Sandık.. Sanmak gerek

14 Mayıs 2023 Pazar

Bugün en uzun gün.

Huzurlu, keyifli, neşeli olmak gerek.

Fazla haber, TV ve gazete yorar. Müzik iyidir. Ama Beethoven değil. “Bitmeyen Senfoni” yirmi-mirmi de değil, adı bile moral bozucu. Zaten yoksulluğun, çaresizliğin, içinde boğulduğu dayanılmaz sessizliğin hüznünü anlatıyor. Bahtsız sağır sultan anlatmaya çalışıyor, sağır sultanı. Geçelim.

Mussorgsky neyim de yaramaz. Hele “Çıplak Dağda Bir Gece” senfonisi, zülfü yâre dokunabilir. “İklim Değişikliği”nden sorumlu bakanımız var. Bitmeyen kışın gelecek baharın kabahati üstüne kalır. Geçelim.

*

Bugün en yerli ve milli günümüz. En güvenlisi, yerli ve milli bir şarkıcı.

Kaset, plak, 45’lik, CD vs., eski Türkiye’de kaldı. İnternette her şarkıcı parmağının ucunda.

Çok partili demokrasimizin tüm seçimlerini yaşamış-yaşatmış Ajda’mız var.

70 sente muhtaç günlerimizin sanatçısı.

Petrolü Karadeniz’de değil de seslendirdiği PetrOil şarkısında EuroVision’larda aradığımız dönemin ve 12 Eylül 1980 darbesinin teselli kaynağı muhteşem Ajda’mız, ajandamız..

PetrOil promosyonu için geldiği Londra’da, Hilton’a davet edip de “Cumhuriyet renkli değil, röportajım iyi çıkmaz” diyerek İngiliz magazincilerine gülücükler eşliğinde onlarca mülakat veren Ajda! (“Affet ama, unutma” diyen büyükbabam rahmet istedi.)

*

Ajda’nın gününüze renk ve ahenk katacak nice şarkısı var.

“Gidiyorum ben. Sen hoşça kal!” efsanedir. Gelsin:

“Nedir derdin söyle diye, bir gün bana sormadın/

Yüzüme bakmadın, bilsen nasıl acı çektim kendim/

Kimse görsün istemedim, candan seven birini bekledim/

Sen yoktun ki o kara günlerde, gerçekleri gördüm yeter dedim /

Ah bugünün bir de yarını var! Ya sonra. Ne yaparım senden sonra/

Acımadan geçer yıllar / Zamanla yalnızlık başlar / Yola çıkar pişmanlıklar./

Kal sevgini de al / Gidiyorum ben sen hoşça kal”

*

Elbette şarkıyla geçmez bütün gün. Şiir ve nesir de gerek. Eğlenceli, kerrakeli olanı elbet. “Vehbi’nin kerrakesi” örneğin, her derde deva ebegümeci.

“Var gününü gün eyle, dinleme hadis ayet,

Hiçbir kayda kurala etme asla riayet,

Nefsini oyalayıp, kandırmaya devam et,

Mimli ol, namını yay, hiç düşünme kimseyi,

Bırak mahşere kalsın Vehbi’nin kerrakesi,

Kılıfına uydurup yap deryaya dalışı,

Asla ayırt eyleme doğru ile yanlışı,

Aklına hiç getirme, mahşerde sarsılışı,

Ye, iç, yat, keyfine bak uyutarak herkesi,

Bırak mahşere kalsın Vehbi’nin kerrakesi!”

*

Madem seçim var, hiçbir “kerrake” mahşere kalmaz. Demokrasi varsa zaten mahşer de olmaz.

Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi’nde ve AGİT Parlamentosu’nda TBMM’den temsilci vekillerimiz görev yapar.

Avrupalı mebuslar, Türkiye söz konusu ise kürsüden veya sohbet ederken sorarlar:

“- Sizde demokrasi ne kadar, nereye kadar?”

Somut gibi görünen soyut bir soru.

İmdada bu kez Anayasa Mahkemesi değil, Yüksek Seçim Kurulu yetişti.

Tescilli 120 küsur parti içinden, 24 siyasi parti belirledi ve 1 metrelik oy pusulasına yerleştirdi.

Artık ecnebinin şeytani soruları yanıtlamak kolay:

“Demokrasimiz, 1 metre 24 siyasi partiliktir!”

*

Ne yazık ki “Yargıtay Başsavcılığı’nda tescil edilmiş” 100’den fazla siyasi partinin hakkı yenilmiştir.

Diyanet İşleri Başkanı, dileriz bu keyfiyeti “kul hakkı” falan sayıp da bir fetva vermeye kalkmaz!

*

Bugünkü oy pusulasında ne yazık ki

“Güzel Parti”, “Sağduyu Partisi”, “Sevgi ve Saygı Partisi”, “Devlet Partisi”, “Hak ve Huzur Partisi” yok.

Milli yetimimiz Ahmet Özal’ın “Tek Partisi” bile yok.

Bu nizamsızlık izansızlık belki de “Ebedi Nizam Partisi”ne seçim izni verilmemiş olmasıdır.

“Şahlanış Partisi”, “İşçinin Kendi Partisi”, “Adaletin Aydınlığı Partisi”ne de yer verilmemiş olması da düşündürücüdür.

*

YSK Başkanı Ahmet Yener özel demeç vermiyor.

1993-96 dönemi başkanı Nihat Yavuz’un bendenize verdiği demeci anımsadım:

“Sağlam sandık sağlam demokraside olur. Sandığımız, güçlü sandığımız tüm demokrasiler kadar sağlamdır.” (21.Aralık 1995 Aktüel)



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Hasetle hasretle Demirel 8 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları