Demokrasi kültürü deyince... - Gülşen Karakadıoğlu
Olaylar Ve Görüşler
Son Köşe Yazıları

Demokrasi kültürü deyince... - Gülşen Karakadıoğlu

01.11.2025 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

Günümüz insanları pek bilmezler; ülkemizde 1980’lerde düzen karşıtı gösteriler düzenleniyor; gençler, yetişkinler özgürlük ve demokratik bir yaşam için demokratik biçimde örgütleniyor, gösteriler düzenliyordu. Hep olduğu gibi sağ siyasi-devlet yönetimi katı, ödünsüz uygulamalarını sürdürürken okuyor, öğreniyor, toplanıyor, birbirimizle dayanışma içinde oluyorduk. Bazen birden fazla demokratik kitle örgütünde yer alıyor, direniş örgütlüyorduk. Bugünlerde Hacettepe Üniversitesi Konservatuvarı’nda dolayısıyla Devlet Tiyatrosu’nda yaşanan o yıllardan bir anı geldi aklıma.

1979’da Bülent Ecevit’in başbakanlıktan ayrılıp Süleyman Demirel’in hükümet kurduğu günlerde ivedilikle Devlet Tiyatrosu’ndan Ergin Orbey, Devlet Opera Bale’den Gürer Aykal görevden alındılar. Devlet Tiyatrosu’nun adayı belliydi; Bülent Ecevit’in görevden aldığı Cüneyt Gökçer. Daha önce 23 yıl genel müdürlük yaptığı makama hızla atandı. Direniş başladı. Önce o yıllarda yönetmen, oyuncu, tasarımcı olarak sözleşmeli çalışanlar maaşlarını almak üzere Küçük Tiyatro’daki muhasebe müdürlüğünün merdivenlerinde hızlıca imza kampanyası başlattılar. İstekleri Ergin Orbey’in göreve devam etmesiydi. İmza listesiyle cumhurbaşkanı, başbakan ve kültür bakanına başvurdular. Listede sağcısından solcusuna tüm sözleşmelilerin imzaları vardı.

ÖRGÜTLER ‘ÇEKİL’ DİYOR

Aynı günlerde tiyatroda örgütlü dernek yöneticileri Cüneyt Bey’e yazılı ve sözlü olarak isteklerini ilettiler. Bu eylem bence ülkemin demokrasi tarihinde örneği pek görülmemiş bir şeydi. Cüneyt Gökçer ağırlığındaki bir sanatçı kişiliğin, 20 küsur yıllık bir bürokrat kimliğin odasına girenler, hemen hepsi konservatuvarda onun öğrencisi olmuş insanlardı. Gayet uygar bir dille kendisine “Genel müdürlüğü, sevdiği bir öğrencisi de olan Ergin Orbey’e bırakması, kendisinin baş rejisör olarak tiyatroya katkıda bulunması” şeklinde bir öneride bulundular! Hayli ilginç değil mi? Doğal olarak tüm bunların bedelleri ödendi hem de ağır biçimde.

GÜNÜMÜZDE DURUM NEDİR?

Biliyorsunuz 2025 Eylül ayında Hacettepe Üniversitesi Konservatuvarı Tiyatro Bölümü öğretmenlerinin tümü sorgusuz sualsiz görev dışı bırakıldı. Hacettepe Üniversitesi Rektörlüğü’nün, “kendisine yöneltilen eleştirilere kırıldığını” söyleyen ünlü Devlet Tiyatrosu genel müdürünü teselli etmek üzere konservatuvarın tüm öğretmenlerinin işlerinin sonlandırmasının ardından neler oldu? Bu bir duyumdu. Herhangi bir açıklama yapılmamıştı öğretmenlere. Durum kamuoyuna yansıyınca rektörlük işlemin yasalara uygun olduğunu açıkladı. Öğretmenler Devlet Tiyatrosu oyuncularıydı. Ders vermeleri için gerekli izin verilmemişti.

Bu ilk kez görülen bir şeydi. Topluca ve hiçbir soruşturma, anlaşmazlık, başarısızlık olmaksızın görevlerine son verilmişti. Kadrosunda yer aldıkları kurumun izin vermediği söyleniyordu ama yalnızca söyleniyordu, bilinen bildirilen resmi bir bilgi yoktu. Rektörlüğün geçen yılın kadrolarına izin verilmesi isteyen yazı vardı gerisi bilinmiyordu. Daha önce Kanun Hükmünde Kararnameler çerçevesinde görevlerine son verilen DTCF Tiyatro Bölümü öğretmenleri nedeniyle tiyatro çevrelerinde, etkinliklerde gerekli tepki oluşmuş, gerekçe olarak gösterilen suçlamalar da eleştirilmişti, doğal ve anlaşılır olarak. Öğretmensiz başlayan 2025 öğrenim döneminde bu durum nasıl karşılandı? Basın organları, köşe yazarları ve kimi kişiler durumu yadırgadıklarını belirtip öğretmensiz başlayan konservatuvar eğitimini eleştirdiler. Tiyatro sanatının örgütlü sivil toplum kuruluşlarından sesler yükseldi desem inanır mısınız? Ankara’nın 70 yıllık onurlu sanat kurumu bir duyuruyla Hacettepe yönetimine sordu: Neden?

ÖRGÜTSÜZ TOPLUM, SANATSIZ MİLLET

Yanıt gelse iyi olacaktı, biz öğretmenler de öğrenecektik öğrencilerimizden neden ayrıldığımızı. Meslek örgütlerimiz sormak, eleştirmek gibi bir şey yapmadı. Temsil ettikleri toplumun kimi üyeleri köşe yazıları, sosyal medya paylaşımlarıyla bireysel tepkilerini gösterdiler. Toplu tepki bir ödül töreninde plansız, örgütsüz olarak kendiliğinden gerçekleşti.

Demokrasi kültürümüzü düşünelim. Bu kültürün bilgilendiricisi, örgütleyicisi, planlayıcısı olması gereken örgütlülük durumunun anlamını tartışmak gerekmez mi? İçinde yaşamaktan adeta utandığımız bu düzene kaşı çıkmanın yolu, siyasiler “Gel” deyince gideceğimiz meydanlarda rahatlayıp, evimize dönüp iktidar değişimini beklemek mi!

12 Eylül darbesi öncesinin işçi sendikalarının (DİSK gibi) meslek örgütlerinin (TMMOB gibi), (TTB gibi), barolar gibi sivil toplum kuruluşlarının güçlü sesinin kitlelere önderlik etmesi daha doğru olmaz mı?

2025’TE DEMOKRATİK KİTLE ÖRGÜTLERİ

Devlet Tiyatrosu ve dolayısıyla Hacettepe Üniversitesi Konservatuvarı’ndaki olayla demokrasi kültürü kavramının yanlış anlaşıldığı da anlaşıldı. Demokrat olduğunu sanan kimi kişiler tarafından ilginç açıklamalar yapıldı. Bir akademisyen, akademik kariyeri olmayan öğretmenlerin gerekçesiz olarak topluca okuldan uzaklaştırılmasının doğal ve hatta yasal olduğunu duyurdu kamuoyuna. Kendisi siyasal düşünceleri nedeniyle yıllarca ülkesine girememiş bir yönetmen tepki gösterenlerin lobi oluşturduğunu, övülmesi istenen genel müdürün eleştirilmesini “linç kültürü, yargısız infazcılık, yakışıksızlık, medyatörlük” olarak tanımlamakta sakınca görmedi. Meslektaşım ve arkadaşım olan bu kişilerin yaklaşımlarına şaşırdığımı ve kınadığımı belirtmeliyim.

Birçok kadrolu oyuncusuna rol yerine ceza dağıtan kurumun müdürünün yapıp ettiklerini görmezden mi gelmeliyiz? Yakınları için yüksek maliyetli yapımlar oluşturduğu, bu oyunlara yurtiçi yurtdışı sahnelenme olanağı tanıdığı için eleştirilmiyor muydu öğretmenim Cüneyt Gökçer...

Gülşen Karakadıoğlu

Dramaturg / Kültür ve Turizm Bakanlığı Eski Müsteşarı 

Yazarın Son Yazıları

Devlet ve kalkınma Okan Toygar’ın - Bilin Neyaptı

Bir ülkede ekonomi yönetiminin temel hedefleri verimlilik ve adil bölüşümdür.

Devamını Oku
18.12.2025
Programda işçinin adı yok - Engin Ünsal

CHP 39. Olağan Kurultayı’nda tüzük değişikliği yaptı ve iktidar programını kabul etti.

Devamını Oku
17.12.2025
Yargı öyküleri - Ziya Yergök

Yıllar önce, 5 Ocak 1982’de Çetin Altan’ın Milliyet gazetesindeki “Şeytanın gör dediği” adlı köşesinde “Eski (Mahkeme Koridorları) sütununa özlem” başlıklı yazısında yer alan, bir ceza avukatının “Oturum” adlı anı kitabından alıntılanmış ilginç bir yargı öyküsüne değinmek istiyorum.

Devamını Oku
17.12.2025
Devletçiliğe dönebilmek... - Kemal Onur

Demokratik ve laik sosyal hukuk devletimizin kurucu lideri Atatürk’ün yönetimi döneminde; ülkemizin ulusal çıkarı açısından bilimsel anlayış ve duyarlı bir bilinçle, iç ve dış sermaye şirketlerinin çıkarları için vahşi madenciliğe kesinlikle fırsat verilmemiştir!

Devamını Oku
17.12.2025
Bu çığlığı duyun! - Mustafa Gazalcı

MESEM, Milli Eğitim Bakanlığı’nın sözde mesleki teknik eğitim merkezleri uygulaması.

Devamını Oku
16.12.2025
ABD’nin esnek realist stratejisi - Nejat Eslen

11 Eylül’ün hemen sonrasında ABD, tek kutuplu dünya düzeninin verdiği cesaretle küresel egemen güç olmanın hayallerini kuruyordu.

Devamını Oku
16.12.2025
Çağdaşlık yolunda bir ömür - Hüseyin Karataş

Çağdaşlık eksikliğine ve dokunulmazlara dokunan sevgili hocam Prof. Dr. Türkan Saylan...

Devamını Oku
13.12.2025
Geleceğin savaş alanı, Türkiye ve Karadeniz - Doğu Silahçıoğlu

“Erken Cumhuriyet dönemi”nde (1923-1938) savunma sanayisindeki gelişmeler Türkiye’yi; başta uçak olmak üzere harp silah araç gereçlerinde dış satım yapan bir ülke konumuna getirmişti.

Devamını Oku
12.12.2025
Gençlik MESEM’den büyüktür - Kaan Eroğuz

AKP iktidarı tarafından 2016 yılında örgün ve zorunlu eğitim kapsamına alınan mesleki eğitim merkezleri (MESEM), çocuk işçiliğinin yaygınlaşmasında ve “kurumsallaşmasında” kritik bir rol oynuyor

Devamını Oku
12.12.2025
Komisyonda emekçinin adı yok - Şükrü Karaman

Milyonlarca emekçinin yeni ücrete ilişkin alacağı kararı merakla beklediği Asgari Ücret Tespit Komisyonu çalışmalarına yarın başlayacak.

Devamını Oku
11.12.2025
İnsan onuru ve demokrasi - Ayşe Atalay

TDK sözlüğünde “onur” kavramı insanın kendisine karşı duyduğu saygı olarak tanımlanıyor.

Devamını Oku
11.12.2025
Karadeniz’de neler oluyor? - Can Erenoğlu

Dünyanın en güvenli ve istikrarlı denizi Karadeniz dünyanın en tehlikeli deniz alanına mı dönüştürülüyor?

Devamını Oku
10.12.2025
Gelir adaletsizliği tırmanıyor! - Devrim Onur Erdağ

Türkiye'de emeğin değeri uzun zamandır siyaset meydanında sıkça dile getirilen bir konu.

Devamını Oku
10.12.2025
Yeni feodal çağ ve dijital baronluk - Doğan Sevimbike

Yanis Varoufakis’in No Kings Means No Barons başlıklı yazısı, çağımızın ekonomik ve siyasal düzenini “yeni bir feodalizm” olarak niteliyor.

Devamını Oku
09.12.2025
Erdoğan’ın 2005’teki hayalleri - Kadir Serkan Selçuk

Yıl 2005. Dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, o dönem henüz el konmamış olan Sabah gazetesinin 20. kuruluş yıldönümü için gazeteye bir yazı yazmıştı.

Devamını Oku
09.12.2025
Terörist başının ayağına gitmek... - Hatice Topçu

Ulus devletler; tarih bilinci, ortak coğrafya ve dil birliğine dayanır.

Devamını Oku
08.12.2025
‘Kırkyama’ siyaset… - Prof. Dr. Utku Yapıcı

Türk siyasetinde son yıllardaki en ilginç gelişme siyasi kimlikler düzleminde yaşanıyor.

Devamını Oku
08.12.2025
Çocuklarımız artık kimsesiz mi? - Özgür Hüseyin Akış

Cumhuriyetin kuruluş yıllarında söylenmiş bir cümle hâlâ kulaklarımızda çınlar:

Devamını Oku
07.12.2025
Çözüm mü, çözülme mi? - Ülgen Zeki Ok

Emperyalist güçlerin Ortadoğu’daki kirli emellerinin önündeki en büyük engel olan Atatürk’ü Türk halkının yüreğinden söküp atmak, yani öldürebilmek için bir gri propaganda yöntemi uyguluyor.

Devamını Oku
06.12.2025
Tek Çin ilkesi - Wei Xiaodong

Türkiye’de Çin’in Tayvan bölgesi yaygın olarak bilinse de bu bölgeye ilişkin tarihi ve siyasi bilgiler genellikle sınırlı kalmaktadır.

Devamını Oku
05.12.2025
Cumhuriyete sahip çıkma konuşması: Atatürk’ün ‘Bursa Nutku’ - Hamdi Yaver Aktan

Mustafa Kemal Paşa, 3 Şubat 1933 akşamı İzmir Kordon’daki köşkte akşam yemeği sırasında Bursa’daki olayı öğrenir.

Devamını Oku
03.12.2025
Demokraside seçilenler özgür olmalı - Hüseyin Mert

Demokrasi; çağdaş yaşamın, mutluluğun, ekonomik kalkınmanın ve her türlü gelişmenin önkoşulu, altyapısı ve temelidir.

Devamını Oku
03.12.2025
İktidarın eğitimdeki U dönüşleri - Nazım Mutlu

Siyasal yaşamının toplamı çeyrek yüzyılı bulan iktidar partisinin kısa tarihi, sayısız U dönüşleriyle doludur.

Devamını Oku
03.12.2025
Tekke ve zaviyelerin kapatılması - Doç. Dr. Hüner Tuncer

Tekkeler ve zaviyeler, İslamdaki tarikatların dinsel tören, toplantı ve eğitim yerleridir.

Devamını Oku
02.12.2025
Suyun akışını sürdürmek - Dr. Anıl Yıldırım Poyraz

“Su ateşe galiptir ancak bir kaba girerse ateş onu kaynatıp yok eder.” - Mevlana

Devamını Oku
02.12.2025
21.yüzyılda Türkiye’de sosyal demokrasi - Halil Sarıgöz

Sosyal demokrat partilerin tarihsel serüvenine baktığımızda, parti programlarının yalnızca birer teknik metin değil; toplumun yönünü, siyasal aklın niteliğini ve iktidar imgelemini belirleyen kurucu belgeler olduğunu görürüz.

Devamını Oku
01.12.2025
Gıda güvenliği sistemimiz alarm veriyor - Adnan Serpen

Gıda yaşam için olmazsa olmazdır ancak kirlenirse hastalığa, hatta ölüme bile neden olabilmektedir.

Devamını Oku
01.12.2025
Buğra Gökce, Silivri'den Cumhuriyet'e yazdı

Otuz altıncı pazar...

Devamını Oku
29.11.2025
İhanetin adı barış olamaz… - Erol Ertuğrul

Güzel yurdumuzda 23 yıldır uygulanan politikalarla, üniter devlet yapımıza ve Cumhuriyetimizin kuruluş anlayışına uymayan görüşler seslerini yükseltmeye başladı.

Devamını Oku
29.11.2025
İmralı ziyareti ve TBMM - Hüseyin Özkahraman

Türkiye’de “Kürt meselesi”, etnik kimlik tartışmalarını aşan; devlet-toplum ilişkilerini, siyasal katılım biçimlerini, demokratikleşme dinamiklerini ve meşruiyet tartışmalarını doğrudan etkileyen çok katmanlı bir olgudur.

Devamını Oku
28.11.2025
İddianame hukukla bağlı mı? - Doğan Erkan

İmamoğlu iddianamesi başından beri hukuk dili yerine tercih edilen siyasal retoriğiyle, delil boşluğuyla, rivayet anlatımlarıyla tartışılıyor.

Devamını Oku
28.11.2025
Seçimin sakatlanması - Cihangir Dumanlı

Anayasamızın 2. maddesine göre Türkiye Cumhuriyeti demokratik bir devlettir.

Devamını Oku
27.11.2025
Kurucu felsefeye dönüş - Mehmet Tomanbay

Son açıklanan TÜİK verileri enflasyon, işsizlik ve derinleşen yoksulluğun gittikçe büyüyen sorunlar olduğunu göstermektedir.

Devamını Oku
27.11.2025
İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

Devamını Oku
26.11.2025
Eğitim sürecinde öğretme ve öğrenme - Cihat Karaali

Geçmişte eğitimciler yalnızca öğretmen değillerdi.

Devamını Oku
26.11.2025
Düzensiz dünya nereye gidiyor? - Nejat Eslen

Yeni bin yılın ilk yüzyılının ilk çeyreği yakında bitecek.

Devamını Oku
26.11.2025
Radbruch formülü ve Türkiye bağlamı - Başar Yaltı

Daha önce bu sütunlarda yayımlanan “Adaletsizliği Görmek” (Cumhuriyet, 07.11.2025) başlıklı yazımızda; adalete giden yolun adaletsizliği görmekten geçtiğini, bir hukuk düzeninde karar veren konumundaki tüm görevliler ile hukuk normlarını uygulayan tüm yetkililerin adaletsizliği görmek, önlemek ve adaleti yerine getirmekle görevli olduklarını, adaletsizliği görme yetisine sahip olmayanların yargıç ve savcı yapılmaması gerektiğini belirtmiştik.

Devamını Oku
25.11.2025
Türkiye Araf’ta - Gani Işık

Şimdilerde Türkiye’ye bir hal oldu; Cumhur İttifakı, İmralı ile hemhal oldu.

Devamını Oku
25.11.2025
Öğretmenim, canım benim! - Duran Güldemir

24 Kasım Öğretmenler Günü’nün anlamını ve önemini anlatmak için söylenecek çok söz var elbette ancak Ceyhun Atuf Kansu’nun “Dünyanın Bütün Çiçekleri” şiirinin bu dizeleri sanki bir başka söze gerek yoktur der gibi derin bir duygusallık içine sürüklemektedir bizi.

Devamını Oku
24.11.2025
Uçak kazasının düşündürdükleri... - Cumhur Utku

Geçen hafta Azerbaycan-Gürcistan sınırında düşen askeri uçağımızla ilgili bir tanımı düzeltelim

Devamını Oku
22.11.2025