2024 yılı ve sonrası: Küresel kaos - Nejat ESLEN
Olaylar Ve Görüşler
Son Köşe Yazıları

2024 yılı ve sonrası: Küresel kaos - Nejat ESLEN

30.12.2023 03:00
Güncellenme:
Takip Et:

Sovyetler Birliği yeni dağılmıştı. Bilge bir diplomatla sohbet ediyordum. Ona “Dünyanın tehlikeli bir sürece girdiğini” söylemiştim. “Neden” diye sormuştu bilge diplomat. Ona, küresel jeopolitik dengelerin bozulduğunu, önemli güç boşluklarının oluştuğunu, yeni jeopolitik dengelerin kurulması için uzun bir zaman sürecine ihtiyaç olduğunu ve bu durumun dünya barışını tehlikeye soktuğunu anlatmıştım.

Putin yıllar sonra, “Sovyetler Birliği’nin dağılmasının yirminci yüzyılın en büyük felaketi olduğunu” ifade etmişti. Belirsizliklerle dolu bu dengesiz süreç artık daha büyük tehlikelerle dolu küresel kaosa dönüşmektedir. Tek kutuplu kısa düzen sürecinde bencil çıkarlarını gerçekleştirmek amacı ile gücünü hoyratça savaşlarda, renkli devrimlerde, rejim değişikliklerinde kullanan ABD, artık sözde kurallara dayalı düzenin liderliğini sürdürmekte zorlanmaktadır. 

Çünkü, ABD’nin liderliğini yaptığı sözde kurallara dayalı dünya düzeni, kurumları ile birlikte ABD çıkarlarını öncelemiş, savaşları, yoksulluğu önleyememiş, küresel barışı, gelir dağılımında adaleti sağlayamamış, yüzyılın felaketi iklim krizine karşı çare üretememiştir. Dünyada, ABD’nin korumaya çalıştığı bu düzenin, eskidiğine, değişmesi gereken bencil bir düzen olduğuna ilişkin genel bir kanaat oluşmuştur.

ABD’NİN EKONOMİK DURUMU

ABD, dünyanın en güçlü ordusuna sahip olsa da sorunlu bir ülkedir. Bu yazı kaleme alındığında US National Dept Clock’a göre ABD’nin ulusal borcu 33.925, toplam borcu 103.788, federal bütçe açığı 1.765 trilyon dolardır. ABD’de yaşayanların 43 milyonu yoksul, 610 bini evsiz, 27 milyonu sigortasızdır; 41.3 milyon kişi gıda yardımı ile hayatını sürdürmektedir. Bu ülkede her yıl 120 bin kişi uyuşturucu nedeni ile ölmektedir. ABD’nin toplam dış ticaret açığı 1.04 trilyon, Çin ile dış ticaret açığı ise 181 milyar dolardır. 

Bütün bu veriler ABD’nin iç cephesinin sorunlu ve istismara açık olduğunu göstermektedir. Gelir dağılımındaki adaletsizlik, ABD’de iç güvenliği giderek tehdit eden unsura dönüşmektedir. Statista’nın verilerine göre, 2022 yılının üçüncü çeyreğinde bu ülkede tepedeki yüzde onluk kısım servetin yüzde 68’ine, alttaki yüzde ellilik kısım ise sadece yüzde 3.3’üne sahipti. 

ABD’nin demografik yapısı da önemli bir güvenlik hassasiyetidir. Nüfusun yüzde 12.4 ünü siyahiler, 18.7’sini Hispanikler, yüzde 6’sını ise Asyalılar olmak üzere mutsuz azınlıklar oluşturmaktadır.

ABD kötü yönetilmektedir ve bu ülkede liderlik sorunu vardır. Ülkenin geleceği konusunda karamsar olan Beyaz Anglo-Saksonların oluşturduğu terör örgütlerinin sayısı artmaktadır. ABD ordusu kriterlere uygun asker adayları bulmakta ve kadroları tamamlamakta zorlanmaktadır.

ABD’yi güçlü kılan ise doların toplam küresel para rezervinin yüzde doksanını oluşturması ve küresel ticaretin büyük bir kısmının hâlâ ABD’nin kurduğu altyapı üzerinden ve onun kontrolünde yapılmasıdır.

 ABD’nin küresel rolünü olumsuz ve küresel jeopolitiği etkileyen asıl unsur ise ekonomiktir, bu ülkenin üretim kapasitesi ile ilgilidir. İkinci Dünya Savaşı sonrasında küresel üretimin yarısını gerçekleştiren ABD’nin küresel üretimdeki payı artık sadece dörtte biridir. ABD bu alanda Çin ile rekabette başarısız olmaktadır. IMF tahminlerine göre, daha çok hizmet üretimine dayalı ABD ekonomisi 2023 yılında yüzde 1.6, 2024 yılında 1.1 büyürken mal üretimine dayalı Çin ekonomisi ise 2023 yılında 5.2, 2024 yılında 4.5 büyüyecektir.  

Yirmi birinci yüzyılın ilk çeyreği tamamlanırken ABD, sözde kurallara dayalı düzeni askeri gücü, müttefikleri/ortakları ile askeri önlemlerle, Asya-Pasifik, Avrupa ve Ortadoğu coğrafyalarında sürdürmek çabasındadır. Dünya için asıl tehlike budur. ABD, ordusunu ve donanmasını bu üç geniş coğrafyaya yayarak üsleri ile birlikte idame ettirmek zorundadır. ABD’nin bu geniş alanlara yayacak yeterli askeri gücü yoktur ve ABD ordusu dünyanın en pahalı ordusudur. Bu durum, önümüzdeki süreçte, küresel güç mücadelesi kapsamı içinde, ABD’nin küresel kaosu geniş alanlara yayması anlamına gelmektedir.

İklim krizi ve yoksulluk nedeni ile sömürülen güneyden sömüren kuzeye doğru yönelen kitlesel göçler, sadece ABD için değil, Avrupa için de ciddi güvenlik sorununa dönüşürken küresel kaosu derinleştirecektir.

ABD’nin bir zamanlar İngiltere’nin yaptığı gibi küresel liderliği yumuşak bir geçiş ile kurulacak yeni ve daha adil küresel sisteme devretme zamanı gelmiştir ve askeri güç ile bu sürecin engellenmesi mümkün değildir.

‘HASMIN DİRENCİNİ KIRMAK’

ABD’nin küresel güç mücadelesindeki rakibi Çin’in ulusal ve stratejik kültürü farklıdır. Çinliler sabırlıdır. Çinli yetkililer, amaçlarının daha adil bir dünya düzeni kurulmasına katkı sağlamak olduğunu anlatmaktadır. Çinli yetkililer, bu çabaları “Çin ulusunun yeniden doğuşu” olarak tanımlamaktadır. Çin’in stratejisinin özü ise “ağır bir çarpışmaya girmeden hasmın direncini kırmak”tır.

ABD’nin iç cephesi Çin’in bu stratejinin uygulanmasına fırsatlar sunmaktadır. Küresel kaos, ancak yeni jeopolitik dengelerin oluşması ve yeni dünya düzeninin kurulması ile sona erecektir. Türkiye’nin bu süreci anlaması, tanımlaması ve kurumsal jeopolitik akıl ile önlemler üretmesi gerekmektedir.

NEJAT ESLEN

EMEKLİ TUĞGENERAL

Yazarın Son Yazıları

Hayvancılıktaki yol ayrımı - Gülay Ertürk

Türkiye bugün hayvancılıkta çok kritik bir eşiğe geldi.

Devamını Oku
19.12.2025
Devlet ve kalkınma Okan Toygar’ın - Bilin Neyaptı

Bir ülkede ekonomi yönetiminin temel hedefleri verimlilik ve adil bölüşümdür.

Devamını Oku
18.12.2025
Programda işçinin adı yok - Engin Ünsal

CHP 39. Olağan Kurultayı’nda tüzük değişikliği yaptı ve iktidar programını kabul etti.

Devamını Oku
17.12.2025
Yargı öyküleri - Ziya Yergök

Yıllar önce, 5 Ocak 1982’de Çetin Altan’ın Milliyet gazetesindeki “Şeytanın gör dediği” adlı köşesinde “Eski (Mahkeme Koridorları) sütununa özlem” başlıklı yazısında yer alan, bir ceza avukatının “Oturum” adlı anı kitabından alıntılanmış ilginç bir yargı öyküsüne değinmek istiyorum.

Devamını Oku
17.12.2025
Devletçiliğe dönebilmek... - Kemal Onur

Demokratik ve laik sosyal hukuk devletimizin kurucu lideri Atatürk’ün yönetimi döneminde; ülkemizin ulusal çıkarı açısından bilimsel anlayış ve duyarlı bir bilinçle, iç ve dış sermaye şirketlerinin çıkarları için vahşi madenciliğe kesinlikle fırsat verilmemiştir!

Devamını Oku
17.12.2025
Bu çığlığı duyun! - Mustafa Gazalcı

MESEM, Milli Eğitim Bakanlığı’nın sözde mesleki teknik eğitim merkezleri uygulaması.

Devamını Oku
16.12.2025
ABD’nin esnek realist stratejisi - Nejat Eslen

11 Eylül’ün hemen sonrasında ABD, tek kutuplu dünya düzeninin verdiği cesaretle küresel egemen güç olmanın hayallerini kuruyordu.

Devamını Oku
16.12.2025
Çağdaşlık yolunda bir ömür - Hüseyin Karataş

Çağdaşlık eksikliğine ve dokunulmazlara dokunan sevgili hocam Prof. Dr. Türkan Saylan...

Devamını Oku
13.12.2025
Geleceğin savaş alanı, Türkiye ve Karadeniz - Doğu Silahçıoğlu

“Erken Cumhuriyet dönemi”nde (1923-1938) savunma sanayisindeki gelişmeler Türkiye’yi; başta uçak olmak üzere harp silah araç gereçlerinde dış satım yapan bir ülke konumuna getirmişti.

Devamını Oku
12.12.2025
Gençlik MESEM’den büyüktür - Kaan Eroğuz

AKP iktidarı tarafından 2016 yılında örgün ve zorunlu eğitim kapsamına alınan mesleki eğitim merkezleri (MESEM), çocuk işçiliğinin yaygınlaşmasında ve “kurumsallaşmasında” kritik bir rol oynuyor

Devamını Oku
12.12.2025
Komisyonda emekçinin adı yok - Şükrü Karaman

Milyonlarca emekçinin yeni ücrete ilişkin alacağı kararı merakla beklediği Asgari Ücret Tespit Komisyonu çalışmalarına yarın başlayacak.

Devamını Oku
11.12.2025
İnsan onuru ve demokrasi - Ayşe Atalay

TDK sözlüğünde “onur” kavramı insanın kendisine karşı duyduğu saygı olarak tanımlanıyor.

Devamını Oku
11.12.2025
Karadeniz’de neler oluyor? - Can Erenoğlu

Dünyanın en güvenli ve istikrarlı denizi Karadeniz dünyanın en tehlikeli deniz alanına mı dönüştürülüyor?

Devamını Oku
10.12.2025
Gelir adaletsizliği tırmanıyor! - Devrim Onur Erdağ

Türkiye'de emeğin değeri uzun zamandır siyaset meydanında sıkça dile getirilen bir konu.

Devamını Oku
10.12.2025
Erdoğan’ın 2005’teki hayalleri - Kadir Serkan Selçuk

Yıl 2005. Dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, o dönem henüz el konmamış olan Sabah gazetesinin 20. kuruluş yıldönümü için gazeteye bir yazı yazmıştı.

Devamını Oku
09.12.2025
Yeni feodal çağ ve dijital baronluk - Doğan Sevimbike

Yanis Varoufakis’in No Kings Means No Barons başlıklı yazısı, çağımızın ekonomik ve siyasal düzenini “yeni bir feodalizm” olarak niteliyor.

Devamını Oku
09.12.2025
‘Kırkyama’ siyaset… - Prof. Dr. Utku Yapıcı

Türk siyasetinde son yıllardaki en ilginç gelişme siyasi kimlikler düzleminde yaşanıyor.

Devamını Oku
08.12.2025
Terörist başının ayağına gitmek... - Hatice Topçu

Ulus devletler; tarih bilinci, ortak coğrafya ve dil birliğine dayanır.

Devamını Oku
08.12.2025
Çocuklarımız artık kimsesiz mi? - Özgür Hüseyin Akış

Cumhuriyetin kuruluş yıllarında söylenmiş bir cümle hâlâ kulaklarımızda çınlar:

Devamını Oku
07.12.2025
Çözüm mü, çözülme mi? - Ülgen Zeki Ok

Emperyalist güçlerin Ortadoğu’daki kirli emellerinin önündeki en büyük engel olan Atatürk’ü Türk halkının yüreğinden söküp atmak, yani öldürebilmek için bir gri propaganda yöntemi uyguluyor.

Devamını Oku
06.12.2025
Tek Çin ilkesi - Wei Xiaodong

Türkiye’de Çin’in Tayvan bölgesi yaygın olarak bilinse de bu bölgeye ilişkin tarihi ve siyasi bilgiler genellikle sınırlı kalmaktadır.

Devamını Oku
05.12.2025
Cumhuriyete sahip çıkma konuşması: Atatürk’ün ‘Bursa Nutku’ - Hamdi Yaver Aktan

Mustafa Kemal Paşa, 3 Şubat 1933 akşamı İzmir Kordon’daki köşkte akşam yemeği sırasında Bursa’daki olayı öğrenir.

Devamını Oku
03.12.2025
Demokraside seçilenler özgür olmalı - Hüseyin Mert

Demokrasi; çağdaş yaşamın, mutluluğun, ekonomik kalkınmanın ve her türlü gelişmenin önkoşulu, altyapısı ve temelidir.

Devamını Oku
03.12.2025
İktidarın eğitimdeki U dönüşleri - Nazım Mutlu

Siyasal yaşamının toplamı çeyrek yüzyılı bulan iktidar partisinin kısa tarihi, sayısız U dönüşleriyle doludur.

Devamını Oku
03.12.2025
Tekke ve zaviyelerin kapatılması - Doç. Dr. Hüner Tuncer

Tekkeler ve zaviyeler, İslamdaki tarikatların dinsel tören, toplantı ve eğitim yerleridir.

Devamını Oku
02.12.2025
Suyun akışını sürdürmek - Dr. Anıl Yıldırım Poyraz

“Su ateşe galiptir ancak bir kaba girerse ateş onu kaynatıp yok eder.” - Mevlana

Devamını Oku
02.12.2025
21.yüzyılda Türkiye’de sosyal demokrasi - Halil Sarıgöz

Sosyal demokrat partilerin tarihsel serüvenine baktığımızda, parti programlarının yalnızca birer teknik metin değil; toplumun yönünü, siyasal aklın niteliğini ve iktidar imgelemini belirleyen kurucu belgeler olduğunu görürüz.

Devamını Oku
01.12.2025
Gıda güvenliği sistemimiz alarm veriyor - Adnan Serpen

Gıda yaşam için olmazsa olmazdır ancak kirlenirse hastalığa, hatta ölüme bile neden olabilmektedir.

Devamını Oku
01.12.2025
Buğra Gökce, Silivri'den Cumhuriyet'e yazdı

Otuz altıncı pazar...

Devamını Oku
29.11.2025
İhanetin adı barış olamaz… - Erol Ertuğrul

Güzel yurdumuzda 23 yıldır uygulanan politikalarla, üniter devlet yapımıza ve Cumhuriyetimizin kuruluş anlayışına uymayan görüşler seslerini yükseltmeye başladı.

Devamını Oku
29.11.2025
İmralı ziyareti ve TBMM - Hüseyin Özkahraman

Türkiye’de “Kürt meselesi”, etnik kimlik tartışmalarını aşan; devlet-toplum ilişkilerini, siyasal katılım biçimlerini, demokratikleşme dinamiklerini ve meşruiyet tartışmalarını doğrudan etkileyen çok katmanlı bir olgudur.

Devamını Oku
28.11.2025
İddianame hukukla bağlı mı? - Doğan Erkan

İmamoğlu iddianamesi başından beri hukuk dili yerine tercih edilen siyasal retoriğiyle, delil boşluğuyla, rivayet anlatımlarıyla tartışılıyor.

Devamını Oku
28.11.2025
Kurucu felsefeye dönüş - Mehmet Tomanbay

Son açıklanan TÜİK verileri enflasyon, işsizlik ve derinleşen yoksulluğun gittikçe büyüyen sorunlar olduğunu göstermektedir.

Devamını Oku
27.11.2025
Seçimin sakatlanması - Cihangir Dumanlı

Anayasamızın 2. maddesine göre Türkiye Cumhuriyeti demokratik bir devlettir.

Devamını Oku
27.11.2025
İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

Devamını Oku
26.11.2025
Eğitim sürecinde öğretme ve öğrenme - Cihat Karaali

Geçmişte eğitimciler yalnızca öğretmen değillerdi.

Devamını Oku
26.11.2025
Düzensiz dünya nereye gidiyor? - Nejat Eslen

Yeni bin yılın ilk yüzyılının ilk çeyreği yakında bitecek.

Devamını Oku
26.11.2025
Radbruch formülü ve Türkiye bağlamı - Başar Yaltı

Daha önce bu sütunlarda yayımlanan “Adaletsizliği Görmek” (Cumhuriyet, 07.11.2025) başlıklı yazımızda; adalete giden yolun adaletsizliği görmekten geçtiğini, bir hukuk düzeninde karar veren konumundaki tüm görevliler ile hukuk normlarını uygulayan tüm yetkililerin adaletsizliği görmek, önlemek ve adaleti yerine getirmekle görevli olduklarını, adaletsizliği görme yetisine sahip olmayanların yargıç ve savcı yapılmaması gerektiğini belirtmiştik.

Devamını Oku
25.11.2025
Türkiye Araf’ta - Gani Işık

Şimdilerde Türkiye’ye bir hal oldu; Cumhur İttifakı, İmralı ile hemhal oldu.

Devamını Oku
25.11.2025
Öğretmenim, canım benim! - Duran Güldemir

24 Kasım Öğretmenler Günü’nün anlamını ve önemini anlatmak için söylenecek çok söz var elbette ancak Ceyhun Atuf Kansu’nun “Dünyanın Bütün Çiçekleri” şiirinin bu dizeleri sanki bir başka söze gerek yoktur der gibi derin bir duygusallık içine sürüklemektedir bizi.

Devamını Oku
24.11.2025