Bir Kürt’ün ‘beyaz Türk’ olarak portresi

26 Kasım 2015 Perşembe

Seksen küsurluk kuşak “dünyamızı” terk etmeye devam ediyor.
Yaşar Kemal’den Demirel’e, Oktay Akbal’dan Çetin Altan’a...
Hepsi özeldi.
Belki biraz Yaşar Kemal’e benzetilebilirdi.
Kürtlerin en Türk’ü, Türklerin de en Kürt’ü idi.
Meclis’te ve diplomaside Türkçeyi onun kadar düzgün, akıcı konuşan ve kullanan çok fazla Türk yoktu... Ki ondan daha beyazı pek olsun.
Kürt’tü, hem de en asilzadesinden.
Babası Bitlis Hizan’dan Gaydalı Şeyh Selahattin...
Nakşibendi tarikatının Halidî kolundan Gavs-i Hizanî namıyla bilinen Sıbgatullah Arvasî’nin torunudur. Annesinin Ermeni tehciri sırasında kurtarılan bir Ermeni kızı olduğu iddiasını üvey kardeşi Zeynel Abidin, Kürtçe yazdığı manzum bir hicivde dile getirmişti.
Bursa Lisesi’ni bitirdi. Isviçre’de Siyaset Bilimi okudu. Hukuk doktorası yaptı.
Siyaseti, çok parlak bir diplomasi kariyeri ile birlikte yürüttü.
Demirel’in hem partisinde hem de cumhurbaşkanlığı seçiminde amansız rakibi oldu.
Ama son derece seviyeli üslubu ve nezaketiyle çok uzun yıllar TBMM’de hep ilgi ve saygı odağı oldu.
“Lider Sultası”nın hukuk ve demokrasi ile çelişkisini ve insan onuruna ters bir keyfiyet olduğunu her platformda savundu durdu. “Uzlaşma Grubu” adıyla oluşturduğu ve her partiden birçok vekilin katıldığı komisyon tüm parti liderlerini tedirgin etti.
Mükemmel Fransızcası, İngilizcesiyle yabancı devlet adamlarına tarih, diploması dersi vermesiyle rakiplerinin bile takdirini toplardı.
Politika zordur. Ama hem önemli, hem değerli politikacı olmak çok çok zordur.

***

20 ve 21. dönemde Meclis’te ve komisyonlarda birlikte olduk. Cumhuriyet için uzun röportajlar vermişti.
“Aramızda kalsın” kaydıyla söylediği bir sözünü, artık aramızda olmadığına göre buraya kaydetmekte bir beis olmaz inşallah!
Sormuştum:
- “Efendim, müktesebat ve deneyiminiz bir değil, birkaç kez Dışışişleri Bakanlığı yapmanızı gerektiriyor. Sizin partide makine mühendisleri bile dışışleri bakanı oldu ama siz!?..”
Güldü:
- “Üstadım, devlete saygımı bildiklerinden beni hep devlet bakanı yaptılar!”
- “Bir de Enerji Bakanlığınız var!”
- “Evet demek hukuk doktoramı bir mühendisten daha çok bu işe layık gördüler!”
- “Peki ya Dışişleri?”
- “Sanırım Dışişleri Bakanlığı yapmazsam ülkeye daha yararlı olacağıma karar verilmiş bir kere!”
Bunları söylerken burukluğu o çok nevi şahsına özgü mutantan sesine açıkça yansıyordu.

***

Çok aktifti. Konferanslar verdi. Kitaplar yazdı:
Siyasete dışarıdan bakıp yazanlar çok, ama nedense içinde yaşayıp da yazanlar pek azdır:
Türkiye Gerçeği, Dış Politika, Siyasetin içinden en önemlileri...
Bilkent Üniversitesi’nde dersler verdi.
İleri yaşına rağmen, gençleri çok etkiledi ve onlardan çok etkilendi.
“Facebook”ta paylaşımları ve “beğenileri” ile özellikle haberlere konu oldu.
Biri şöyle yazmış:
“Türk milliyetçiliği asla ve asla etnisite kökenli değildir diye kendimizi paralamak yerine sadece kendisini örnek versek yeterlidir...”

***

TBMM’de tören istemedi. Yapılsa Türk bayrağına sarılacaktı.
Burukluğunu belki de böyle ifade etmek istedi!  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Hasetle hasretle Demirel 8 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları