9 Eylül’de İzmir’de taçlanan zafer - Doğu Silahçıoğlu
Olaylar Ve Görüşler
Son Köşe Yazıları

9 Eylül’de İzmir’de taçlanan zafer - Doğu Silahçıoğlu

10.09.2025 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

Türklerin son yurdu Anadolu toprakları; 1914-1918 Birinci Paylaşım Savaşı sonrasında “Mondros Ateşkesi” (30 Ekim 1918) kararları uyarınca İngiliz, Fransız, İtalyan kuvvetleri tarafından işgal edilmiş; ülke halkı esir alınmış; ardından Yunan kuvvetleri İzmir’e çıkmıştı (15 Mayıs 1919). Yanmış yıkılmış bir yurtta Mustafa Kemal’in 19 Mayıs 1919’da Samsun’dan başlattığı “Milli Mücadele”; Amasya Bildirgesi (22 Haziran 1919), Erzurum Kongresi (23 Temmuz7 Ağustos 1919), Sivas Kongresi (4-11 Eylül 1919) ve Büyük Millet Meclisi’nin açılması (23 Nisan 1920) adımları sonrasında Anadolu’da giderek büyüyen bir halk hareketine dönüşmüştü!..

YUNAN GENEL TAARRUZU

Ne var ki Milli Mücadele; İngiliz güdümündeki padişah ve halife Vahdettin tarafından boğulmak isteniyordu. Saltanat ve hilafet yanlısı ihanetçiler ülkenin her yerinde boy gösteriyorlardı. Milli Mücadele karşıtı hareket yurdun dört bir yanına yayılmıştı. Yunan kuvvetleri de bu gelişmeden yararlanarak Anadolu içlerine doğru ileri harekâta başladılar. Ama 1921’in ccak ayında “İnönü Mevzilerinde”(Bilecik/Söğüt) durduruldular. Ardından hilafet ve saltanat yanlılarının ihanetine, bölücü/ayrılıkçılar da katıldı. Martın ilk günlerinde; Sivas, Erzincan ve Tunceli bölgesinde Türkiye Büyük Millet Meclisi yönetimi karşıtı “Koçgiri İsyanı” çıktı. İsyan devam ederken 27 Mart’ta Yunan taarruzu yeniden başladı. TBMM hükümeti ordusu, 31 Mart’ta yaptığı karşı taarruzla Yunan kuvvetlerini geri çekilmek zorunda bıraktı. Batı Cephesi Komutanı ve Genelkurmay Başkanı İsmet Paşa bu gelişmeyi Meclis Başkanı Mustafa Kemal’e “Düşman; binlerce ölüleriyle doldurduğu muharebe meydanını muzaffer silahlarımıza terk etmiştir!..” diye bildirmişti. Mustafa Kemal’in yanıtı ise “Siz orada yalnız düşmanı değil, milletin makûs (tersine dönmüş) talihini de yendiniz!..” oldu!..

SAKARYA MEYDAN SAVAŞI

Art ardına giriştiği iki taarruz da başarısız olunca, Yunan ordusu bu kez 1921’in 22 Ağustos’unda tüm cephe boyunca genel taarruza başladı. Sakarya nehri boyunca 22 gün 22 gece devam eden kanlı mücadele sonrasında düşman; Eylülün 13’ünde ölülerini savaş meydanında bırakarak kaçtı!.. Strateji dehası Mustafa Kemal inanmıştı!.. “Sakarya Savaşı” kazanılmıştı!.. Ama daha yapılacak çok iş vardı!.. Bu savaşın sonrasında “Gazi” sanı ve “Mareşal” rütbesi alan başkomutana göre, Türk ordusunun genel bir karşı taarruzuyla düşmanın Anadolu topraklarından atılması gerekiyordu. Ve bunun için zamana ihtiyaç vardı!..

AFYON’DAN İZMİR’E

Hazırlıklar bir yıl sürdü. Başkomutan 1922’nin 26 Ağustos sabah alacakaranlığında “Büyük Taarruz”u başlattı. Orduya hedef olarak Akdeniz’i gösterdi. (“Ege Denizi” o dönemde Türkler tarafından “Akdeniz” olarak anılıyordu.) Süvariler UşakAfyon arasındaki “Ahır Dağı” üzerinden Afyon batısına geçerek “Sincanlı Ovası”na ulaştılar. Ağustosun 30’unda sel olup coştular. Yalın kılıç Kütahya güneyinden “Dumlupınar”ı aştılar. “Büyük Taarruz” ya da “Başkomutan Meydan Muharebesi” adı verilen harekât sonrasında kaçan düşmanın peşinde 9 gün 9 gece at üstünde durmadan dinlenmeden Akdeniz’e koştular. 9 Eylül sabahıydı “güzel İzmir”e kavuştular. Bir ölüm kalım mücadelesi yaşanmıştı. İngilizlerin ardında durduğu Yunan ordusu denize dökülmüş; üç yılı aşkın bir süredir devam eden “Ulusal Kurtuluş Savaşı” kazanılmıştı!..

ATATÜRK CUMHURİYETİNE GİDEN YOL

Türk ordusu İzmir’e girdikten sonra; savaşı da dikkate alan bir tutum içinde, İtilaf Devletleri denetiminde bulunan Doğu Trakya’ya ve İstanbul’a doğru ilerlemeye başladı. Bu ilerleyiş kısa sürede Çanakkale bölgesine ulaştı. İtalyan ve Fransız birlikleri Türk askeri karşısında geri çekildiler. İngilizler ise bölgedeki varlıklarını korumakta ısrarcıydılar. Birliklere “savunma mevzilerini işgal” emri verdiler. Son gelişme yeni bir çatışma ihtimali doğurmuştu. Ne var ki artık askeri ve siyasi durum itibarıyla İtilaf Devletleri yeni bir savaşı sürdürebilecek güçte değillerdi. Sonunda anlaşmazlık; imzalanacak olan Mudanya Ateşkesi’ne (11 Ekim 1922) bırakıldı. Ateşkes ile Osmanlı İmparatorluğu’nun hukuki varlığı sona erdi. Ancak “Barış Antlaşması” imzalanıncaya kadar müttefikler İstanbul’da asker bulundurmaya devam edeceklerdi!..

17 Kasım sabahı gün ışırken İngiliz korumasında Yıldız Sarayı’ndan Dolmabahçe’ye gelen “padişah ve halife Vahdettin” açıkta bekleyen İngiliz Malaya zırhlısına ulaştı. İngiliz bayrağını selamlayarak güverteye çıktı... Gemi Malta Adası’na doğru yola koyuldu. “Milli Mücadele ve Kurtuluş Savaşı” karşıtlarının birçoğu gibi “hain” sanlı Vahdettin de ülkeden kaçmıştı...

Ardından yeni “Türkiye devleti”nin dünyada tanınmasını sağlayan “Lozan Antlaşması” (24 Temmuz 1923) imzalandı. Sonra Türk ordusu İstanbul’a girdi (6 Ekim 1923) ve işgalciler “geldikleri gibi gittiler”!.. Ancak gelirken mağrur giderken mağluptular!.. Cumhuriyete giden yolun önü açılmıştı... 29 Ekim 1923’te atılacak son adımla, o da gerçek olacaktı!.. Sonrasında Atatürk; gerçekleştirdiği “Türk Devrimi” ile ülkenin; siyasal, sosyal ve ekonomik altyapısını belirledi. Türk ulusuna aydınlık bir gelecek bıraktı.

Şimdi bugün her yerde biz onu görür; her seste onu duyar; her adımda onu anarız... Onunla varız.. Onunla yaşarız... Onu ve onun Cumhuriyetini yaşadıkça yaşatacağız!..

DOĞU SİLAHÇIOĞLU

EMEKLİ TÜMGENERAL

Yazarın Son Yazıları

İBB davasında yargılama süresi - Hikmet Sami Türk

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) hakkındaki yolsuzluk iddianamesiyle İstanbul 40. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 12.12.2025’te başlayan ve ilk duruşmasının 9 Mart 2026 günü yapılmasına karar verilen davada hedeflenen yargılama süresi, mahkeme tarafından en çok 12 yıl 6 ay olarak belirlendi.

Devamını Oku
24.12.2025
Menemen Devrim Şehitleri Anıtı ve Cumhuriyet -

Yunus Nadi: “Kubilay timsalini taziz için ne yapsak yerinde olacağına şüphe yoktur.

Devamını Oku
23.12.2025
Kubilay olayının anlattıkları - Osman Selim Kocahanoğlu

23 Aralık 1930 salı günü, Menemen’de insanlık tarihi- nin en hunhar cinayetlerinden bi- ri işlendi.

Devamını Oku
23.12.2025
Cumhuriyetimizin vazgeçilmez değeri - Azmi Kişnişci

“Eşitlik”, Cumhuriyetin yalnızca hukuki bir ilkesi değil; toplumsal yaşamımızın adalet duygusunu ayakta tutan temel dayanaklarından biridir.

Devamını Oku
22.12.2025
Yenilmezlikler ve dokunulmazlıklar - Cengiz Kuday

Tarih, bazen büyük savaşlarla değil; küçük, sessiz ve ilk bakışta sıradan görünen olaylarla yön değiştirir.

Devamını Oku
20.12.2025
Büyüyen eşitsizlik, yaygınlaşan yoksulluk - Sıtkı Ergüney

Ekonomide; fiyatlar genel düzeyindeki; artış “enflasyon”, gerileme “deflasyon”, duraklama ile birlikte yaşanan artış da “stagflasyon” olarak tanımlanır.

Devamını Oku
20.12.2025
Hayvancılıktaki yol ayrımı - Gülay Ertürk

Türkiye bugün hayvancılıkta çok kritik bir eşiğe geldi.

Devamını Oku
19.12.2025
Devlet ve kalkınma - Prof. Dr. Bilin Neyaptı

Bir ülkede ekonomi yönetiminin temel hedefleri verimlilik ve adil bölüşümdür.

Devamını Oku
18.12.2025
Devletçiliğe dönebilmek... - Kemal Onur

Demokratik ve laik sosyal hukuk devletimizin kurucu lideri Atatürk’ün yönetimi döneminde; ülkemizin ulusal çıkarı açısından bilimsel anlayış ve duyarlı bir bilinçle, iç ve dış sermaye şirketlerinin çıkarları için vahşi madenciliğe kesinlikle fırsat verilmemiştir!

Devamını Oku
17.12.2025
Programda işçinin adı yok - Engin Ünsal

CHP 39. Olağan Kurultayı’nda tüzük değişikliği yaptı ve iktidar programını kabul etti.

Devamını Oku
17.12.2025
Yargı öyküleri - Ziya Yergök

Yıllar önce, 5 Ocak 1982’de Çetin Altan’ın Milliyet gazetesindeki “Şeytanın gör dediği” adlı köşesinde “Eski (Mahkeme Koridorları) sütununa özlem” başlıklı yazısında yer alan, bir ceza avukatının “Oturum” adlı anı kitabından alıntılanmış ilginç bir yargı öyküsüne değinmek istiyorum.

Devamını Oku
17.12.2025
Bu çığlığı duyun! - Mustafa Gazalcı

MESEM, Milli Eğitim Bakanlığı’nın sözde mesleki teknik eğitim merkezleri uygulaması.

Devamını Oku
16.12.2025
ABD’nin esnek realist stratejisi - Nejat Eslen

11 Eylül’ün hemen sonrasında ABD, tek kutuplu dünya düzeninin verdiği cesaretle küresel egemen güç olmanın hayallerini kuruyordu.

Devamını Oku
16.12.2025
Çağdaşlık yolunda bir ömür - Hüseyin Karataş

Çağdaşlık eksikliğine ve dokunulmazlara dokunan sevgili hocam Prof. Dr. Türkan Saylan...

Devamını Oku
13.12.2025
Geleceğin savaş alanı, Türkiye ve Karadeniz - Doğu Silahçıoğlu

“Erken Cumhuriyet dönemi”nde (1923-1938) savunma sanayisindeki gelişmeler Türkiye’yi; başta uçak olmak üzere harp silah araç gereçlerinde dış satım yapan bir ülke konumuna getirmişti.

Devamını Oku
12.12.2025
Gençlik MESEM’den büyüktür - Kaan Eroğuz

AKP iktidarı tarafından 2016 yılında örgün ve zorunlu eğitim kapsamına alınan mesleki eğitim merkezleri (MESEM), çocuk işçiliğinin yaygınlaşmasında ve “kurumsallaşmasında” kritik bir rol oynuyor

Devamını Oku
12.12.2025
İnsan onuru ve demokrasi - Ayşe Atalay

TDK sözlüğünde “onur” kavramı insanın kendisine karşı duyduğu saygı olarak tanımlanıyor.

Devamını Oku
11.12.2025
Komisyonda emekçinin adı yok - Şükrü Karaman

Milyonlarca emekçinin yeni ücrete ilişkin alacağı kararı merakla beklediği Asgari Ücret Tespit Komisyonu çalışmalarına yarın başlayacak.

Devamını Oku
11.12.2025
Karadeniz’de neler oluyor? - Can Erenoğlu

Dünyanın en güvenli ve istikrarlı denizi Karadeniz dünyanın en tehlikeli deniz alanına mı dönüştürülüyor?

Devamını Oku
10.12.2025
Gelir adaletsizliği tırmanıyor! - Devrim Onur Erdağ

Türkiye'de emeğin değeri uzun zamandır siyaset meydanında sıkça dile getirilen bir konu.

Devamını Oku
10.12.2025
Yeni feodal çağ ve dijital baronluk - Doğan Sevimbike

Yanis Varoufakis’in No Kings Means No Barons başlıklı yazısı, çağımızın ekonomik ve siyasal düzenini “yeni bir feodalizm” olarak niteliyor.

Devamını Oku
09.12.2025
Erdoğan’ın 2005’teki hayalleri - Kadir Serkan Selçuk

Yıl 2005. Dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, o dönem henüz el konmamış olan Sabah gazetesinin 20. kuruluş yıldönümü için gazeteye bir yazı yazmıştı.

Devamını Oku
09.12.2025
‘Kırkyama’ siyaset… - Prof. Dr. Utku Yapıcı

Türk siyasetinde son yıllardaki en ilginç gelişme siyasi kimlikler düzleminde yaşanıyor.

Devamını Oku
08.12.2025
Terörist başının ayağına gitmek... - Hatice Topçu

Ulus devletler; tarih bilinci, ortak coğrafya ve dil birliğine dayanır.

Devamını Oku
08.12.2025
Çocuklarımız artık kimsesiz mi? - Özgür Hüseyin Akış

Cumhuriyetin kuruluş yıllarında söylenmiş bir cümle hâlâ kulaklarımızda çınlar:

Devamını Oku
07.12.2025
Çözüm mü, çözülme mi? - Ülgen Zeki Ok

Emperyalist güçlerin Ortadoğu’daki kirli emellerinin önündeki en büyük engel olan Atatürk’ü Türk halkının yüreğinden söküp atmak, yani öldürebilmek için bir gri propaganda yöntemi uyguluyor.

Devamını Oku
06.12.2025
Tek Çin ilkesi - Wei Xiaodong

Türkiye’de Çin’in Tayvan bölgesi yaygın olarak bilinse de bu bölgeye ilişkin tarihi ve siyasi bilgiler genellikle sınırlı kalmaktadır.

Devamını Oku
05.12.2025
İktidarın eğitimdeki U dönüşleri - Nazım Mutlu

Siyasal yaşamının toplamı çeyrek yüzyılı bulan iktidar partisinin kısa tarihi, sayısız U dönüşleriyle doludur.

Devamını Oku
03.12.2025
Cumhuriyete sahip çıkma konuşması: Atatürk’ün ‘Bursa Nutku’ - Hamdi Yaver Aktan

Mustafa Kemal Paşa, 3 Şubat 1933 akşamı İzmir Kordon’daki köşkte akşam yemeği sırasında Bursa’daki olayı öğrenir.

Devamını Oku
03.12.2025
Demokraside seçilenler özgür olmalı - Hüseyin Mert

Demokrasi; çağdaş yaşamın, mutluluğun, ekonomik kalkınmanın ve her türlü gelişmenin önkoşulu, altyapısı ve temelidir.

Devamını Oku
03.12.2025
Tekke ve zaviyelerin kapatılması - Doç. Dr. Hüner Tuncer

Tekkeler ve zaviyeler, İslamdaki tarikatların dinsel tören, toplantı ve eğitim yerleridir.

Devamını Oku
02.12.2025
Suyun akışını sürdürmek - Dr. Anıl Yıldırım Poyraz

“Su ateşe galiptir ancak bir kaba girerse ateş onu kaynatıp yok eder.” - Mevlana

Devamını Oku
02.12.2025
21.yüzyılda Türkiye’de sosyal demokrasi - Halil Sarıgöz

Sosyal demokrat partilerin tarihsel serüvenine baktığımızda, parti programlarının yalnızca birer teknik metin değil; toplumun yönünü, siyasal aklın niteliğini ve iktidar imgelemini belirleyen kurucu belgeler olduğunu görürüz.

Devamını Oku
01.12.2025
Gıda güvenliği sistemimiz alarm veriyor - Adnan Serpen

Gıda yaşam için olmazsa olmazdır ancak kirlenirse hastalığa, hatta ölüme bile neden olabilmektedir.

Devamını Oku
01.12.2025
Buğra Gökce, Silivri'den Cumhuriyet'e yazdı

Otuz altıncı pazar...

Devamını Oku
29.11.2025
İhanetin adı barış olamaz… - Erol Ertuğrul

Güzel yurdumuzda 23 yıldır uygulanan politikalarla, üniter devlet yapımıza ve Cumhuriyetimizin kuruluş anlayışına uymayan görüşler seslerini yükseltmeye başladı.

Devamını Oku
29.11.2025
İmralı ziyareti ve TBMM - Hüseyin Özkahraman

Türkiye’de “Kürt meselesi”, etnik kimlik tartışmalarını aşan; devlet-toplum ilişkilerini, siyasal katılım biçimlerini, demokratikleşme dinamiklerini ve meşruiyet tartışmalarını doğrudan etkileyen çok katmanlı bir olgudur.

Devamını Oku
28.11.2025
İddianame hukukla bağlı mı? - Doğan Erkan

İmamoğlu iddianamesi başından beri hukuk dili yerine tercih edilen siyasal retoriğiyle, delil boşluğuyla, rivayet anlatımlarıyla tartışılıyor.

Devamını Oku
28.11.2025
Seçimin sakatlanması - Cihangir Dumanlı

Anayasamızın 2. maddesine göre Türkiye Cumhuriyeti demokratik bir devlettir.

Devamını Oku
27.11.2025
Kurucu felsefeye dönüş - Mehmet Tomanbay

Son açıklanan TÜİK verileri enflasyon, işsizlik ve derinleşen yoksulluğun gittikçe büyüyen sorunlar olduğunu göstermektedir.

Devamını Oku
27.11.2025