Cinayetten farksız bir zulüm konusunda
Ataol Behramoğlu
Son Köşe Yazıları

Cinayetten farksız bir zulüm konusunda

14.02.2024 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

Sayın Osman Kavala ile tanışmadık. Böyle bir fırsat ya da rastlantı olmadı. Fakat çok yıllar önceden, seçkin bir aydınımız olarak adını duymuşluğum vardı. Şimdilerde ise bu ad, ne yazık ki çok uzun süredir, canımızı acıtırcasına zihnimizde durmaktadır. Cinayetten farksız bir zulmün, insanlık dışı bir adaletsizliğin, kabul edilemez bir vicdansızlığın simgesi olarak. Oysa bir simgeden değil, bir insandan söz ediyoruz. Etiyle, canıyla, duygularıyla, umutlarıyla, hayalleriyle, bütün yaşamıyla, capcanlı, sapasağlam ve üstelik başarılı, iyi, seçkin, değerli, özel bir insandan. Ve çok belli ki kendisine yapılmakta olan kötülüğün, uygulanan sistemli işkencenin başlıca bir nedeni sahip olduğu bu özelliklerdir. Kötülük, eline geçirdiği iyilikten, intikam alıyor. Osman Kavala’ya yapılmakta olan, apaçık olarak bütün iyi insanlara, insanlığa karşı işenen bir cinayetten farksızdır. Olayı bir kez daha düşündüğünüzde bunun böyle olduğunu, başka bir açıklaması bulunmadığını apaçık görüyorsunuz. 

Kişisel olarak tanışmamış olsak da dostum, arkadaşım olarak hissettiğim Sayın Kavala’dan avukatları yoluyla bir mektup aldım. Mektubuna, T24’te yayımlanan bir röportajı da eklemiş. Mektubu ve röportajı okuduğunuzda yapılmakta olan kötülüğe ilişkin her şeyi bilseniz de bir kez daha irkiliyor; ben bu konuda ne yapmalıyım, ne yapabilirim sorularıyla kendinizi sorguluyorsunuz. Canınız acıyor.

Mektubunda yazılarımla ilgili onurlandırıcı sözlerine bütün kalbimle teşekkür ederim. 

Sayın Kavala mektubunda, bu köşedeki yazılarımda zaman zaman sözünü ettiğim engizisyon zulmünün “Nazi dönemindeki düşman hukuku”na nasıl kaynaklık ettiğini vurguluyor. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ne sunulan savcılık görüşü ile Yargıtay savcısı “tebliğname”sindeki yaklaşımın da aynı “düşman hukuku”ndan nasıl ilham aldığını açıklıkla dile getiriyor. Günümüzde de bu tür mahkemelerin işlevi ve görevi, tıpkı engizisyon mahkemeleri için olduğu gibi, hukukun gereklerinin yerine getirilmesi değil, seçilen kurbanları “şeytanla işbirliği içinde hazırlanan bir komplonun yürütücüleri olarak ilan edip cezalandırmak, sapkınlıklarla ilgili şüpheyi canlı tutmak, otoriteye karşı direnişi bastırmak”tır...

Sayın Kavala görüşlerini, günümüz engizisyoncularına yönelik binlerce kez hak ettikleri ağır sıfatlarla değil, sakince, uygarca; sanki söz konusu olan kendi canı, kendi özgürlüğü değilmişçesine serinkanlılıkla dile getiriyor.

T24’te yayımlanan söyleşide her şeyden önce “insan” Osman Kavala’yı görüyorsunuz. Yargıtay adlı kurum müebbet hapis cezasını onayladıktan sonra Kavala’nın tek kişilik hücrede tutulmaya başlanmasının yanı sıra, ondan da daha çok, değerli eşiyle görüşmelerinin haftada birden iki haftada bire düşürülmesine üzülen; penceresinin önüne bıraktığı ekmek kırıntılarıyla beslenen serçelerle dostluk sürdüren kantinden ısmarladığı rokalara tutunmuş olarak hücresine gelen, tahliye olacağı düşüncesiyle eve gönderdiği iki salyangozun bahçede “maalesef” kaybolmuş olmasının üzüntüsünü duyan bir Osman Kavala...

Ve anneciğiyle ilgili şu cümle: “Annem artık pek konuşabilecek durumda değil ama sesimi duymak ona iyi geliyor. Bana da hâlâ hayatta olduğunu hissetmek...

1 Kasım 2017’de tutuklanan Osman Kavala, AYM ve Türkiye’de verilmiş beraat karalarına rağmen yedi yıldır özgürlüğünden yoksundur. 

Siyasal yönetimin suç hanesinin en ön sırasında yazılı olan bu tutsaklık, cinayetten farksız bu zulme (ve benzerlerine) açıkça ve sürekli olarak karşı çıkmayan herkesin, hepimizin de utanç hanelerinde yazılı olacaktır.

Sevgili Osman Kavala kardeşim, avukatların benimle bağlantı kurarlarsa, kaybolan iki küçük salyangoz yerine, “Maltepe Cezaevi”nde tutmuş olduğum cezaevi güncemle hapishanedeki odanda konuğun olmak isterim.

Yazarın Son Yazıları

Ümmet

Haftada bir kez yazmanın “trajedi”si, sizin yazmayı tasarladığınız güncel bir konunun sizden önce başka yazarlarca yazılması oluyor.

Devamını Oku
03.12.2025
İmralı

Başka ülkelerde de öyle midir bilmem ama bizde siyasal örgütler arasında bir konu tartışılırken sanki irdeleyici-çözümleyici akıldan çok duygular-suçlamalar egemen oluyor.

Devamını Oku
26.11.2025
İddianame

Türkiye’de bugün hukukla ilgili kurumların en az güven duyulan kamusal kurumlar arasında en ön sırada yer aldığını, bu kurumların giderek siyasal erkin hukuk bürolarına dönüşmekte olduğunu iddia ediyorum.

Devamını Oku
19.11.2025
İki şiir

Gazetemiz Cumhuriyet ve Kadıköy Belediyesi’nce 7-9 Kasım günlerinde Kadıköy’de düzenlenen şiir günlerinde...

Devamını Oku
12.11.2025
Seraf Özer’in konuşması

Esenyurt’un tutuklu belediye başkanı Prof. Dr. ve yazar sayın Ahmet Özer’in kızı ve avukatı sayın Seraf Özer’in 31.10.2025 tarihindeki Aile Dayanışma Ağı’ndaki konuşmasında söylediklerini bir ölçüde özetleyerek de olsa okurlarımla paylaşmak istedim...

Devamını Oku
05.11.2025
Zulümle imtihan

Yazımın adı ne olmalı diye pazar gecesinden beri, şu sözcükleri yazmakta olduğum pazartesi öğleye kadar düşündüm.

Devamını Oku
29.10.2025
Hayâsız

İkinci a harfi üzerinde düzeltme (ya da inceltme, şapka vb.) işareti ile hayâ, utanma, utanç duygusu anlamına gelen bir sözcük.

Devamını Oku
22.10.2025
Sosyal demokrat bir lider nasıl olmalıdır?

Genç arkadaşım, değerli dostum ve düşündaşım profesör Okan Toygar’ın benimle yaptığı söyleşiler toplamı bir iki hafta önce bir nehir söyleşi olarak “Hayatımız Güzeldir” başlığı ve “Ataol Behramoğlu’nun Siyasal Kimliği” alt başlığı ile yayımlandı.

Devamını Oku
15.10.2025
Grup Yorum 40 yaşında

Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi ve Yıldız Üniversitesi Şehir Planlama öğrencisi dört arkadaşın (Ayşegül Yordam, Metin Kahraman, Tuncay Akdoğan, Kemal Sahir Gürel) birlikte 1985 yılında kurdukları Grup Yorum, içinde bulunduğumuz 2025 yılında kırk yaşına basmış oluyor...

Devamını Oku
08.10.2025
Kara mizah

Zihnimde beliren kavramın karşılığını ve açıklamasını bulmak için internete baktığımda kara komedi de denen kara mizah kavramının en yakın açıklamasını TDK sitesinde buldum...

Devamını Oku
01.10.2025
Kara Bir Rüzgâr

Kara bir rüzgârdı üstünde bir yurdun...

Devamını Oku
24.09.2025
Erdem ve Erdemsizlik Üzerine

Utanç insana özgü bir duygu sanılır...

Devamını Oku
17.09.2025
Türk Türkçe Türkiye

Türkler Türkiye’yi oluşturan etnik unsurlardan sadece biri mi; yoksa öncü-kurucu etnik grup olarak aynı zamanda ülkeye adını veren topluluk mudur?

Devamını Oku
10.09.2025
30 Ağustos ruhu ve karşıtlığı

30 Ağustos ruhu; akıl, öngörü ve cesaret demektir.

Devamını Oku
03.09.2025
Felsefenin tesellisi

Geçen yaz okumayı tamamlayamadığım başucu kitaplarımdan biri de Roger Scruton adlı yazarın Modern Felsefenin Kısa Tarihi adlı yapıtıydı.

Devamını Oku
27.08.2025
Bir günün sonunda can sıkıntısı

Sonu gelmezce üst üste yığılan sıkıntılara Aydın’daki inanılması güç olay eklendi.

Devamını Oku
20.08.2025
Bir ahlak dersi

Tasarladığım yazının adını “Bir dilbilgisi dersi” olarak duyurmuştum. Sonradan yukarıdaki başlığı daha uygun gördüm.

Devamını Oku
13.08.2025
Etnik aidiyet ve ulus devlet

Prof. Dr. Hikmet Sami Türk’ün 28 Temmuz tarihli Cumhuriyet’te “Devlet yöneticilerinde ırk ve din farkı aramak” başlıklı bir yazısı yayımlandı.

Devamını Oku
06.08.2025
Kuraklık

Ülkemizin (bu demektir ki insanlığın) sorunlarına duyarlı bir arkadaşımdan aldığım mesajda Birleşmiş Milletler’e bağlı bazı kuruluşlarca hazırlanan raporlarda Türkiye’nin 2030 yılında su fakiri ülkeler statüsüne gireceğinin bildirildiğini öğrendim.

Devamını Oku
30.07.2025
Vatan

Yazmayı tasarladığım yazının başlığı olarak günlerdir zihnimde “vatan” sözcüğünü dolaştırıyorum.

Devamını Oku
23.07.2025
Türkiye düşünüyor

“PKK Öcalan’ın çağrısına uymuş. Öcalan da Bahçeli’nin çağrısına uymuş görünüyor. Peki, ya Bahçeli? Ona çağrıyı yaptıran kim? Vahiy mi geldi? Rüyasında mı gördü? Yoksa... Asıl soru budur... Çocuk mu kandırıyorsunuz?”

Devamını Oku
16.07.2025
Denklem çözülürken

Bu kadar kötülük tek bir kişinin ya da bir grup insanın eseri mi, yoksa daha geniş çevrelerce hazırlanan bir planın uygulanması mıdır?

Devamını Oku
09.07.2025
Kalbinde dünyayı taşımak

“O sözler ki bir kere çıkmıştır ağzımızdan... Uğrunda asılırız...

Devamını Oku
02.07.2025
Yeni Türkiye?(2)

Geçen haftaki yazıma “Türkiye eskidi mi ki yenisini konuşuyoruz” sorusuyla başlamış...

Devamını Oku
25.06.2025
Yeni Türkiye?

Epey zamandır iktidar çevreleri bu sözü ağızlarında geveleyip duruyor: Yeni Türkiye! Türkiye eskidi mi ki yenisini konuşuyoruz?

Devamını Oku
18.06.2025
Nekâhet

Birinci a harfinin inceltme işaretiyle yazıldığı bu Arapça sözcük, bir hastalık sonrasında sağlık ve güç kazanıncaya kadar geçen zayıflık dönemi demekmiş.

Devamını Oku
11.06.2025
Modern edebiyatımız konulu kitaplar (3)

Doğu Batı Yayınları’nın üç kitapta yayımlanan “Modern Türk Şiirinin Doğuşu” dizininin ilk kitabı üzerine yazmayı sürdürüyorum.

Devamını Oku
04.06.2025
Modern edebiyatımız konulu kitaplar (2)

İlki 30.10.24’te bu sütunda yayımlanan yazı dizisinin ikincisiyle, Doğu Batı Yayınları ürünü “Modern Türk Şiiri” kitapları üzerine düşünmeyi sürdürüyorum.

Devamını Oku
28.05.2025
Ahtapot

Ahtapot şirin bir varlıktır.

Devamını Oku
21.05.2025
Tersinden bakmak

Az sonra üzerinde duracağım bir olguyla ilgili olarak “tersinden bakmak” kavramı üzerine düşünürken aklıma bu kavramı metafor olarak en iyi anlatabilecek “dürbünün tersinden bakmak” gibi bir söz düştü. Öyle ya, işlevi uzaktaki canlı ya da cansız bir nesneyi yakınlaştırmak olan dürbünle yapılabilecek en ters şey ona (onunla) tersinden bakmaktır.

Devamını Oku
14.05.2025
Başarısız bir saldırının analizi

Başarısız bir saldırının analizi

Devamını Oku
07.05.2025
Ahmet Özer’in mesajı

Ahmet Özer’in mesajı

Devamını Oku
30.04.2025
‘Yapay zekâ’ hakkında

‘Yapay zekâ’ hakkında

Devamını Oku
23.04.2025
Yapay zekâ

Yapay zekâ

Devamını Oku
16.04.2025
Engizisyon

Engizisyon

Devamını Oku
09.04.2025
Yunus Gibi

Yunus Gibi

Devamını Oku
02.04.2025
Halkımız darbeye geçit vermiyor

Halkımız darbeye geçit vermiyor

Devamını Oku
26.03.2025
İnsanın yüceliği üstüne

İnsanın yüceliği üstüne

Devamını Oku
19.03.2025
İyileşirken (2)

İyileşirken (2)

Devamını Oku
12.03.2025
Edip Akbayram’ı yaşamak

Edip Akbayram’ı yaşamak

Devamını Oku
06.03.2025