ABD’nin kendi hava sahasında gezen Çin’e ait bir balonu 4 Şubat’ta vurarak düşürmesinin ardından dünyayı UFO haberleri sardı. 

Çin balonundan sonra radar menzilini genişleten ABD ordusu geçen hafta 3 tane tanımlanamayan uçan nesneyi (UFO) ABD ve Kanada semalarında düşürdü. 

Beyaz Saray cisimlerle ilgili “herhangi uzaylı ya da dünya dışı faaliyetle” karşılaşmadıklarını söylüyor. 

İstihbarat uzmanları ise cisimlerin radar boğucu aletler ya da özel şirketler, eğlence ve araştırma kuruluşlarına ait balonlar olma ihtimali üstünde duruyor. 

Her ne kadar ABD’lilerin yüzde 41’i görülen UFO’ların uzaylı olduğuna inansa da ABD yönetimi dikkatini gezegen dışı düşmanlara değil Çinlilere yöneltmiş durumda. 

ABD Ulusal Güvenlik Sözcüsü John Kirby, Çin balonunun enkazından bazı elektronik ve optiklere ulaştıklarını ve bu parçaların incelenmesi için FBI laboratuvarlarına götürüldüğünü açıkladı.

Çin, ABD’nin tutumuyla hem alay ediyor hem de öfkesini gizlemiyor. 

Haftasonu Uluslararası Münih Güvenlik Konferansı’na katılan Çin Devlet Konseyi Üyesi ve Dışişleri Bakanı Wang Yi, konuşmasında sivil bir hava aracı olduğunu iddia ettiği balonun ABD tarafından vurulmasını “absürt ve histerik” olarak tanımladı. 

Wang Yi, bu eylemin “ABD’nin güçlü olduğunu değil, aksini gösterdiğini ve dikkatleri ülke içindeki sorunlardan başka yöne çekme” çabası olduğunu söyledi. 

Çin’in dış politikasından sorumlu üst düzey yetkilinin dokunduğu bir başka nokta daha var. Çin, yükselen güvenlik tehditlerinin ve gerilimi tırmandırmanın dünyada yeni kutuplaşmalara ve çatışmalara neden olacağını belirtmekten kaçınmıyor. 

Wang Yi’nin Münih’te “Büyük ülkeler arasında güven yok ve jeopolitik çatlaklar genişliyor. Soğuk Savaş mantalitesi geri geldi” yönündeki sözleri Rus lider Vladimir Putin’in 2007’de Münih Konferansı’ndaki ünlü konuşmasını anımsatıyor. 

Putin 2007 konuşmasında ABD’nin küresel ilişkilerde “tekelci egemenliğini” eleştirmiş ve Washington’u “uluslararası ilişkilerde  kontrol edilemez hiper güç kullanmakla” suçlamıştı. 

Putin’in Münih konuşmasındaki en önemli madde ise NATO’nun genişlemesini Rusya’ya yönelen “ciddi bir provokasyon” olarak görmesiydi. 

Putin bu konuşmadan sonra 2008’de Gürcistan’ın Abhazya ve Güney Osetya topraklarını işgal etti. 

2014’te Kırım’ı yasadışı biçimde ilhak etti. 

2015’te Esad’ın talebi üstüne Suriye iç savaşına doğrudan askeri müdahalede bulundu. 

2022’de ise Ukrayna’yı işgal etti. 

Putin 2007 konuşmasında sinyalini verdiği gibi soğuk savaş sonrası kurulan Batı düzenine tek taraflı askeri eylemleriyle meydan okudu. 

Şimdi Çin’in “Soğuk savaş mantalitesi geri geldi” derken önümüzdeki dönemde ne tür bir eylem planı hazırladığını deşifre etmek gerekiyor.