Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Şeytanıracim*
Suudiler korona korkusuyla, hacı adaylarına kapıları
kapattılar.
Yani bu yıl “şeytan
taşlanmayacak!”
Şeytan taşlama, hac ibadetinin olmazsa olmazı. İnsanları
günah işlemeye zorlayan şeytana karşı tepki ve direnmeyi temsil ediyor.
Her yıl on binlerce yurttaşımız Kâbe’ye bir saat yürüme
uzaklığında olan Mina Dağı eteğindeki, betondan dev bir huni şeklindeki şeytan
simgesine dört gün süresince nohut büyüklüğünde taşlar fırlatıyor.
Bu, çok zorlu ve tehlikeli bir eylem.
Her zaman o büyüklükte taş bulunmuyor.
Mahşeri kalabalık ortasında şeytana iyi nişan almanız
gerekiyor.
Iskalarsanız onlarca kez denemek zorundasınız. Ayrıca itiş
kakış sırasında kural gereği anadan üryan sarındığınız üzerinizdeki “ihram”ın sıyrılmasıyla, şeytana rezil
olmanız da mümkün.
*
Rahmetli Turgut Özal’ı
izlerken, meslektaşımız Fehmi Koru
sayesinde ezilme tehlikesinden kurtulmuş ve sütununa
haber olmuştum. Çok şükür, farklı dönemlerde üç kez bu zorlu
deneyimden alnımın akıyla çıktım.
Reyiz’in Davos ziyareti gibi daha da şeytan taşlamaya son
verdim.
*
Hac yasaklandı diye milletin “antrenmansız” kalacak hali yok.
Şeytanlaştırma ve şeytan taşlama konusunda da şanslı
ülkeyiz.
Bu konudaki yetki, görev ve sorumluluğu iktidar üstlenmiş
durumda.
Diyanet’in İslam Ansiklopedisi, şeytan taşlamak için toplam
49 veya 70 adet küçük taş gerektiğini belirtiyor.
“Baş belası”
denilen ve taşlanacak olan şeytanın nitelikleri şöyle sıralanıyor:
“Riyakârdır.
Hakkı batıl, batılı da
hak gösterir.
İnsanın düşmanıdır.
Kötü bir arkadaştır.
İnsanı her yerden
görür.
Her yerde aldatmaya
çalışır.”
*
Bu niteliklerin hepsi muhalifliğin tanımı gibi.
Taşlanmaya müstahak olmaları da bu yüzden.
İşe barolardan başlaması ise çok doğal.
Hapse atılan muhalif siyasetçilerin, gazetecilerin,
sanatçıların, karartılan ekranların, ilan kesme cezası ile cezalandırılan
gazetelerin hepsinin yani “şeytanın
avukatlığı”nı yapanlar hep oranın üyeleri.
Geçen 24 Mayıs’ta parti teşkilatlarına “gönül seferberliği” için düğmeye bastı.
Şeytana karşı mücadele elbette akılla, akıllılarla değil,
gönül ve gönüllüler eliyle olacaktı.
Taşı ilk yiyenler her zamanki gibi gazeteciler oldu.
Müyesser Yıldız,
Barış Pehlivan, Hülya Kılınç ve Murat
Ağırel hapse atıldı.
İçerideki Barış
Terkoğlu, Ferhat Çelik ve Aydın Keser
çıkarıldı. (Adaletin şeytani halleri böyle tecelli ediyor. Atılan niye içeri
atılıyor, çıkarılan niye çıkarılıyor? Atan da bilmiyor, çıkan da. Şeytan da
böyle taşlanıyor zaten!
*
Dünya lideri feraseti ve basiretiyle tam 7 yıl önce “Sosyal medya denen şey toplumların baş
belasıdır! Yalanın daniskası burada!” buyurmuştu.(02.6.2013 NTV)
Hedefi CHP ve MHP liderleri mi idi?
Zira, Kemal
Kılıçdaroğlu’nun Twitter’da 1 milyon 402 bin 377; Devlet Bahçeli’nin de 645 bin 158 takipçisi vardı.
Ama onları kıskanıyor veya eleştiriyor olamazdı.
Kendisi, 3 milyon 239 bin 322 takipçi ile dizlerine kadar
sosyal medyanın içindeydi. (14.8.2013 Türkiye Gazetesi)
*
Satın alınan - aldırılan medya eli ile şeytan taşlamak
yeterli olmuyordu..
Bu yüzden “bela ve
illet” dediği halde bizzat sosyal medyada “tweet’leyip” durdu.
Ama bir türlü en yakın rakibini geçemiyordu.
Bu yüzden geçen yıl bu sütunda naçizane şöyle yazdık:
“En büyük rakibi ne
İmamoğlu ne de Kılıçdaroğlu!
Tek hasmı var;
Külliye’ye bir türlü getirtip ‘saray artizi’ yapamadığı Cem Yılmaz.
Reyiz, ‘İstesem
milyonları istediğim yere yığarım’ falan
diyor.
Ama Twitter’daki
takipçisi sadece 13 milyon 765 bin kişi.
Bir esprisi ile
milyonları kırıp geçiren Cem Yılmaz’ı ise 14 milyon 79 bin kişi izliyor.!
Biri 17 yıldır
milletin anasını ağlatırken, ötekinin tek nüktesine milyonlar kahkahalarla
gülüyor. (Bu yazı üzerine Aktrollere çifte mesai talimatı verilmezse yetişeceği
de yok.” (26 Mayıs 2019)
*
Hay akıllara karpuz kabuğu düşürmeyeydim.
O günden sonra, takipçi sayısı her ay düzenli olarak 110
küsur bin kişi artarak 1 yıl içinde şu günlerde 16.3 milyona ulaştı!
Ve Twitter’da da “tek
adam” oldu.
Bunun sevinciyle üniversite sınavına giren gençlerle
YouTube’dan canlı yayın sohbeti yaptı. 18 yaşındakilere milletvekili olma hakkı
da tanımıştı.
Bol alkış ve “like”
bekliyordu. Tam tersi oldu. Binlerce “Oy
Moy Yok” nidasına hedef oldu.
Taşlanacak şeytan olarak YouTube’a mim koydu.
*
Bu arada yeni bir sevinç yaşadı. 8. torunu Hamza Salih’i doğmuştu.
Albayrak bebeğin annesine babasına, sosyal medyanın
demirbaşı olan binlerce habis karakter iğrenç yorumlar yağdırdı.
Yıllar önceki görüşünün “sosyal
medya beladır” doğrulandığına hükmedip Meclis’e sosyal medyayı hizaya
getirme talimatı verdi.
Ama hangi sosyal medya?
Hadi “Netfiliks”i
atladık. Daha Instagram’ı, Facebook’u, TikTok’u,
Blogger’ı, YouTube’u, Myspace’i, LinkedIn’i Tagged’i var da
var!
Bunları ele geçirmeye ne kamu bankası dayanır ne de
müteahhit!
Anadolu’da, “Şeytan
taşlamaktan namaz kılmaya vakit bulamıyor” diye yaygın bir deyiş var. Keşke
bu duruma düşmese.
(*)Lanetlenmiş şeytan
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Son anket: AKP eridi, fark kapanıyor
- Adliyede silahlı saldırı: Ölü ve yaralılar var!
- Türkiye'nin 'konumu' hakkında açıklama
- Ayşenur Arslan’ın Colani ile ilişkisi
- Hatay’da yaşayan Alevi yurttaşlar kaygılı
- Serdar Ortaç: 'Ölmek istiyorum'
- Kalın Colani'nin yolcusu!
- Erdoğan'a kendi sözleriyle yanıt verdi
- Türkiye'den Şam Büyükelçiliği'ne atama!
- NATO Genel Sekreteri'nden tedirgin eden açıklama