17 Aralık şerefine tepe tepe özgürlüğü

18 Aralık 2022 Pazar

Günlerdir eşsiz bir rezaletle yatıp kalkıyoruz.

6 yaşındaki kızını, eşek kadar bir “herifi naşerif”e “eş” diye teslim eden teres babayı konuşuyoruz.

O teres babayı Gogol’un roman kahramanı Taras Bulba sanan sayın savcılar da olmuş.

Hz. Muhammed’in bir sözü var. Tayyip Bey’in dediği üzere, o savcılar, “Haksızlık karşısında susmuşlar ve dilsiz şeytan olmuşlar. (AKP Siyaset Akademisi- 2018)”

“Avukat tutma, hâkim tut!” diye halkın umutsuz zamanlarda diline doladığı evvel zaman öğüdünü en sistematik biçimde hayata geçiren hiç kuşkusuz Fethullah mendeburu olmuştu.

Elbette yardım ve yatakçıları vardı, yalnız değildi. Cerahatli hikâye. Geçelim.

Cennet vatanımızda, dinbazlıktan çıkar sağlayanlar sadece siyaset ve ticaret erbabı değil. Bu işin “bilimini” yapanlar da var.

Cemaat, tarikat mensupları zaten hep vardı. Ama ana-babaların, yaptığına ilk kez tanık olduk. Hem de “tarafsız yargı”nın “iltisak”ın da!

Bu “gerçek” halkın suratında şamar gibi patladı.

Teres baba küçücük kızını dini nikâh ile pazarlamış.

“Kayınpeder” ve “damat” sıfatı uğruna ile kızını değiş tokuş etmiş.

Amacı belli ki kurduğu tarikat-cemaat-vakıfdaki mevki makamını güvence altına almak.

6 yaşından itibaren yıllardır tecavüze uğrayan kızının, şerefsiz damadı ile çekilmiş fotoğrafları gazetelerde sosyal medyada dönüp duruyor.

Kızın yüzü perdeleniyor.

Ama kolunu kızın beline dolayan şerefsizin yüzü ve kızcağızın kolundaki burma burma altın bilezikler ortada .

Bu türden kepazeliklerin altını kazıyınca altın çıkmazsa şaşırmak gerekiyor zaten.

Yine de belleklerimize kazılı 17-25 görüntülerine rağmen, teres baba gerçeğine hazır değilmişiz demek ki.

Halktaki isyan ve öfke de bu yüzden zaten.

**

Dün 17 Aralık idi.

Herkesin 17 Aralık’ı kendine.

“Şeb’i Arus – Düğün Gecesi” diye anılır.

Mevlana’nın hakka yürüdüğü, onun kişiliğinde “Elvada hayat- Merhaba kâinat” diyebilenlerin gecesidir.

Ölümsüz yapıtı, Mesnevi’de hayat reçetesi sunar insanlığa.

Ve yüzlerce yıldır süren “kâinat ile bütünleşme” törenselliği dün gece de yinelendi.

Ortalık yine yerli ve yabancı turist ile doldu taştı. Siyasetin önde gelenleri yoktu.

AKP lideri, Mevlana ziyaretini geçtiğimiz haftalardaki Konya mitingi sırasında yaptı.

Ezberinden Kuran okudu, dualar etti. Fakir fukara için de etmiş ise Allah kabul etsin.

Mevlana asırlardır Mesnevisi ile cumhurbaşkanı, ittifak lideri, fakir, zengin, asgari ücretli EYT’li işsiz emekli ayırımı gözetmeden tüm insanlığa bir anlamda insanlığa hayat tarzı öğütlüyor:

“- Kusur arıyorsan, tüm aynalar senin.

- Kimde bir güzellik varsa bilsin ki ödünçtür.

- Cahil kimsenin yanında kitap gibi sessiz ol.

- Okuyarak öğreneceksin ama severek anlayacaksın.

- Çektirilen acı havada asılı kalmaz, çektirenin başına düşer.”

*

17 Aralık’lar, kimin dilinde ne şekillere dönüşmüş diye bir merak edip arşiv karıştırmak isterseniz, fantastik söylemlerle karşılaşıryorsunuz.

Örnekler zibil gibi..

En “fantazmagorik” demeci, anımsanacaktır belki de AKP’li vekil Metin Külünk vermiş.

Kendisi de ziyadesiyle etkisinde kalmış ki sonradan tevil etmeye yönelmiş.

Ama atalarımız sağ olsunlar, bu tür haller için tedbiri çoktan almışlar.

Dilimize “zırva tevil götürmez” diye bir ilkeyi yerleştirmişler..

Külünk her ne demek ve her ne demek istemiş ise:

“17 Aralık operasyonu ile insanların günah işleme özgürlüğüne müdahale edilmiştir. Siyasilerin yolsuzluğu, günah işleme özgürlüğüdür. Bunu ortaya çıkarmamalıyız. 17 Aralık operasyonu Allah’ın hududuna müdahaledir"

*

Sayın Külünk sınırsız özgürlük düşüncesinde çok haklı.

Mevlana’nın doğduğu ülke Afganistan’dan Suriye’ye, Mozambik’ten Zanzibar’a hududun hiçbir noktasına müdahale etmeyen yüce Mevla, elbette bu iktidarın “günah işleme özgürlüğü”ne de müdahale etmez ve etmeyecektir.

Cehennemin işlevsiz kalması tüm inançlara aykırıdır.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Hasetle hasretle Demirel 8 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları