Ruhun sunumu

Ruhun sunumu

07.11.2021 05:00
Güncellenme:
Takip Et:

Gitan-jali “ruhun sunumu” demek. 

Hintli şair Tagore’un ünlü ilahisini mısra mısra Türkçeye döküp kitaplaştırırken henüz 17 yaşında idi. Acaba kendi ruhunun sunumunu mu düşünmüştü?

Ecevit’in kaleminden işte o mısralar:

“bu ayrılış gününde / bana bol şans dileyin, arkadaşlarım!/ beraberimde ne götüreceğimi sormayın/ Seyahatime boş eller /

ve ümit eden bir kalple çıkıyorum.” 

Ruh, çok şey. 

Sunuluşu ise her şey. 

Rüzgârda kıpırdayan yapraktan kanat çırpan kelebeğe, sudaki balıktan nefes alıp veren vermeyen her varlığa, herkesin her şeyin bir ruhu var. 

Günü, saati, saniyesi geldiğinde ruhun ait olduğu makama veya sonsuzluğa sunulması kaçınılmaz. 

Ecevit, 81 yıllık ömrünün her gününü, gönül adamı ve dava adamı olarak yaşadı, yaşamaya çalıştı.

Onu son 70 yılın siyasi liderlerinden ayıran, farklı ve seçkin kılan da bu denge idi. 

(Bunu onun ikizler burcunda doğmasına bağlayanlar da var.)

Ecevit, gönlünün ve aklının sırlarını gerektiğinde kendisi açıklayacak kadar da açık yüreklidir: 

“Şiir yazmak, özellikle siyasete girdiğimden beri, benim için bir iletişim aracı, bir düşünce açıklama biçimi değil, bir düşünme yöntemidir. (..) Kimi şiirle sağlayabilir iç özgürlüğünü kimi başka yollardan sağlayabilir. Ne yoldan olursa olsun iç özgürlük sağlanmadan gerçek özgür olunamaz ve toplumun da insanlığın da insanın da özgürlüğüne katkıda bulunulamaz!” (B. Ecevit, Şiirler, 1976)

ŞİİR VE SİYASET 

1954 yılında CHP’nin Çankaya ilçesine üye oldu. Tam da o yıl en bilinen şiirlerinden “İnsan”ı yazmıştı:

“elbette senden güzel olacaktı / çizdiğin resim yaptığın heykel/ senden büyük olacaktı / senden yakışıklı / elbette senden doğru söyleyecekti yazdığın şiir.”

Ecevit’in düşünce ve gönül dünyasında şiir ile siyaset birbirinden hiç ayrılmadı. Ama ikisini birbirine karıştırmamaya da çok özen gösterdi. 

Şöyle diyordu:

“Topluma bir bildirim mesajım olacaksa bunun için şiirden yararlanmam. Yine de yazdığım şiirlerde bir bildiri bulunabilir. Ama, çoğu kez ben de o bildiriyi şiirden öğrenirim veya çıkarmaya çalışırım.” 

Siyasal yaşamındaki temizliğin, duruluğun, arılığın sırrı da belki buradadır. 

Mayasında şiir olan, şiir yazan ve şiiri yaşayan bir siyasetçinin başka türlü olması da mümkün değildi. 

Bu sözler de Ecevit’in:

“Şiiri özel eylemim saysam bile, bu özel eylemin toplumsal yaşamımdan ve siyasal eylemimden büsbütün kopuk olmadığını da biliyorum. Siyasete girdim diye şiir yazmayı, şiir çevirmeyi bıraksaydım siyasette ben ben olamazdım.”

SOL SİYASET 

“Sol”u meşrulaştıran ve seçim meydanlarına taşıyan ilk siyasi liderdir. 

Halkımız daha ziyade dinsel, geleneksel nedenlerle “sol”un terslikle, kötülükle hatta günahla bağlantılı olduğunu düşünür. 

Aksilik edene “Solundan mı kalktın” diye sorulması bundandır. 

İyilik ve kötülükleri yazan meleklerden “günah”ları kaydeden meleğin “sol” omuzda oturması da bundandır.

Sol elin “taharete” tahsis edilmesi de bundan!

Geniş halk kesimlerinin “sol”a yakınlaşmasına uzun yıllar bu “gerçekler” engel oldu. 

Ecevit, “ortanın solu” ile bu önyargıları yumuşattı ve giderek sol sözcüğünü gündelik yaşama yerleştirdi. 

Sağ siyasal cenah ise “sol”u yani onlara göre “şer ve kötü olanı” siyasete taşıdığı için Ecevit’e hep husumet besledi.

***

60 yaşında ve siyasi yasaklı idi. 

Baba mirası Üsküdar Salacak’taki köşkü satıp Demokratik Sol Parti’yi kurdu (1985). 

DSP’yi 14 yıl içinde ülkenin 1. partisi yaptı. 75 yaşında yeniden başbakan oldu. 

