İstanbul, resmi olarak 16 milyonluk nüfusu ve giderek artan günlük ortalama 3.5 milyon m3/gün su tüketimi ile en çok su stresi yaşayan kentlerimizden biridir.
Bugün için İstanbul’un su problemi yoktur ancak önümüzdeki aylarda ve yıllarda olmayacağı anlamına gelmemektedir. Bu konuyu bir bilim insanı gözüyle bugünden geleceğe dönük objektif, bilimsel ve halk sağlığını önceleyerek irdelersek çok da karamsar olmadan ortak akıl zemininde planlamaları yaparak yeni arayışlara girmek zorunda olduğumuzu ifade edebilirim.
İstanbul kentine dönük su üretimi mevsimsel yağmur sularının yüzeysel su şeklinde su havzalarında biriktirilmesiyle sağlanmaktadır. Bu süreç 12 ham su kaynağından 15 su arıtma tesisi marifetiyle yürütülmektedir.
İstanbul’da içme suyu döngüsünün ana bileşenleri olarak iklimle ilgili (yağmur ve kar sularının düzeyi), İSKİ ile ilgili olan (ham su kaynakları/arıtma tesisleri, isaliye ve şebeke hatları), insanla ilgili olan olarak üç bileşen üzerinden değerlendirme yapılması uygun olur. Ayrıca yan bileşenler olarak da su kullanımı ile ilintili teknik ve insana özgü su kaçak ve kayıpları hususudur.
Bu ana ve yan bileşenlerin verilerini irdelersek bugün için İstanbul’da su sorunu yok diyebiliriz. Ancak bu ifademizi “ama” ile devam ettirmemizi gerektiren çok önemli bilimsel, idari ve sosyolojik verilere de sahibiz.
- İklim değişikliği (küresel ısınma/kuraklık): 2015’te bildirilen Paris İklim Antlaşması’na göre küresel ısınma düzeyinin ortalama 1.5 kesinlikle sınırlı tutulması istenirken Türkiye’de bu eşiğin şimdiden 1.5 üzerinde seyrettiği ve buna bağlı bu yaz çok sık ve yaygın bölgelerde görülen orman yangınları (birçoğu insan kaynaklı veya enerji hatlarının özelleşmesine bağlı işletme kusurları olduğu iddia edilmektedir) ve kuraklık ile birlikte mevsimsel yağışların azalmasının yarattığı su havzalarına düşen yağmur suları giderek azalmasıdır. Örneğin İstanbul bölgesinde en önemli su kaynağı olarak Asya bölgesinde bulunan Melen havzasına 2023-2024 yılında düşen yağış miktarı 1571.94 kg/ m2 iken 2024-2025 yılında bu miktar 1137.53 kg/m2 olmuştur. Su kaynağı daha az olan Avrupa tarafında ise Terkos’ta 2023-2024 yılı düşen yağış miktarı 1035.26 kg/m2 iken 2024-2025 yılında 615.86 kg/ m2 olarak saptanmıştır. Bu veriler iklim değişikliği ile birlikte kuraklığın çok ciddi yağış azalmasına neden olduğunu ortaya koymaktadır.
- İSKİ (Ham su kaynakları/Arıtma tesisleri ve şebeke hatları): İSKİ olarak İstanbul kentine içme suyu sağlanmasında en önemli kaynağımız olan Melen su sisteminden 2025 yılında regülatörlerle almaya planladığımız su miktarı 200 milyon m3 iken bu bölgenin yukarıda belirttiğimiz nedenlerle hiç yağış almamasına bağlı su miktarında çok ciddi düşüşe bağlı gelecek Kasım-aralık aylarına kadar alınması planlanan su miktarı 150 milyon m3 düzeylerine inmiştir. Yine Melen su sisteminden 2025 Ağustos ayında İstanbul şebeke sistemine verilen su miktarı 9 milyon m3 iken 2024 Ağustos ayında bu miktar 16 milyon m3‘tür. Bu veriler İstanbul bölgesinde en çok yağış alan Melen havzasında su düzeylerindeki azalmayı ve sıkıntıyı göstermektedir.
SAZLIDERE’NİN ÖNEMİ
Asya tarafının en önemli su kaynağı olup Avrupa tarafına boğazdan geçen iki isaliye hattı (Sarayburnu ve Beykoz) ile besleyen Melen su sisteminin durumu böyle iken Avrupa tarafında zaten kısıtlı olan su kaynaklarından 2024’e göre 2025’te daha fazla su alınıp şebekeye verilmiştir. Bu noktada İstanbul’un Avrupa tarafına su sağlama bakımından en önemli su kaynağı olan Sazlıdere Barajı 2025’te cumhurbaşkanı kararı ile su kaynağı olmaktan çıkartılmış yani su kullanım maksadı bakımından yüzde sıfıra indirilerek önemli bir su kaynağı yok edilme sürecine sokulmuştur. Bu kadar kritik öneme sahip olan Sazlıdere su kaynağından İstanbul şebeke sistemine 2024 yılı ağustos ayında 1.103.137 m3/ay su verilmiş iken 2025 Ağustos ayında ise 4,2 kat daha fazla miktarda (4.615.300 m3/gün) arıtılmış içme suyu şebekeye aktarılmıştır.
Ayrıca İstanbul’da su kaynaklarından alınan arıtılmış suların daha planlı, kaybedilmeden ve amaca uygun olarak kullanılabilmesi için İSKİ olarak isaliye ve şebeke hatlarında su kayıp-kaçak oranlarını son 6 yılda yüzde 22’lerden yüzde 18’lere düşürdük. Hedefimiz su kayıp-kaçak oranlarını daha aşağı çekmektir.
- İnsanlar (Su tüketicileri ve üreticileri): İstanbul’da su döngüsünün çok sağlıklı yürütülebilmesi için döngünün en önemli halkası olan tüketiciler yani insanların su tüketimi hususunda eğitim ve bilinç düzeyleri çok önem kazanmaktadır. Ayrıca İSKİ’nin yönetimsel ve çalışanlarının moral ve motivasyon yönünden yıpratılmaması ve hizmetlerinin siyasi saiklerle engellenmemesi hususu çok önemlidir. Yalnızca mevsimsel yağışlarla kazanılan ve şebekeye verilmeye çalışılan suların İSKİ tarafından özel arıtma teknikleriyle içilebilir standartlarda kilometrelerce uzunluktaki isaliye-şebeke hatları ile musluklardan akıtılan suların tüketilmesinde tasarruf önlemlerinin daha da önem kazanması akıldan hiç çıkartılmamalıdır.
KARAR GERİ ÇEKİLMELİ
16 milyonun üzerinde kişinin yaşadığı İstanbul’da bugün için içme suyu sorunu gözükmese de geleceğe ilişkin yeni su kaynakları yaratmayla ile ilintili planlama ve uygulama projeleri yaşama geçirilmezse su stresinin giderek artacağı aşikârdır. İleride bu stresi yaşamamak için özellikle bitirilme öngörüsü bakanlık-DSİ tarafından 2030 yılı olarak açıklanan Melen Barajı’nın ivedilikle bu tarihte tamamlanması ve yetersiz su kaynaklarına sahip Avrupa tarafında Sazlıdere Su Barajı ile ilgili alınan cumhurbaşkanı kararının geri çekilmesi ve bu bölgedeki yapılaşmaların derhal durdurulması ayrıca yine bu bölgeye dönük Rezve (Mutludere) su kaynağının İstanbul şebeke sistemine önümüzdeki yıllarda kazandırılması gerekmektedir. Ama her şeyden önce kent yaşayanlarının su tasarrufu konusunda daha bilinçli ve dikkatli olmalarında yarar vardır.
PROF. DR. BEKİR S. KOCAZEYBEK
KLİNİK MİKROBİYOLOJİ UZMANI, İÜC, CERRAHPAŞA TIP FAKÜLTESİ