Erdal Beysiz 14 yıl..

Erdal Beysiz 14 yıl..

31.10.2021 05:00
Güncellenme:
Takip Et:

Türkiye’nin küme düştüğünü lider ve siyasetçi profiline bakarak da görebiliriz.

Dileyelim, ölüm yıldönümünde benzetmek ona saygısızlık olmaz. Erdal İnönü bir dönem iktidardaki “ittifakın küçük” ortağıydı. Ve bir siyasi parti lideri idi.

*

Herkesin kişiliğini bir şey belirler. Onunkini de “cumhurbaşkanı çocuğu olmak” belirledi. 

Mahalle arasında saklambaç da çelik çomak da oynayamadı. “Yavşak” sözcüğünün anlamını bile, altmışından sonra öğrendi. 

Çocukluk arkadaşları olmadı. “Milli Şef’in oğlu olmanın faturasını”, “uzun eşek” oynamak yerine “satranç”tan keyif almaya mecbur kalarak ödedi.

Kalabalıklardan oldum olası pek hoşlanmadı. En yakın arkadaşı babasıydı. Kitap okuma zevkini, açık havada yürüme mutluluğunu, az yiyerek doymayı, tabağını sıyırmayı, sabretmeyi, zor ikna olmayı, dakikliği, insanları dinlemeyi ya da dinler gibi yapmayı, kararlılık ile inatçılık arasındaki ince çizgiyi, bazen bu çizgiyi kasten silmeyi, gösterişsiz yaşamanın erdemini, kafasında tilki gezdirmeyi hep ondan öğrendi.

Babasından duyup da yapmadığı bir tek şey kalmıştı:

Devletin çıkarı, partinin çıkarından önce gelir.

Hayat bu ya, tam da doğum gününde, 6 Haziran 1983’te “hayatında bir değişiklik yapmak” istedi. 

Siyasi tarihimizin kısa adı en uzun olan siyasi partisini kurdu: “SODEP” - Sosyal Demokrat Parti.

Artık, babasından öğrenip de 60’ına merdiven dayayıncaya dek uygulayamadığı bir kuralı tatbik edecekti. Devletin çıkarlarını hep önde tutacağı bir partisi olmuştu. 

Coşku ve sevinç içindeydi. Ama belli etmiyordu. Siyasette coşkuya değil mantığa ve sağduyuya inanıyordu.

Zira siyasetçinin coşarken halkı da coşturacağını, bu yüzden de yoldan çıkabileceğini düşünüyordu.

Sevinç onun için sadece eşi idi. 12 Eylül cuntası “Bu sevinç ona yeter!” diye olmalı, liderliğini “veto” etti.

*

Paşa babasının inadı ve kararlılığı ile sonunda partiyi kurdu ve başına geçti. 

Ancak kendi ifadesiyle “Aslan sosyal demokratlar” karşılarında kükreyen bir lider görmek istiyorlardı. Ama o, Newton’un yerçekimini anlatan fizik öğretmeninin kuru üslubundan bir türlü vazgeçemedi. 

Mitinglerde, coşup “Öl de ölelim paşa yadigârı!” diye bağıranları bile sağduyuya davet ediyordu: 

Demokrasilerde 1 oy bile çok önemli. Lütfen ölmeyin!

Bu alışılmamış nükte anlayışı, yumuşak ve heyecansız üslubu yüzünden kendisini sol bir partinin liderliğine değil, İngiliz Lordlar Kamarası üyeliğine uygun görenler artıyordu. 

Yılmadı. 

*

Siyasete, fizikçi gözüyle bakıyordu. Fizik, önce biçim demekti, liderlik ise nihayetinde biçimsel bir konumdu.

Ayrıca fiziğin ilmini yapmıştı. Matematiksel fiziğe katkıları nedeniyle 2004 yılında, Grup Teorisi ve Temel Fizik Vakfı tarafından fizik alanında Nobel’den sonraki en büyük ödül olarak kabul edilen Wigner Madalyası ile ödüllendirilmişti.

Ödülün adı nükte gibiydi: “Grup elemanlarının daraltılması.” 

Fizikteki bu bulgusunu politikaya da uyguladı.

SHP grubunu neredeyse 1 bölü 2 oranında daralttı. Fiziksel bir kuralı harekete geçirdi. SHP’yi genleştirdi ve bir avuç milletvekiliyle iktidar yaptı.

Sonunda hizipler kronik itiş kakışla paşa babasının bile başa çıkamadığını düşünüp siyaseti bıraktı. 

Zira pederinin vasiyeti bunu emrediyordu: 

Daima partiyi değil devleti, milleti düşün!” 

Fakat 88 yaşında bile siyasette liderlik mücadelesinden vazgeçmeyen İsmet Paşa’nın oğlu için ne söyleyeceğini tahmin edebiliriz:

“Seni ben bile kurtaramam!

Erdal Bey de bunu tahmin etti ki istifa ederek akademi dünyasına ve anılarını yazmaya sığındı.

*

Varlığıyla darbe yemiş seksenlerin haki ve gri manzarasını renklendirdi. O dönemin HDP’si DEP - HEP ile diyalog ve işbirliği yaparak on yıllardır özlemi çekilen ileri görüşlülük ve demokratlığını gösterdi.

Kürt halkını temsil ettiğini söyleyen siyasi kadrolar, eğer uzattığı eli tutsaydı bugün bambaşka bir Türkiye’de yaşıyor olabilirdik.

*

Erdal Bey’le günler süren bir Avrupa gezisi yapmıştık.

Sosyalist Enternasyonal’in başkan yardımcısı idi. Kendisini izleyen tek gazeteciydim. O dönemde gazeteler genellikle Turgut Özal, Süleyman Demirel ve Tansu Çiller’i izlemeye odaklanmıştı. 

Tansu Hanım, “Kıbrıs, Türkiye’nin ayak bağıdır!” buyurmuştu. Ama soruyu Çiller’i anmadan sormak gerekiyordu. Polemiğe girmenin sanırım fiziğine aykırı olduğunu düşünüyordu. 

Kıbrıs sizce Türkiye’nin ayak bağı mı?

Yine zarif bir ses ayarı yapıp yanıtladıydı:

“Bu, ayak bağı anlayışınızın ne olduğuna bağlı. Türkiye’nin Lozan’dan da doğan hakları ve yükümlülükleri var. Misakımilli sınırları dışında kalan topraklarda kalan Türk asıllı insanlarımızla ilgilenmemiz doğaldır. Bu husus Lozan Antlaşması’nda da yer alıyor. Türklerin yaşadığı ülkelerin işlerine karışmadan, o insanlarımızın toplumsal kültürel sorunları ile ilgilenmek zorundayız.”

*

Yılbaşı yaklaşıyordu. Sordum:

Efendim, bir fizikçi olarak akıp giden zamanı nasıl yorumlarsınız?

“Nasıl yani?”

Yabancı bir meslektaşınız, ‘Geçmiş ve gelecek yoktur. Yalnızca sonsuz bir şimdi vardır’ demiş. Siz ne dersiniz?”  

Küçük bir öksürük ve ses ayarı yapıp şöyle demişti:

Bu tür sözleri söyleyen söylemiş, ne söyleyeceğini de ifade etmiştir. Üstüne laf etmenin akıp giden zamana bir faydası yoktur.”

*

Yokluğunun 14. yılında Erdal Bey’i özlemle, saygıyla anıyoruz.

Yazarın Son Yazıları

Meşrubat Trump'tan meşruiyet...

Meşrubat Trump'tan meşruiyet...

Devamını Oku
30.11.2025
Risk-almak vermek

En dehşetengiz proje nedir?

Devamını Oku
23.11.2025
Abalar Feda Muazzez Hanım'a

Abalar fena Muazzez Hanım'a

Devamını Oku
16.11.2025
10 Kasım sırtlanlığı

10 Kasımlarda “Atam sen rahat uyu!” sloganını duyamaz olduk: Biliyoruz ki “Saygı duruşu, sap gibi durmaktır” diyen zihniyet iktidar olduğundan beri Atatürk’e rahat uyu demenin manası yok.

Devamını Oku
09.11.2025
Kasım notları

Kasım notları

Devamını Oku
02.11.2025
Durumlara rağmen doğa yasası şaşmaz

Para politikalarının mucidi ünlü ekonomist Milton Friedman (1912-2006) sanki bizimki için söylemiş: “Bir hükümet, bazen bir sorunu çözmeye kalkınca o sorun daha da büyük bir sorun haline gelir!”

Devamını Oku
26.10.2025
Şeytan-ı Racim-10.10.10

Ankara Tren Garı, Cumhuriyetin belleğinde bir istasyondan fazlasıdır.

Devamını Oku
12.10.2025
Trump ile trampa

Meşruiyet değildir AKP’nin en müşkül işi, müşkül odur ki meşruiyet ararken kördüğüm eder memlekette her işi.

Devamını Oku
28.09.2025
Amerikan açık pokeri

ABD’nin değil, dünyanın da tek adamı (!) Trump, sonunda bizim tek adamımız Erdoğan’ı bu perşembe günü Beyaz Saray’ında kabul edecek. Yaşasın.

Devamını Oku
21.09.2025
Kemal Bey... Tarihi ve talihi

Yarın 15 Eylül, tarihi bir gün.

Devamını Oku
14.09.2025
Baba-oğul ilişkisi

“Hırsızlık oğuldan babaya değil, babadan oğula geçer. R.T. Erdoğan 1994”.

Devamını Oku
07.09.2025
Babadan numarasız selefe...

Tayyip Bey’in bekası için mesai harcayan etkili-yetkili külliye başdanışmanlarının 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in konuşmalarını da inceledikleri biliniyor.

Devamını Oku
31.08.2025
Erdal İnönü ve Kürt ittifakı...

TBMM tatilde, malum komisyon salı günü yine de toplanıyor.

Devamını Oku
17.08.2025
Kutlu olmayasıca Sevr!

Bugün 10 Ağustos 2025.

Devamını Oku
10.08.2025
Komisyonun yazgısı!

Şu satırlara bakar mısınız?..

Devamını Oku
03.08.2025
Yapay zeka Bodrum'da

Bodrum'da yabancı turistler ayrılırken okudukları kitapları otel lobilerindeki kitaplıklara “armağan” ediyorlar.

Devamını Oku
27.07.2025
Altan abisiz gazetecilik...

“Gazeteci olunmaz. Gazeteci doğulur” gerçeğine inanan kuşaktandı...

Devamını Oku
20.07.2025
Paşa gönül ittifakı...

Günlerdir tonlarca laf, demeç, açıklama, nutuk...

Devamını Oku
13.07.2025
Sessiz sabotaj...

İktidar belli ki geceleri meydanlardan caddelere taşan on binlerin, yüz binlerin anaforuna kapıldı.

Devamını Oku
06.07.2025
Keşke mutlak butlanlansa...

Tayyip Bey'e siyasette ikbal yolunu açanlar onu milletvekili bile değilken Beyaz Saray’da ağırlayanlardı.

Devamını Oku
29.06.2025
Bir yıldız kaydı...

Bugün Çetin Altan’ın 98. doğum günü. Kemal Gür’ün ölümünün de 4. günü. H Çetin Altan’ın sadık okurlarındandı.

Devamını Oku
22.06.2025
TERÖR ÇÖPLÜĞÜ ORTADOĞU...

Komisyonumuz 'yağmasa da gürlemeye' kararlı!

Devamını Oku
15.06.2025
Hepimiz bir tür kurbanız bayramı...

Kutlu olsun! Bayram gönüllere de gele, daha da gitmeye.

Devamını Oku
08.06.2025
MHP’nin ‘görünmez el’i

Tüm siyasal partiler kurulurken fabrika ayarına sahiptir. Zamanla ve/veya parti yönetimleri el değiştirdikçe bu ayar değişir, bozulur, tanınmaz hale gelebilir.

Devamını Oku
01.06.2025
Başbuğdan Bahçeli’ye vasiyet mi?

Bu bir “belge” yazı.

Devamını Oku
25.05.2025
Gitanjali ve Ecevit

Bugün 18 Mayıs 2025.

Devamını Oku
18.05.2025
Notre Dame’ın değil, TC’nin iki kamburu

Notre Dame’ın değil, TC’nin iki kamburu

Devamını Oku
11.05.2025
Nermin... Bir Cumhuriyet şarkısı

Nermin... Bir Cumhuriyet şarkısı

Devamını Oku
27.04.2025
Baharlar tekin değil!

Baharlar tekin değil!

Devamını Oku
13.04.2025
Ucuz üyelik yahnisi

Ucuz üyelik yahnisi

Devamını Oku
06.04.2025
Meydan bayramı

Meydan bayramı

Devamını Oku
30.03.2025
Beyaz Türk olarak bir Kürt portresi

Beyaz Türk olarak bir Kürt portresi

Devamını Oku
23.03.2025
‘Kurucu önder’in kaleminden

‘Kurucu önder’in kaleminden

Devamını Oku
16.03.2025
Biri ötekine ihanet ederse...

Biri ötekine ihanet ederse...

Devamını Oku
09.03.2025
Tek tabanca Kürt’ü arzımdır

Tek tabanca Kürt’ü arzımdır

Devamını Oku
02.03.2025
Muamma ve Doruk ile Nehir

Muamma ve Doruk ile Nehir

Devamını Oku
09.02.2025
Tekerrür ve tashih

Tekerrür ve tashih

Devamını Oku
02.02.2025
Monşersiz diplomasi

Monşersiz diplomasi

Devamını Oku
19.01.2025
Maziye bak ileriyi gör

Maziye bak ileriyi gör

Devamını Oku
12.01.2025
Aklımızdaki meret soru...

Aklımızdaki meret soru...

Devamını Oku
05.01.2025