İstanbul’da su sorunu yok ama... - Bekir S. Kocazeybek
Olaylar Ve Görüşler
Son Köşe Yazıları

İstanbul’da su sorunu yok ama... - Bekir S. Kocazeybek

11.09.2025 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

İstanbul, resmi olarak 16 milyonluk nüfusu ve giderek artan günlük ortalama 3.5 milyon m3/gün su tüketimi ile en çok su stresi yaşayan kentlerimizden biridir.

Bugün için İstanbul’un su problemi yoktur ancak önümüzdeki aylarda ve yıllarda olmayacağı anlamına gelmemektedir. Bu konuyu bir bilim insanı gözüyle bugünden geleceğe dönük objektif, bilimsel ve halk sağlığını önceleyerek irdelersek çok da karamsar olmadan ortak akıl zemininde planlamaları yaparak yeni arayışlara girmek zorunda olduğumuzu ifade edebilirim.

İstanbul kentine dönük su üretimi mevsimsel yağmur sularının yüzeysel su şeklinde su havzalarında biriktirilmesiyle sağlanmaktadır. Bu süreç 12 ham su kaynağından 15 su arıtma tesisi marifetiyle yürütülmektedir.

İstanbul’da içme suyu döngüsünün ana bileşenleri olarak iklimle ilgili (yağmur ve kar sularının düzeyi), İSKİ ile ilgili olan (ham su kaynakları/arıtma tesisleri, isaliye ve şebeke hatları), insanla ilgili olan olarak üç bileşen üzerinden değerlendirme yapılması uygun olur. Ayrıca yan bileşenler olarak da su kullanımı ile ilintili teknik ve insana özgü su kaçak ve kayıpları hususudur.

Bu ana ve yan bileşenlerin verilerini irdelersek bugün için İstanbul’da su sorunu yok diyebiliriz. Ancak bu ifademizi “ama” ile devam ettirmemizi gerektiren çok önemli bilimsel, idari ve sosyolojik verilere de sahibiz.

- İklim değişikliği (küresel ısınma/kuraklık): 2015’te bildirilen Paris İklim Antlaşması’na göre küresel ısınma düzeyinin ortalama 1.5 kesinlikle sınırlı tutulması istenirken Türkiye’de bu eşiğin şimdiden 1.5 üzerinde seyrettiği ve buna bağlı bu yaz çok sık ve yaygın bölgelerde görülen orman yangınları (birçoğu insan kaynaklı veya enerji hatlarının özelleşmesine bağlı işletme kusurları olduğu iddia edilmektedir) ve kuraklık ile birlikte mevsimsel yağışların azalmasının yarattığı su havzalarına düşen yağmur suları giderek azalmasıdır. Örneğin İstanbul bölgesinde en önemli su kaynağı olarak Asya bölgesinde bulunan Melen havzasına 2023-2024 yılında düşen yağış miktarı 1571.94 kg/ m2 iken 2024-2025 yılında bu miktar 1137.53 kg/m2 olmuştur. Su kaynağı daha az olan Avrupa tarafında ise Terkos’ta 2023-2024 yılı düşen yağış miktarı 1035.26 kg/m2 iken 2024-2025 yılında 615.86 kg/ m2 olarak saptanmıştır. Bu veriler iklim değişikliği ile birlikte kuraklığın çok ciddi yağış azalmasına neden olduğunu ortaya koymaktadır.

- İSKİ (Ham su kaynakları/Arıtma tesisleri ve şebeke hatları): İSKİ olarak İstanbul kentine içme suyu sağlanmasında en önemli kaynağımız olan Melen su sisteminden 2025 yılında regülatörlerle almaya planladığımız su miktarı 200 milyon m3 iken bu bölgenin yukarıda belirttiğimiz nedenlerle hiç yağış almamasına bağlı su miktarında çok ciddi düşüşe bağlı gelecek Kasım-aralık aylarına kadar alınması planlanan su miktarı 150 milyon m3 düzeylerine inmiştir. Yine Melen su sisteminden 2025 Ağustos ayında İstanbul şebeke sistemine verilen su miktarı 9 milyon m3 iken 2024 Ağustos ayında bu miktar 16 milyon m3‘tür. Bu veriler İstanbul bölgesinde en çok yağış alan Melen havzasında su düzeylerindeki azalmayı ve sıkıntıyı göstermektedir.

SAZLIDERE’NİN ÖNEMİ

Asya tarafının en önemli su kaynağı olup Avrupa tarafına boğazdan geçen iki isaliye hattı (Sarayburnu ve Beykoz) ile besleyen Melen su sisteminin durumu böyle iken Avrupa tarafında zaten kısıtlı olan su kaynaklarından 2024’e göre 2025’te daha fazla su alınıp şebekeye verilmiştir. Bu noktada İstanbul’un Avrupa tarafına su sağlama bakımından en önemli su kaynağı olan Sazlıdere Barajı 2025’te cumhurbaşkanı kararı ile su kaynağı olmaktan çıkartılmış yani su kullanım maksadı bakımından yüzde sıfıra indirilerek önemli bir su kaynağı yok edilme sürecine sokulmuştur. Bu kadar kritik öneme sahip olan Sazlıdere su kaynağından İstanbul şebeke sistemine 2024 yılı ağustos ayında 1.103.137 m3/ay su verilmiş iken 2025 Ağustos ayında ise 4,2 kat daha fazla miktarda (4.615.300 m3/gün) arıtılmış içme suyu şebekeye aktarılmıştır.

Ayrıca İstanbul’da su kaynaklarından alınan arıtılmış suların daha planlı, kaybedilmeden ve amaca uygun olarak kullanılabilmesi için İSKİ olarak isaliye ve şebeke hatlarında su kayıp-kaçak oranlarını son 6 yılda yüzde 22’lerden yüzde 18’lere düşürdük. Hedefimiz su kayıp-kaçak oranlarını daha aşağı çekmektir.

- İnsanlar (Su tüketicileri ve üreticileri): İstanbul’da su döngüsünün çok sağlıklı yürütülebilmesi için döngünün en önemli halkası olan tüketiciler yani insanların su tüketimi hususunda eğitim ve bilinç düzeyleri çok önem kazanmaktadır. Ayrıca İSKİ’nin yönetimsel ve çalışanlarının moral ve motivasyon yönünden yıpratılmaması ve hizmetlerinin siyasi saiklerle engellenmemesi hususu çok önemlidir. Yalnızca mevsimsel yağışlarla kazanılan ve şebekeye verilmeye çalışılan suların İSKİ tarafından özel arıtma teknikleriyle içilebilir standartlarda kilometrelerce uzunluktaki isaliye-şebeke hatları ile musluklardan akıtılan suların tüketilmesinde tasarruf önlemlerinin daha da önem kazanması akıldan hiç çıkartılmamalıdır.

KARAR GERİ ÇEKİLMELİ

16 milyonun üzerinde kişinin yaşadığı İstanbul’da bugün için içme suyu sorunu gözükmese de geleceğe ilişkin yeni su kaynakları yaratmayla ile ilintili planlama ve uygulama projeleri yaşama geçirilmezse su stresinin giderek artacağı aşikârdır. İleride bu stresi yaşamamak için özellikle bitirilme öngörüsü bakanlık-DSİ tarafından 2030 yılı olarak açıklanan Melen Barajı’nın ivedilikle bu tarihte tamamlanması ve yetersiz su kaynaklarına sahip Avrupa tarafında Sazlıdere Su Barajı ile ilgili alınan cumhurbaşkanı kararının geri çekilmesi ve bu bölgedeki yapılaşmaların derhal durdurulması ayrıca yine bu bölgeye dönük Rezve (Mutludere) su kaynağının İstanbul şebeke sistemine önümüzdeki yıllarda kazandırılması gerekmektedir. Ama her şeyden önce kent yaşayanlarının su tasarrufu konusunda daha bilinçli ve dikkatli olmalarında yarar vardır.

PROF. DR. BEKİR S. KOCAZEYBEK

KLİNİK MİKROBİYOLOJİ UZMANI, İÜC, CERRAHPAŞA TIP FAKÜLTESİ

Yazarın Son Yazıları

Tek Çin ilkesi - Wei Xiaodong

Türkiye’de Çin’in Tayvan bölgesi yaygın olarak bilinse de bu bölgeye ilişkin tarihi ve siyasi bilgiler genellikle sınırlı kalmaktadır.

