Abdülkadir Günyaz

28 Nisan 2021 Çarşamba

“Son günlere doğru” başlıklı yazısı “Bir koronamız eksik kalmıştı” diye başlıyor. Basılmak üzere hazırladığı kitabın bir kopyasını üç hafta önce bana getirmişti. Anılar kitabının sonunda, adeta bir veda olarak yer alıyor. Ne yazık ki onu da geçen hafta koronadan yitirdik: Sanat eleştirmeni Abdülkadir Günyaz, 89 yaşında bir delikanlıydı. Yürüyebildiği her yere yürürdü, yakın zamana kadar. 

Daha Galatasaray Lisesi’nin orta kısmındayken arkadaşları arasında sanata merakı bilinirmiş. Sanat tarihine Zahir Güvemli gelirmiş. Çocuklar dersi kaynatmak istediklerinde ona görev verirlermiş: “Hoca derse girince ona sanatsal bir soru sor, biz de sınavdan kurtulalım”. O sırada Picasso olayı yeni başladığından hocayla derin bir söyleşi başlarmış. Lise yıllarında Yenilik dergisinde ilk yazıları çıkmış. Sonra İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nden mezun olup 1956’da gazeteciliğe başlar. Gazetenin her köşesinde yazmaktadır. Hatta fal sayfasını bile o kaleme alır. O günlerde her sabah vapurda rastladığı genç bir kızın elinde, onun çeşitli köşelerinde takma adlarla yazdığı gazeteyi görür. Kız, ilk iş burç falını okumaktadır. Günyaz da hangi burcu okuduğunu keşfeder ve iki gün sonra orada şöyle bir fal çıkar: “Bugün karşınıza uzun boylu, bıyıklı, gözlüklü bir genç oturacak, ona mütebessim davranın”. Kız başını kaldırıp karşısında tarif edilen kişiyi görünce heyecanını gizleyemeden gülümser. 

1967’de TRT’ye girmiş ve 1997’de emekli olmuştu. Ben onu TRT İstanbul Radyosu’nda, müzik programcılığı yaptığım yıllarda tanıdım. Tiyatro bölümü müdürüydü. Aynı zamanda İstanbul’da gün geçtikçe yeşeren yeni galerilerde açılan sergileri izliyor ve çeşitli dergilere sanat eleştirmenliği yapıyor, bir yandan da radyo tiyatrosu için skeçler yazıyordu. Bütün ünlü tiyatrocular o zamanlar radyoevinde bu piyeslerde oynardı. Beni de “Arkası Yarın” başlıklı haftalık radyo tiyatrosu yazmaya ikna etti. Böylece birkaç oyun yazdım. Hele “Amerikalı Gelin” kaç kez yayımlandı.

İstanbul, Ankara, İzmir’de nice galerinin açılışına tanık olmuş, nice galericiye danışmanlık yapmıştı. “Sanat bundan böyle işadamlarının alanı” başlıklı yazısında sanat müzayedelerini eleştiriyor, değişen kültürü, değişen sanat koleksiyoncularını anlatıyordu. Günyaz, Art-İst 2001 İstanbul Fuarı’nda Eleştirmen Ödülü’ne değer bulunmuştu. Bugüne dek 10 adet kitabı var. Bir de ölümünden iki hafta önce bana armağan ettiği “Ben Gitmeden” adlı taslağı: “Anılar, Alıntılar, Portreler” alt başlığını taşıyor. Bir sanat eleştirmeninin 1955’ten günümüze dek, 66 yıl boyunca yaşadığı zengin anılarını içeriyor. 

DEVRİM ERBİL: CANDAN BİR DOSTU YİTİRDİK

“Abdülkadir, sadece sanat yazarı değil, çok candan bir dosttu. Sıcak, olgun, birikimli ve araştırmacı kimliğe sahipti. Sadece isim yapmış sanatçılar hakkında değil, meslek yaşamının başındakileri de tanıtırdı. Amacı sanat sevilsin, sanata ilgi artsın, gençler de olgunlar kadar ortaya çıksın yönündeydi. Engin bir birikime sahipti. Zaten sanat yazarlığı çok boş bir alandı. Bütün sanatçılar sevdi onu. İnsancıl tavrı yazılarına da yansırdı. Her okurun anlayacağı dili vardı, karmaşık değildi. Atölye ve sergilere gidip yakından ilgilenirdi. Eleştirisi de ölçülüydü. Şimdi onun yazıları incelenmeli, gençler tarafından örnek alınmalı. Onun anıları da sanat dünyamızın belleğidir. Hazırladığı son kitap yalnız ressamların değil, galerilerin de tarihini kapsıyor. Bir an önce basılmasını dilerim.

Sanat dünyası inanılır, güvenilir bir dostunu kaybetti.”



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Eski bayramlar 10 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları