Savaş ve Meclis...
Altan Öymen
Son Köşe Yazıları

Savaş ve Meclis...

31.07.2024 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın zaman zaman tekrarladığı bir şarkı sözü var:

“Bir gece ansızın gelebiliriz.”

Bunu, dış politika ilişkilerinde gerginliklerin oluştuğu ülkelerin yöneticilerine “gözdağı” vermek için kullanırdı. Uzun bir süre boyunca adının harflerini değiştirerek “Eset” diye andığı Suriye başkanına uyarı olarak söylemişti... O arada Suriye’ye girip “Emevi Camisi’nde namaz kılmak” gibi ihtimaller dile getirilmişti.

Türkiye-Suriye ilişkileri, bu ve benzeri ifadelerin de katkısıyla giderek daha da gerginleşmişti. İki ülke arasında savaş çıkması olasılığından söz edildiği zamanlar da yaşanmıştı.

Şimdi çok şükür Suriye ile aramızda o dönemler geride kalmış ve barış arayışları gündeme geliyormuş gibi bir durum var. Ama birden bire daha başka bir savaş ihtimali ortaya çıktı. Erdoğan, o “şarkı sözü”nü tekrarlamadı. Ama İsrail’in Gazze’deki tutumuna karşı “Biz nasıl Karabağ’a girdiysek, nasıl Libya’ya girdiysek, bunun benzerini aynen onlara da yaparız” dedi. Gerçi Karabağ’da ve Libya’daki durum hayli farklıydı. O konuda değişik yorumlar vardı. Ama bu defa AKP genel başkanının sözleri, iktidar ortağı MHP’nin genel başkanı Devlet Bahçeli tarafından pekiştirildi. Doğrudan doğruya şunları söyledi Bahçeli: “Elbette her türlü senaryo gündemde olmalı, siyasi, stratejik ve askeri tüm hazırlıklar tahkim edilerek Türkiye’nin hafife alınacak bir ülke olmadığı isabetle teyit edilmelidir.”

Böylece bazı ülkelerin kamuoylarında da zaman zaman dile getirilmeye başlayan “3. dünya savaşı tehlikesi var mı” sorusuna “Evet” cevabı verenlerin tezine yeni bir gerekçe daha eklendi.

***

Tabii, savaş ihtimali, sadece “dünya savaşları” için değil, yerel savaşlar için de dünyanın birçok ülkesinin göz önünde tutması gereken bir tehlike... Bunun hazırlıklarını hiçbir ülke ihmal edemez. Ama o görevi yerine getirmek için bunu davul zurnayla ilan etmek gerekmez. Tam tersine bu, uluslararası sorunlara, barışçı imkânları kullanarak çare aramak yerine, güç kullanmayı seçmek, konuyla ilgili diğer ülkeleri de aynı yola teşvik etmek olur.

***

Ayrıca tabii, bir şey daha var: Demokratik bir ülkede “savaş” konusunda karar vermek, sadece bir veya iki kişinin değil, parlamentoların işidir. Bizde de bu, anayasal olarak öyledir.

“Tek adam sistemi”ni pekiştirmek için pek çok maddesi değişmiş olmakla birlikte, bizim anayasamızın bugünkü metninde de durum öyledir. Anayasanın 92. maddesinin ilk paragrafı şöyledir:

Madde 92: Milletlerarası hukukun meşru saydığı hallerde savaş hali ilanına ve Türkiye’nin taraf olduğu milletlerarası andlaşmaların veya milletlerarası nezaket kurallarının gerektirdiği haller dışında, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin yabancı ülkelere gönderilmesine veya yabancı silahlı kuvvetlerin Türkiye’de bulunmasına izin verme yetkisi Türkiye Büyük Millet Meclisi’nindir.”

Gerçi maddenin 2. fıkrasında şöyle bir “istisna” hali var. Onu da hatırlayalım:

“Türkiye Büyük Millet Meclisi tatilde veya ara vermede iken ülkenin ani bir silahlı saldırıya uğraması halinde ve bu sebeple silahlı kuvvet kullanılmasına derhal karar verilmesinin kaçınılmaz olması halinde, cumhurbaşkanı da Türk Silahlı Kuvvetleri’nin derhal kullanılmasına karar verebilir.”

Tabii, o “istisna hali”, konunun, esas olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin konusu olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Ülkesinin öyle “ani bir saldırı”ya uğraması halinde de o kararı verecek olan cumhurbaşkanının uygulanmadan hemen sonra Meclis’in toplanmasını ve durumu onun da görüşmesini sağlaması gerekir.

***

Gelelim bugünkü duruma...

Meclisimiz, dün tatile girdi. Sayın Erdoğan’ın da Sayın Bahçeli’nin de Türk Silahlı Kuvvetleri’nin çok önemli bir durum karşısında bulunduğunu belirten açıklamalarından önce, konunun Meclis’te görüşülmesini sağlamaları daha münasip olmaz mıydı?

Gerçi Meclis gündemine öncelikle görüşülüp kabul edilmesi istenilen bazı tasarılar konulmuştu. Ama buna ya bir de bir “savaş ihtimali” konusu eklenemez veya tatilin başlangıç gününü erteleyip, çalışma günlerinin birkaç gün daha uzatılması mümkün olamaz mıydı?

Laf değil, ortada bir “silahlı kuvvetlerin” anayasa hükümlerine göre kullanılması hali var... İktidar ortağı parti, savaş ihtimaline karşı, her türlü hazırlığın yapılmasını istiyor. Meclis’in, o durumla ilgili konularda en azından biraz bilgi edinmesi gerekmez mi? Eğer konunun açık oturumda görüşülmesi sakıncalı görülüyorsa, o görüşmeler için bir veya birkaç “kapalı oturum” yapılması da mümkün olurdu.

“Tatil” tabii, herkesin hakkı. Tabii, milletvekillerinin de... Üstelik tartışmalı konuların, geceleri görüşülmesini, oturumların ve bazı geceler sabaha kadar sürdürülmesini gerektiren bir uygulama yerleşmiş bulunuyor. O yüzden de şu son günlerde hayli yorgun düştüler milletvekillerimiz. Gerçi iktidar partisi ve destekçilerinden büyük kısmı, toplantıların çoğunu Meclis’in Genel Kurul salonunun dışında dinlenerek geçirmeyi tercih ediyorlar. Yorgunlukları, Genel Kurul’daki arkadaşları kadar fazla değil. Tabii bu, onları tatilden mahrum bırakmak için neden olamaz. Ama gene de üç-dört gün veya bir hafta kadar Ankara’da kalarak anayasal görevlerinin gereğini yapabilirlerdi.

Bu mümkün olmadı. Şimdi, ani bir savaş tehlikesi konusunda 92. maddenin ikinci fıkrasındaki durum ortaya çıkarsa, ilk karar yetkisi, tek başına sayın cumhurbaşkanında olacak.

Yazarın Son Yazıları

Kim ne istiyor?

“Anayasamız değişmelidir. Çünkü askerler tarafından yapılmıştır. Bunun yerine, siviller tarafından yapılacak yeni bir anayasa hazırlanmalı ve yürürlüğe sokulmalıdır.”

Devamını Oku
04.06.2025
Dalga... Dalgalar

Başlıktaki “dalga” sözcüğü ve onun çoğul hali, daha çok, edebiî eserlerde kullanılır. Romanlarda, hikâyelerde, şiirlerde...

Devamını Oku
28.05.2025
CHP ve ‘75 yıl’

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, 19 Mayıs günündeki bayramlaşmamız sırasında hatırlattı: O mayıs gününde, benim bir de özel anım var. Anımı kitaplarımda anlatmıştım. Oradan aklında kalmış.

Devamını Oku
21.05.2025
Barışın ve adaletin yolu

Barışın ve demokrasinin gerçekleşmesini ve yerleşmesini hedeflediğini ilan eden girişimlere, elbette karşı çıkılmaz. Başarılar dilenir. Eğer o dileğin gerçekleşmesine katkıda bulunacak bir öneriniz varsa bu, o girişimi yürütmek isteyenlere sunulur.

Devamını Oku
14.05.2025
Başsağlığı, mizah, şiddet ve dilek

Başsağlığı, mizah, şiddet ve dilek

Devamını Oku
07.05.2025
Hedeftekiler (2)

Hedeftekiler (2)

Devamını Oku
30.04.2025
Hedeftekiler…

Hedeftekiler…

Devamını Oku
16.04.2025
CHP, kurultay ve gençler

CHP, kurultay ve gençler

Devamını Oku
09.04.2025
Halkın dediği...

Halkın dediği...

Devamını Oku
26.03.2025
Yarışmak yerine, seçime sokmamak...

Yarışmak yerine, seçime sokmamak...

Devamını Oku
19.03.2025
Bunlar, başka hangi ülkelerde var?

Bunlar, başka hangi ülkelerde var?

Devamını Oku
12.03.2025
‘Barış süreci...’

‘Barış süreci...’

Devamını Oku
05.03.2025
‘5N 1K’

‘5N 1K’

Devamını Oku
26.02.2025
‘Hapishanecilik’

‘Hapishanecilik’

Devamını Oku
19.02.2025
Uğur Mumcu

Uğur Mumcu

Devamını Oku
29.01.2025
Turplar...

Turplar...

Devamını Oku
22.01.2025
‘Alacakaranlık’tan aydınlığa doğru

‘Alacakaranlık’tan aydınlığa doğru

Devamını Oku
15.01.2025
Barış süreci

Barış süreci

Devamını Oku
08.01.2025
Yeni yıl kutlu olsun!

Yeni yıl kutlu olsun!

Devamını Oku
01.01.2025
‘Silkeleme...’

‘Silkeleme...’

Devamını Oku
18.12.2024
Suriye ve iki soru...

Suriye ve iki soru...

Devamını Oku
11.12.2024
Gene gündemde

Gene gündemde

Devamını Oku
04.12.2024
Hangi alanda iyiyiz (2)

Hangi alanda iyiyiz (2)

Devamını Oku
27.11.2024
Hangi alanda iyiyiz?

Hangi alanda iyiyiz?

Devamını Oku
20.11.2024
Atatürk ve İnönü

Atatürk ve İnönü

Devamını Oku
13.11.2024
Kayyumlu rejim...

Kayyumlu rejim...

Devamını Oku
06.11.2024
Kutlu olsun...

Kutlu olsun...

Devamını Oku
30.10.2024
İstanbul Sözleşmesi

İstanbul Sözleşmesi

Devamını Oku
23.10.2024
TBMM’de ayağa kalkmak

TBMM’de ayağa kalkmak

Devamını Oku
11.10.2024
Kapalı ve açık...

Kapalı ve açık...

Devamını Oku
09.10.2024
Meclis açılırken...

Meclis açılırken...

Devamını Oku
02.10.2024
Bir o eksikti...

Bir o eksikti...

Devamını Oku
25.09.2024
Eylül ve CHP (3)

Eylül ve CHP (3)

Devamını Oku
18.09.2024
Eylüldeki yıldönümleri (2)

Eylüldeki yıldönümleri (2)

Devamını Oku
11.09.2024
Eylül günlerindeki savaş ve barış...

Eylül günlerindeki savaş ve barış...

Devamını Oku
04.09.2024
Meclis’teki ‘darbe’ler...

Meclis’teki ‘darbe’ler...

Devamını Oku
21.08.2024
Demokrasiden ‘kurtuluş’ yolu(!)

Demokrasiden ‘kurtuluş’ yolu(!)

Devamını Oku
14.08.2024
Normalleşme...

Normalleşme...

Devamını Oku
07.08.2024
Savaş ve Meclis...

Savaş ve Meclis...

Devamını Oku
31.07.2024
Kıbrıs ve barış...

Kıbrıs ve barış...

Devamını Oku
24.07.2024