Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Fırtına gibi bir konser
Kraliyet Concertgebouw’dan fırtına gibi bir konser dinledik cumartesi akşamı. Türkiye - Hollanda ilişkilerinin 400. yılı onuruna İKSV katkısıyla düzenlenen konser iki ülkenin ulusal marşlarından sonra Hollandalı besteci Peter van Anrooy’un 1901’de bestelediği “Piet Hein” rapsodisiyle başladı. Keşke bu programa bir de Türk bestecisinin, örneğin Ferit Tüzün’ün kısacık bir yapıtı alınsaydı, günün anlamına ne kadar yakışırdı!
Şef Lorin Maazel, 82 yaşında, tarihin abide şeflerinden biri olmaya aday. Baştan sona ezbere yönettiği konserde bir şefin atlayıp zıplamasına gerek kalmadan, ekonomik devinimiyle topluluğu görkemli doruklara ulaştırabileceğini kanıtladı.
Haliç Kongre Merkezi konser salonu olarak inşa edilmediğinden akustik sorunları olan bir mekân. Buna karşın Maazel öyle bir ses bütünlüğü, öyle bir akustik denge elde etti ki, en hafif sesle çalınan soloları bile rahatlıkla duyduk.
Maazel’i daha önce kaç kez dinledimse konçerto değil, senfonik yapıtlar yönetmişti. İşte yine orkestrasının heybetini kanıtlayan bir seçki vardı: Anrooy’dan sonra Prokofiyef’in Romeo ve Jüliet Süiti, Çaykovski’nin 4. Senfonisi ve bis olarak da Glinka’nın Ruslan ve Ludmilla Uvertürü.
Topluluğun içindeki sololar incelikle işlenmiş, yapıtların çağına ve bestecisine göre özellikleri titizlikle korunmuş, orkestra ailesinin görkemi öne çıkmıştı. Maazel, ilk kez 12 yaşında New York Filarmoni’yi yönettiğinden beri hiç gündemden düşmemeyi başaran ender sanatçılardan. Senfonik konserler kadar operalar da yönetiyor, kendi bestelerini de büyük orkestralara çaldırtıyor. İstanbul Festivali’nin 40. yılı gerçekten görkemle kutlanmakta.
Elliot Carter
Geçen hafta 103 yaşında yitirdiğimiz Elliot Carter, 20. yüzyıl Amerikan besteciliğinin ilk kuşağındandı. Gershwin, Copland ya da Bernstein gibi Amerikan popüler müziğini sanat müziğiyle birleştirmiş, sonuçta ne kadar çağdaş olsa da “Amerikalı” olan bir müzik yaratmıştı. 20. yüzyılın öncülerinden Charles Ives’ın karmaşık fikirlerini, Stravinski’nin rengârenk ritimlerini, Copland’ın Amerikalı ruhunu özümsemişti.
11 Aralık 1908’de New York’ta doğmuş, Harvard’da eğitim görmüş, zamanın nice bestecisi gibi Paris’te Nadia Boulanger’yle çalışmış. 1950’de Arizona’ya yerleşip insanlardan uzak bir düzen kurup, bestelerinde dinleyicinin gündelik beğenisine hizmet etmeyen, özgün bir biçem yaratmak istemiş. Oysa 103 yıllık yaşamı içinde yazdığı her yapıt geniş kitle tarafından ilgiyle izlenmişti. Üç Orkestra İçin Senfoni’si en çok ilgi çeken çalışmalarından biriydi. Bu yaz bitirdiği son yapıt Piyano İçin 12 Kısa Epigram adını taşıyor.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Korgeneral Pekin'den çarpıcı yorum
- Köfteci Yusuf'tan gıda skandalı sonrası yeni hamle
- Colani’nin arabası
- Petlas Yönetim Kurulu Üyesi Özcan, uçakta olay çıkardı
- Komutanları olumsuz görüş vermedi, görevlerinden oldu
- 148 bin metrekarelik alan daha!
- Suriye'yi nasıl terk ettiğinin ayrıntıları ortaya çıktı!
- '100 yılda bir görülebilecek akımın başlangıcındayız'
- Milletvekilleri Genel Kurulu terk etti!
- Petlas'tan o yönetici hakkında açıklama