Çocukluğumdan beri yeni yıla girmek nedense ayrı bir coşkudur benim için. Hatta yeni yıl bir gece uyuyup ertesi gün uyanınca hemen başlamamalı, sanki arada en az bir hafta olmalı diye düşünürdüm. “Yeni yıl” salınarak gelmeliydi. Neyse çocukluk işte. Sonra Melih Cevdet’in dediği gibi oldu: “Büyüdük çocukluğumuzdan/ Büyüdük tarihe usulca/ Biz bir yana, doğa bir yana/ Doğanın yanında bir başka doğa/ Karşıdan bize gözlerimiz mi bakan?”

Masamın üstünde yeni yılın ilk haftasında piyasaya çıkmış kitaplar var. Nejat Eczacıbaşı’ndan “Değer Yaratma Tutkusu” (YKY), Nejat Bey’in düşünce dünyasını ve kazandırdığı değerleri kendi anlatımıyla aktarıyor. Onun yaratıcı gücünü, girişimciliğini, azmini ve çalışkanlığını okuyoruz. Robert Kolej’de okuyup Almanya’ya gidişi ve ilk modern Türk ilaç fabrikasını kuruşu gibi. Bugün toplumumuzun nice köşe başı kuruluşu Nejat Bey’in yaratıcı fikriyle oluşmuştur: Eczacıbaşı Yatırım Holding, Ekonomik ve Sosyal Etüdler Konferans Heyeti, Türk Eğitim Vakfı ve Dr. Nejat Eczacıbaşı Vakfı gibi. Spordan sanata uzanan daha nice kuruluş, İstanbul’a uluslararası bir sanat festivali (İKSV) kazandırması, ardından gelen sinema, tiyatro festivalleri ve bienal. Bütün bunları düşünürken sanki onun bedeninde birkaç kişi yaşar.

Ünal Öziş’in hazırladığı “İdil Biret Kayıtlar ve Yorumlar-Piyano Müziğinin Üçyüz Yıllık Tarihine İdil Biret ile Bir Gezi” başlıklı bir kitap, onun yanı sıra Serhan Yedig’in yazdığı “Kara Liste” adlı ikinci kitapla bir arada Tarihçi Kitabevi’nden yayımlanmış. Melih Duygulu’dan Türkiye’de Çingene Müziği (YKY) ise kulaklarımızda neşeli tınılar bırakan bir çalışma. Onları gelecek yazıma bırakıyorum.

YENİ YIL KONSERLERİ

2024 konserlerine İşSanat’ta Viyana Gala ile başladık. Akustiği ile örnek bir salon olan İşsanat sahnesinde klasik müzik konserleri neden azaldı sorumu genel sanat yönetmeni Defne Turac’a sordum: “Her ay bir klasik konser var. Biz sahnemizi her türlü müziğe açmalıyız. Herkes için ulaşılabilir olmalıyız. Dinleyici profili artık çok değişti” yanıtını aldım. Haklıydı! Viyana Gala konseri valslerle, dansçılarla ve şarkılarla bizi 19. yüzyıl sonuna götürdü. Gelecek konser, 16 Ocak’taki Kronos Quartet ise bugünün müziğine getirecek.

Yarın akşam ZORLU’da BİFO’nun yeni yıl konserini izleyeceğiz. Carlo Tenan yönetiminde soprano Marina Rebeka, tenor Jonathan Tetelman’dan sololar ve düetler var programda.

ÖLÜM VE GENÇ KIZ VE HARA

Pazar günü İstanbul’da yeni bir mekân tanıdım: Uskumruköy’deki Hara Sanat Merkezi. Çeşitli sanat etkinlikleriyle bir süredir adını duyuyordum. Çevrenin temiz havası, binanın minimalist mimarisi ve etkinliklerin özenli programlarıyla Karadeniz’e yakın bir noktada sanata hizmet eden bir kuruluş. Büyükler ve çocuklar için düzenlenen sergiler ve konserler, deneysel müzik, dans ve o sırada açık olan sergiye ilişkin etkinlikler, konuşmalar yer alıyor. Yaratıcı hayal gücünü besleyen programlar düzenleniyor. Bu mekânı oluşturmak fikri kendisi de bir heykeltıraş olan Canan Bozbağa’ya ait. Binaya dışardan bakınca modern bir heykel projesi gibi duruyor.

Efsane kemancımız Ayla Erduran ve değerli sanatçılarımız Cihat Aşkın (keman), Özcan Ulucan (alto), Murat Berk (çello) Schubert’in “Ölüm ve Genç Kız” adlı kuvartetinden üç bölüm çaldılar. Ortamla tanışmak ve nicedir ilk kez Ayla’nın sesini duymak çok anlamlıydı. Sevgili Ayla Erduran kemanıyla yıllara meydan okuyor. Cihat, Özcan ve Murat gibi değerli müzisyenlerin onunla birlikte çalmaları çok anlamlıydı.