Kırklı yaşlarında iken dağa taşa ismini ve sloganlarını yazdırmıştı: “Toprak işleyenin, su kullananın!”

“Ne ezilen ne ezen / Hakça insanca bir düzen!”

Ama asıl yazılması gereken yere yani seçim sandığına ve oy pusulasına yazdırması pek mümkün olmadı. 

Üç kez hapis yattı.

Dört kez başbakan oldu. 

Ama bir defalığına bile olsa Meclis’te kendisine yarıdan 1 fazla çoğunluk verilmedi. 

Sözünü ettiği “doğa yasaları” doğada kaldı. 

Ama yine de şiirlerinde bile “yasa”dan vazgeçmedi:

İşte “Yasa” şiiri:

“(...) MADDE BİR

dünyaya gelmelidir 

MADDE İKİ

sevmeli sevilmeli 

dünyayı, cennetin

kendisi bilmelidir 

MADDE ÜÇ

yaşama sevgisinin

kökleri gönlünde

insanoğlu günün birinde 

ölmelidir

dönmelidir dudaklarına

buruk bir elmanın tadı 

(DÖRDÜNCÜ MADDE OKUNAMADI) 

işbu yasayı

kim yürütür bilinmez

bilinmeyen ellere

karşı gelinmez.” 

***

Herkes için “en insafsız ay” bir başka aydır.

Ecevit için en insafsız ay acaba hangi ay?

Siyasete veda ettiği temmuz mu?

Yoksa upuzun koma uykusuna yattığı mayıs mı? 

Ya da o uzun uykusunu sonsuzluğa çevirdiği kasım ayı mı? 

Yanıtı yine onun mısralarında aramak gerek:

“şimdi oyun vakti sonuna erdi./ bütün hayatımca seni şarkılarımla aradım. / beni onlar kapıdan kapıya götürdüler... / ben onlarla kendi dünyama bakıp / dokunarak kendimi anladım./ öğrendiğim bütün dersleri bana öğreten, şarkılarımdı;/ onlar bana gizli yolları gösterdiler. / onlar gözümün önüne / kalbimin ufkundaki yıldızları getirdiler.”

***

Onu öteki liderlerden farklı kılan sayısız özelliğinden biri de öz ve dolambaçsız konuşmasıydı. 

Sağımız solumuz, çok konuşan ama hiçbir şey söylemeyen liderlerle, liderciklerle doludur. 

Ecevit bu anlamda da tutumludur. 

Açıklamalarında, demeçlerinde ve elbette konuşmalarında da israfı hiç sevmez.

Şiir kitabının önsözü sadece beş mısradır: 

“ozan söze değdi mi /

sözün dili çözülür / usun ermediğini/ 

gözün görmediğini / şiir dili duyurur.” 

Dürüstlük, güvenilirlik, vatanseverlik, cesaret, tevazu, nezaket kısacası erdem ve bunların hepsini özetleyen “doğrultu tutarlılığı”.

Son söz elbette yine Ecevit’indir: 

“kim bilir / insanda son kalan gözler / görür mü dünyayı uzaktan / kim bilir küçülür mü dünya / büyür mü uzaktan / kim bilir küllenir mi dünya / özlenir mi yoksa uzaktan.” 

Türkiye Cumhuriyeti var oldukça Bülent Ecevit adı hiç küllenmeyecek ve hep özlenecektir. 

Daha çok da... 

Reyizgillerin mevcudiyeti ve halleri sayesinde elbette.

Yazarın Son Yazıları

Meşrubat Trump'tan meşruiyet...

Meşrubat Trump'tan meşruiyet...

Devamını Oku
30.11.2025
Risk-almak vermek

En dehşetengiz proje nedir?

Devamını Oku
23.11.2025
Abalar Feda Muazzez Hanım'a

Abalar fena Muazzez Hanım'a

Devamını Oku
16.11.2025
10 Kasım sırtlanlığı

10 Kasımlarda “Atam sen rahat uyu!” sloganını duyamaz olduk: Biliyoruz ki “Saygı duruşu, sap gibi durmaktır” diyen zihniyet iktidar olduğundan beri Atatürk’e rahat uyu demenin manası yok.

Devamını Oku
09.11.2025
Kasım notları

Kasım notları

Devamını Oku
02.11.2025
Durumlara rağmen doğa yasası şaşmaz

Para politikalarının mucidi ünlü ekonomist Milton Friedman (1912-2006) sanki bizimki için söylemiş: “Bir hükümet, bazen bir sorunu çözmeye kalkınca o sorun daha da büyük bir sorun haline gelir!”

Devamını Oku
26.10.2025
Şeytan-ı Racim-10.10.10

Ankara Tren Garı, Cumhuriyetin belleğinde bir istasyondan fazlasıdır.

Devamını Oku
12.10.2025
Trump ile trampa

Meşruiyet değildir AKP’nin en müşkül işi, müşkül odur ki meşruiyet ararken kördüğüm eder memlekette her işi.

Devamını Oku
28.09.2025
Amerikan açık pokeri

ABD’nin değil, dünyanın da tek adamı (!) Trump, sonunda bizim tek adamımız Erdoğan’ı bu perşembe günü Beyaz Saray’ında kabul edecek. Yaşasın.

Devamını Oku
21.09.2025
Kemal Bey... Tarihi ve talihi

Yarın 15 Eylül, tarihi bir gün.

Devamını Oku
14.09.2025
Baba-oğul ilişkisi

“Hırsızlık oğuldan babaya değil, babadan oğula geçer. R.T. Erdoğan 1994”.

Devamını Oku
07.09.2025
Babadan numarasız selefe...

Tayyip Bey’in bekası için mesai harcayan etkili-yetkili külliye başdanışmanlarının 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in konuşmalarını da inceledikleri biliniyor.

Devamını Oku
31.08.2025
Erdal İnönü ve Kürt ittifakı...

TBMM tatilde, malum komisyon salı günü yine de toplanıyor.

Devamını Oku
17.08.2025
Kutlu olmayasıca Sevr!

Bugün 10 Ağustos 2025.

Devamını Oku
10.08.2025
Komisyonun yazgısı!

Şu satırlara bakar mısınız?..

Devamını Oku
03.08.2025
Yapay zeka Bodrum'da

Bodrum'da yabancı turistler ayrılırken okudukları kitapları otel lobilerindeki kitaplıklara “armağan” ediyorlar.

Devamını Oku
27.07.2025
Altan abisiz gazetecilik...

“Gazeteci olunmaz. Gazeteci doğulur” gerçeğine inanan kuşaktandı...

Devamını Oku
20.07.2025
Paşa gönül ittifakı...

Günlerdir tonlarca laf, demeç, açıklama, nutuk...

Devamını Oku
13.07.2025
Sessiz sabotaj...

İktidar belli ki geceleri meydanlardan caddelere taşan on binlerin, yüz binlerin anaforuna kapıldı.

Devamını Oku
06.07.2025
Keşke mutlak butlanlansa...

Tayyip Bey'e siyasette ikbal yolunu açanlar onu milletvekili bile değilken Beyaz Saray’da ağırlayanlardı.

Devamını Oku
29.06.2025
Bir yıldız kaydı...

Bugün Çetin Altan’ın 98. doğum günü. Kemal Gür’ün ölümünün de 4. günü. H Çetin Altan’ın sadık okurlarındandı.

Devamını Oku
22.06.2025
TERÖR ÇÖPLÜĞÜ ORTADOĞU...

Komisyonumuz 'yağmasa da gürlemeye' kararlı!

Devamını Oku
15.06.2025
Hepimiz bir tür kurbanız bayramı...

Kutlu olsun! Bayram gönüllere de gele, daha da gitmeye.

Devamını Oku
08.06.2025
MHP’nin ‘görünmez el’i

Tüm siyasal partiler kurulurken fabrika ayarına sahiptir. Zamanla ve/veya parti yönetimleri el değiştirdikçe bu ayar değişir, bozulur, tanınmaz hale gelebilir.

Devamını Oku
01.06.2025
Başbuğdan Bahçeli’ye vasiyet mi?

Bu bir “belge” yazı.

Devamını Oku
25.05.2025
Gitanjali ve Ecevit

Bugün 18 Mayıs 2025.

Devamını Oku
18.05.2025
Notre Dame’ın değil, TC’nin iki kamburu

Notre Dame’ın değil, TC’nin iki kamburu

Devamını Oku
11.05.2025
Nermin... Bir Cumhuriyet şarkısı

Nermin... Bir Cumhuriyet şarkısı

Devamını Oku
27.04.2025
Baharlar tekin değil!

Baharlar tekin değil!

Devamını Oku
13.04.2025
Ucuz üyelik yahnisi

Ucuz üyelik yahnisi

Devamını Oku
06.04.2025
Meydan bayramı

Meydan bayramı

Devamını Oku
30.03.2025
Beyaz Türk olarak bir Kürt portresi

Beyaz Türk olarak bir Kürt portresi

Devamını Oku
23.03.2025
‘Kurucu önder’in kaleminden

‘Kurucu önder’in kaleminden

Devamını Oku
16.03.2025
Biri ötekine ihanet ederse...

Biri ötekine ihanet ederse...

Devamını Oku
09.03.2025
Tek tabanca Kürt’ü arzımdır

Tek tabanca Kürt’ü arzımdır

Devamını Oku
02.03.2025
Muamma ve Doruk ile Nehir

Muamma ve Doruk ile Nehir

Devamını Oku
09.02.2025
Tekerrür ve tashih

Tekerrür ve tashih

Devamını Oku
02.02.2025
Monşersiz diplomasi

Monşersiz diplomasi

Devamını Oku
19.01.2025
Maziye bak ileriyi gör

Maziye bak ileriyi gör

Devamını Oku
12.01.2025
Aklımızdaki meret soru...

Aklımızdaki meret soru...

Devamını Oku
05.01.2025