Konu köşe yazısından çok belgesel diziyi hak ediyor.
1- CHP Genel Merkezi’ne Atatürk ile İnönü heykelinin dikildiği gün, Meclis’teki mareşal üniformalı Atatürk “tablosu” da duvardan indirildi.
2- CHP Meclis yönetiminden çıt çıkmadı.
3- Aynı CHP, bir vekil odasındaki “Atatürk resmi kaldırıldı” dedikodusu yüzünden aylarca çalkalandı. Sonunda bir milletvekiline en ağır cezayı vererek partiden attı.
4- Meğer AKP iktidarı, “taze ölünün mezarı, şeytanın bir günahı beklediğinden” daha iştahla beklermiş darbe girişimini...
5- Ki, dört satırlık bir OHAL ilanıyla, Meclis’i de acele tatile çıkararak yıllardır özledikleri her şeyi telaşla yapmaya yöneldiler...
6- TSK ve kuvvet komutanlıkları, belediye şube müdürlükleri gibi bir KHK ile oradan oraya bağlanıp duruyor. “Başkomutan - Mareşal Mustafa Kemal Tablosu”nun duvardan sökülüp atılması, bulunduğu özel locanın yıkılması ise büyük hedefin küçük bir ayrıntısı... 
7- “Tablo” dediğimiz aslında köylünün göznuruyla dokunan bir halı... Halıyı sökme bahanesiyle asılı olduğu özel locayı da balyozladılar. Darbe gecesindeki bombaların eksiği bir anlamda tamamlanmış oldu.
7- Asıl amaç Atatürk’ü hiç değilse gündelik hayattan mümkün olduğunca silmek. “Hedef 2023”ün açılımı da budur.
8- Yeni Türkiye- Yeni Tarih! Tarihi 19 Mayıs’tan başlatanlara kızgınlığı bundan, darbe sonrasında “Başkomutan” sıfatına sımsıkı sarılması da bundan... Kurtuluş Savaşı ile Mustafa Kemal, Başkomutanlık ile TBMM ve Cumhuriyet birbirinden ayrılamaz. Mareşal Tablosu bu bütünlüğü temsil ediyor(du). Tabloyu kaldırarak araya kolayca, “Başkomutan” R. T. Erdoğan’ın sokuşturulacağı umuluyor.
9- “Başkomutan Erdoğan” nidaları darbe gecesinden çok önce başladı. (29 Mayıs 2015’te Erzurum’da üzerine “Başkumandan Erdoğan” yazılı hurda otobüse monte edilmiş bir gemi yürütüldü. Mehteran Bölüğü de gemiye yol açıyordu! Başkumandan ile Başkomutan ayrımına dikkat. Biri “kumanda” ediyor, öteki “komut” veriyor!)
10- Mareşal Tablosu operasyonu “Başkomutan Erdoğan”ın emriyle değilse bile onun zımni “kavliyle” gerçekleşti. Bu işi baştan sona AKP’li Güvenlikten Sorumlu İdare Amiri Salim Uslu yönetti. Buyurmuş ki: “Üniformalı resim kışlada olur!”
11- Muhalefetin de idare amirleri var. Neredeydiler acaba? Tablo muhalefete ait salondaydı. Darbe gecesi Meclis’te sabahlamışlardı. Onlarca yıldır orada asılı duran tarihi “tablo-halı”nın duvardan sökülmesi de bir tür darbe.
12- TBMM Başkanı ne diyor? Ya CHP, Başkanlık Divanı’na konuyu getirmedi mi?
13- Meclis binasının ilk açıldığı 6 Ocak 1961’de “üye” olarak görev yapan Altan Öymen’le dün konuşurken dedi ki, “Atatürk’e ‘Mareşal’ sıfatını TBMM verdi. O dönemin anısına köylerde Mareşal’i resmeden halı dokunmuştu. Biri de Meclis’e hediye edilmişti!”
14- İdare Amiri Uslu, “Üniforma kışlada olur!” buyuruyor. Oysa bu Meclis kurulduğu dönemde bir anlamda kışlaydı. İstiklal Savaşı’nın karargâhı idi. Türkiye Cumhuriyeti dünyada devletinden önce parlamentosunu kurmuş olan ilk ve tek ülke. O “Halı” o döneme, tarihe ve kurucusuna saygının gereği değil midir?
15- CHP tablo halıya sahip çıkmalıdır. Yoksa duyduğumuza göre, Kapalıçarşı’dan Şirvan Antika Halı, Meclis çoğunluğunun anladığ dilden, dolarları konuşturmak üzere!
Meclis’e usul usul Uslu darbe
Yazarın Son Yazıları
Meşrubat Trump'tan meşruiyet...
En dehşetengiz proje nedir?
Abalar fena Muazzez Hanım'a
10 Kasımlarda “Atam sen rahat uyu!” sloganını duyamaz olduk: Biliyoruz ki “Saygı duruşu, sap gibi durmaktır” diyen zihniyet iktidar olduğundan beri Atatürk’e rahat uyu demenin manası yok.
Kasım notları
Para politikalarının mucidi ünlü ekonomist Milton Friedman (1912-2006) sanki bizimki için söylemiş: “Bir hükümet, bazen bir sorunu çözmeye kalkınca o sorun daha da büyük bir sorun haline gelir!”
Ankara Tren Garı, Cumhuriyetin belleğinde bir istasyondan fazlasıdır.
Meşruiyet değildir AKP’nin en müşkül işi, müşkül odur ki meşruiyet ararken kördüğüm eder memlekette her işi.
ABD’nin değil, dünyanın da tek adamı (!) Trump, sonunda bizim tek adamımız Erdoğan’ı bu perşembe günü Beyaz Saray’ında kabul edecek. Yaşasın.
Yarın 15 Eylül, tarihi bir gün.
“Hırsızlık oğuldan babaya değil, babadan oğula geçer. R.T. Erdoğan 1994”.
Tayyip Bey’in bekası için mesai harcayan etkili-yetkili külliye başdanışmanlarının 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in konuşmalarını da inceledikleri biliniyor.
TBMM tatilde, malum komisyon salı günü yine de toplanıyor.
Bugün 10 Ağustos 2025.
Şu satırlara bakar mısınız?..
Bodrum'da yabancı turistler ayrılırken okudukları kitapları otel lobilerindeki kitaplıklara “armağan” ediyorlar.
“Gazeteci olunmaz. Gazeteci doğulur” gerçeğine inanan kuşaktandı...
Günlerdir tonlarca laf, demeç, açıklama, nutuk...
İktidar belli ki geceleri meydanlardan caddelere taşan on binlerin, yüz binlerin anaforuna kapıldı.
Tayyip Bey'e siyasette ikbal yolunu açanlar onu milletvekili bile değilken Beyaz Saray’da ağırlayanlardı.
Bugün Çetin Altan’ın 98. doğum günü. Kemal Gür’ün ölümünün de 4. günü. H Çetin Altan’ın sadık okurlarındandı.
Komisyonumuz 'yağmasa da gürlemeye' kararlı!
Kutlu olsun! Bayram gönüllere de gele, daha da gitmeye.
Tüm siyasal partiler kurulurken fabrika ayarına sahiptir. Zamanla ve/veya parti yönetimleri el değiştirdikçe bu ayar değişir, bozulur, tanınmaz hale gelebilir.
Bu bir “belge” yazı.
Bugün 18 Mayıs 2025.
Notre Dame’ın değil, TC’nin iki kamburu
Nermin... Bir Cumhuriyet şarkısı
Baharlar tekin değil!
Ucuz üyelik yahnisi
Meydan bayramı
Beyaz Türk olarak bir Kürt portresi
‘Kurucu önder’in kaleminden
Biri ötekine ihanet ederse...
Tek tabanca Kürt’ü arzımdır
Muamma ve Doruk ile Nehir
Tekerrür ve tashih
Monşersiz diplomasi
Maziye bak ileriyi gör
Aklımızdaki meret soru...