İstanbul’a en manidar armağanı, belediye başkanı iken Zincirlikuyu Mezarlığı’nın kapısındaki o ayet:

“Her canlı ölümü tadacaktır.”

Külliye, “Tek Adam Anayasası”nı hazırlarken 1921’den beri tüm anayasalarımızda yer alan “Cumhurbaşkanının ölümü halinde” hükmünü çıkarttı.

O maddeyi “Makamın herhangi bir nedenle boşalması halinde” diye değiştirip ölümün üstünü örttü! (Md: 106)

Artık anayasamızda ölüm yok.

Ölüm korkusu, dileyelim cehennem korkusundan değildir!

Günü saati geldiğinde, Azrail’in görevini sektirmeyeceğini her mümin gibi Reyiz de biliyor.

Ama bu mevzuda artık pek konuşmuyor.

Altı ay sonra yaşı 70 olacak diye ise yanlış.

Kemal Bey 75’ini geçti. Değil iktidar, muhalefet iddiasından bile vazgeçmedi.

**

Tayyip Bey, başbakanlığının ikinci döneminde şöyle demişti:

“Yarın öldüğümüzde hoca efendi, ‘Cumhurbaşkanı, başbakan, devlet başkanı niyetine’ demeyecek, ‘Er kişi niyetine’ diyecek. Ve sadece kefenle,  iki metreküplük çukura koyacaklar!” (7 Şubat 2011)

Bu tür lafları bir daha ettirmedikleri gibi, “ölüm”ü de anayasadan sildiler.

Cumhurbaşkanının görevde iken ölme olasılığı hayatın bir gerçeği.

Reyiz, ölüm sözcüğünün anayasadan çıkarılmasının densizlik hem de dinsizlik olduğunu iyi bilir.

Ölümsüzlük, Tanrı’nın “La Yemud (Ölümsüz)” 99 ilahi sıfatından biridir.

**

Geçenlerde, Külliye’deki bir törende baklayı ağzından çıkardı:

“Cumhuriyetimizin 100’üncü yılını darbe anayasasıyla karşılamış olmayı, içimize sindiremiyoruz. Meclisimizin de takdiriyle, Türkiye’yi darbe anayasasından kurtarmak vardır. Tuttuğumuz diğer tüm sözler gibi, Allah’ın izniyle, bu idealimizi de hayata geçireceğiz!”

*

“AKP Olağanüstü Kongresi”ni belli ki bunun için topluyor.

O içe sindirilemeyen anayasa sayesinde ülkeyi, 21 yıldır sorgusuz sualsiz yönettiğini unutmuş görünüyor.

Bu kongrede acaba başka planlar, projeler mi pişirilecek?

Bu anayasada değişmemiş pek madde kalmadı ki!

2002 seçimlerinden 1.5 ay sonra mıncıklanmaya başlandı.

177 maddenin 30’u aynı kalmak üzere toplam 134 hükmü değiştirildi.

**

Bu defa ki anayasa değişikliği elbette Kemal Bey’in ana muhalefet liderliğini “sabitlemek” için olabilir mi?

Çok zayıf olasılık. Bunu CHP kendisi, kendi CHP tüzüğü ile kendi kurultaylarında halleder.

**

Reyiz’in sıkıntısını anlamak zor.

Tüm resmi kurumları, yasal-anayasal kuruluşları özeli-tüzeli ile öylesine emir komutası altına aldı ki herkes uygun adım tıpış tıpış izinden ayrılmıyor.

YSK’nin kendisine “13. cumhurbaşkanı mazbatası” vermesi gerekiyordu.

TBMM Başkanlığı’ının yardım ve yataklığı ile “lagaluga” bir karar aldılar. “Numarasız” cumhurbaşkanı “numarası” ile Türkiye Cumhuriyeti tarihini cumhurbaşkanları üzerinden sıfırladılar.

Türkiye Cumhuriyeti’nin 1. Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal’in dönemi kapanıyor.

RTE Cumhuriyeti 1. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Bey’in devri başlıyor.

*

Türkiye Cumhuriyet tarihine yapılan bu saygısızlığa karşı kıyamet koparılması gerekiyordu.

Ne yazık ki başta CHP, tüm muhalefet sineye çekti.

*

Tayyip ve Kemal beyler birbirinin mütemmim cüzüdür, demiştik.

Şakayı sonlandıralım:

Tayyip Bey, acaba “13. Cumhurbaşkanı Adaylığı”nı Kemal Bey’e 2028 için “rezerve” etmiş olabilir mi?