse 2014 seçimlerinden önce ya da 2002 öncesinde olduğu gibi bir düzen beklemesin.”

***

Dönüşümün sıkıntılı olacağını da belirtiyor:
“Mevlana ‘Dün dünde kaldı cancağızım, yarın için bir şeyler söylemek lazım’ dedi. Artık Türkiye için yeni şeyler söyleme zamanı.
Bu da sıkıntılı olacak, sancılı olacak. Bir büyüğüm şöyle derdi: ‘Evlat her kutlu doğum sancılı olur.’
Yıllardır elde ettiği imkânı kaybetmek istemeyenler, buna direneceklerdir.
Muhalefetin direnişi bundan dolayıdır. Ayrıca kurumlar, eski Türkiye’nin zaaflarından beslenen aydınlar, gazeteciler, işadamları da direneceklerdir. Bir de meseleyi tam olarak kavramayanlar direnecektir.”

***

Bu konuşmayla ilgili ilginç bir nokta da İzmirli Avukat Prof. Dr. Hüseyin Durdu’nun, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan için, Denizli Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulunmuş olmasıdır.
Durdu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın toplantıda söylediği, “Herkesin farklı zamanlarda başlattığı Parlamenter sistem, 10 Ağustos’ta bir daha geri dönüş olmamak üzere milletimiz tarafından bekleme odasına alındı” sözlerinin, anayasayı ihlal ettiğini ve yasama organını kaldırmaya çalıştığı için de “vatana ihanet” suçu oluşturduğunu ileri sürmüş.

***

Sonuç olarak, Türkiye’deki rejimin, Parlamenter sistemden Cumhurbaşkanlığı sistemine dönüştüğünün iddia edildiğini ve Erdoğan’ın da böyle davrandığını belirtebiliriz. Kimilerinin “Sivil darbe”, kimilerinin ise “Yeni vesayet” dediği bu “Cumhurbaşkanlığı sistemi” hakkında başta Anayasa Mahkemesi olmak kaydıyla Yüksek Yargı ne diyor, onu da zaman gösterecek.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yeni anayasa tuzağı 19 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları