Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Az kuru az pilav rejimi
Sedat Peker’in sesi kesildi.
Birleşik Arap Şeyhi ile Aselsan pazarlığına kurban gitmedi inşallah.
Çok şükür sarığı ve sakalıyla kapı gibi Cübbeli Ahmet Hocamız var. Gözünü sözünü kırpmadan “Nas var nas?” diyen Reyiz’in “az kuru az pilav” rejimine meydan okuyor. (Aslında “nas” ve “faiz” Diyanet İşleri Başkanı Erbaş’ın konusu ama epeydir başını kuma gömdü. Yerine TÜİK Başkanı mesai yapıyor.)
Cübbeli Ahmet dobra mı dobra:
“Nas anladık da burası şeriat devleti mi” diye sorup devam ediyor:
“Şeriat devleti ise yarım nas olmaz. Madem öyle 1 bile faiz vermeyeceksin. Devlet de yüzde 1 bile faiz almayacak. Bu politikayı nas diye sürdürürsen ve millet batarsa faturasını Kuran’a çıkaracak. Madem nas diyeceksin. O zaman hepten şeriat ilan et. Bakalım ne oluyor görelim.”
Şeriat gelirse neler olacağını, ayıptır söylemesi bu sütunda yıllar önce bendeniz yazmıştı:
“İyi ki şeriat yok. Yoksa TBMM’de iktidar kulisi eli kolu, hatta dili kesik bakanlar, vekiller ve yüksek bürokratlarla dolu olurdu”.
*
Reyiz’in gücü karizmasından ve natıkasından geliyor.
Benzetmek gibi olmasın peygamberler, büyük devlet adamları, ünlü diktatörler ve komutanlar gibi.
“Öldüren Karizma...” diye bir BBC belgeseli yayımlanmıştı:
“Adı her söylendiğinde pek çok kişinin tüyleri diken diken olabiliyor. Ama o sevenlerine ve çevresine göre, yine de dünyanın en karizmatik yöneticisi.”
Tövbe. Bizimkiyle alakası yok!
Her karizmatik liderin ülkesi kendine!
Rakip haber kanalları, penguenlerin hayatını anlatırken, “Öldüren Karizma” gibi serbest çağrışımlara çanak tutan bu belgeseli o günlerin NTV’si korkmadan yayımlamıştı.
Belgeselde yanıtı aranan soru tam da bugünlerin “yağmur sebep, çamur netice” konusuydu:
“Karizma ve çevre etkisiyle desteğiyle bir insan, kendi ülkesini ve halkını nasıl uçuruma sürükler?”
*
Burada duralım.
14 Haziran 2013 günkü satırlarlarımızla devam edelim:
“Karizma denilen şey höt zöt aslında.
Bunun en kestirme açıklaması malum atasözümüzde:
Şeyh uçmaz, müritleri uçurur!
Bülent Arınç’ın ve bendenizin de dahil olduğu bir TBMM heyetine Amerikan tarafının resmi tercümanı olan bugünlerin bir sayın bakanı (Egemen Bağış), Gezi olayları konusunda aynen şöyle dedi:
-“Dünya lideri Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan’a karşı yeni ve kirli bir plan devreye sokuldu. Onun gibi bir lideri bize bahşettiği için Rabbimize hamdolsun. Recep Tayyip Erdoğan bu ülkeye, bu millete ve insanlığa Rabbimizin bahşettiği bir müjdedir.
Bu sözler ‘Sayın Başbakanıma dokunmak benim için bir ibadettir!’ diyen o sayın milletvekilinin uhrevi hissiyatıyla bütünleşiyor.
Sayın Erdoğan da kendisini Menderes’e benzetip durduğuna ve 10 yaşındaki oğlunu elinde bıçak, Menderes’in ayakları dibinde kurban etmeye hazır bir geleneğimiz de olduğuna göre, sıra vatandaşa geliyor...
Bendenizin samimi hissiyatı şudur:
Keşke ülkemizde sulandırılmış bu dinsel yönetim yerine, ciddi bir şeriat düzeni kurulsa..
Ve iktidarın emirlerine değil de...
Kuran hükümlerine bağlı dirayetli şeriat savcıları işbaşına gelse...
Hz. Muhammed için bile kullanılması ‘şirk’ sayılacak ‘Ona dokunmak ibadettir!’ gibi ölçüsüz zevzeklikler ile ancak Hz. Muhammed için söylenebilen ‘Rabbimizin insanlığa bahşettiği müjdedir!’ türü orantısız gerzeklikler cezasız kalmasa..”
*
Ortaçağ krallarından yakınçağ padişahlarına...
Her liderin moral desteğe, gülüp eğlenmeye, dahası zora düşünce de “tutanacak dala” ihtiyacı var.
Krallar bu ihtiyaçlarını “soytarılar” ile...
Padişahlar ise “dalkavuklar” marifetiyle giderirlerdi. Saray olan yerde entrika da kçaınılmaz, soytarılık da.
Günümüzde ise bu görevi bazı bakanlar ve danışmanlar üstlenmiş görünüyor.
BBC Öldüren Karizma’da “İnsan, ülkesini uçurumdan aşağı nasıl sürükler” sorusuna yanıt arıyordu.
Uçuruma sürüklenirken hep tutunacak bir dal veya “hüda-i nabit” bir bitki aranır.
“At izi it izine karıştı” diye mesaj atıp kaybolan damadın yokluğunun bu çarşamba 1. yıldönümü.
Yerine o günlerdeki yardımcısı Nurettin Nebati atandı. Nuretttin “dinin nuru”, nebat da “bitkisel” demek. Bir hikmeti olmalı elbet.
Yoksa bir beis, üç soru var Reyiz:
“Bitkisel hayata giren Hazine ve Maliyemiz için, dinin nuru Nebati Bey’e sempatiniz onun da sizin gibi ‘FETÖzede’ olması mıdır?
“Anayasaya göre Cumhurbaşkanı af yetkisini suçlular ve hastalar için kullanır. Bu bakanlar ve Merkez Bankası başkanları hep hasta mı oluyorlar yoksa suç mu işliyorlar ki af isteyip isteyip kaçıyorlar?”
“Sahi bir de enişte ne diyor bu işlere?”
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
En Çok Okunan Haberler
- Suriyeliler memleketine gidiyor
- İlber Ortaylı canlı yayını terk etti!
- Yaş sınırlaması Meclis’te
- İBB, Bilal Erdoğan dönemindeki taşınmazları geri aldı
- Erdoğan'dan flaş 'Suriyeliler' açıklaması
- ATM'lerde 20 gün sonra yeni dönem başlıyor
- Lütfü Savaş CHP'den ihraç edildi
- Suriye’de şeriatın sesleri!
- 'Onun ne olduğunu iyi biliyoruz'
- Hamaney 'Suriye' sessizliğini bozdu!