Devamını Oku
05.12.2025
Cumhuriyete sahip çıkma konuşması: Atatürk’ün ‘Bursa Nutku’ - Hamdi Yaver Aktan

Mustafa Kemal Paşa, 3 Şubat 1933 akşamı İzmir Kordon’daki köşkte akşam yemeği sırasında Bursa’daki olayı öğrenir.

Devamını Oku
03.12.2025
Demokraside seçilenler özgür olmalı - Hüseyin Mert

Demokrasi; çağdaş yaşamın, mutluluğun, ekonomik kalkınmanın ve her türlü gelişmenin önkoşulu, altyapısı ve temelidir.

Devamını Oku
03.12.2025
İktidarın eğitimdeki U dönüşleri - Nazım Mutlu

Siyasal yaşamının toplamı çeyrek yüzyılı bulan iktidar partisinin kısa tarihi, sayısız U dönüşleriyle doludur.

Devamını Oku
03.12.2025
Tekke ve zaviyelerin kapatılması - Doç. Dr. Hüner Tuncer

Tekkeler ve zaviyeler, İslamdaki tarikatların dinsel tören, toplantı ve eğitim yerleridir.

Devamını Oku
02.12.2025
Suyun akışını sürdürmek - Dr. Anıl Yıldırım Poyraz

“Su ateşe galiptir ancak bir kaba girerse ateş onu kaynatıp yok eder.” - Mevlana

Devamını Oku
02.12.2025
21.yüzyılda Türkiye’de sosyal demokrasi - Halil Sarıgöz

Sosyal demokrat partilerin tarihsel serüvenine baktığımızda, parti programlarının yalnızca birer teknik metin değil; toplumun yönünü, siyasal aklın niteliğini ve iktidar imgelemini belirleyen kurucu belgeler olduğunu görürüz.

Devamını Oku
01.12.2025
Gıda güvenliği sistemimiz alarm veriyor - Adnan Serpen

Gıda yaşam için olmazsa olmazdır ancak kirlenirse hastalığa, hatta ölüme bile neden olabilmektedir.

Devamını Oku
01.12.2025
Buğra Gökce, Silivri'den Cumhuriyet'e yazdı

Otuz altıncı pazar...

Devamını Oku
29.11.2025
İhanetin adı barış olamaz… - Erol Ertuğrul

Güzel yurdumuzda 23 yıldır uygulanan politikalarla, üniter devlet yapımıza ve Cumhuriyetimizin kuruluş anlayışına uymayan görüşler seslerini yükseltmeye başladı.

Devamını Oku
29.11.2025
İddianame hukukla bağlı mı? - Doğan Erkan

İmamoğlu iddianamesi başından beri hukuk dili yerine tercih edilen siyasal retoriğiyle, delil boşluğuyla, rivayet anlatımlarıyla tartışılıyor.

Devamını Oku
28.11.2025
İmralı ziyareti ve TBMM - Hüseyin Özkahraman

Türkiye’de “Kürt meselesi”, etnik kimlik tartışmalarını aşan; devlet-toplum ilişkilerini, siyasal katılım biçimlerini, demokratikleşme dinamiklerini ve meşruiyet tartışmalarını doğrudan etkileyen çok katmanlı bir olgudur.

Devamını Oku
28.11.2025
Kurucu felsefeye dönüş - Mehmet Tomanbay

Son açıklanan TÜİK verileri enflasyon, işsizlik ve derinleşen yoksulluğun gittikçe büyüyen sorunlar olduğunu göstermektedir.

Devamını Oku
27.11.2025
Seçimin sakatlanması - Cihangir Dumanlı

Anayasamızın 2. maddesine göre Türkiye Cumhuriyeti demokratik bir devlettir.

Devamını Oku
27.11.2025
Düzensiz dünya nereye gidiyor? - Nejat Eslen

Yeni bin yılın ilk yüzyılının ilk çeyreği yakında bitecek.

Devamını Oku
26.11.2025
İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

Devamını Oku
26.11.2025
Eğitim sürecinde öğretme ve öğrenme - Cihat Karaali

Geçmişte eğitimciler yalnızca öğretmen değillerdi.

Devamını Oku
26.11.2025
Radbruch formülü ve Türkiye bağlamı - Başar Yaltı

Daha önce bu sütunlarda yayımlanan “Adaletsizliği Görmek” (Cumhuriyet, 07.11.2025) başlıklı yazımızda; adalete giden yolun adaletsizliği görmekten geçtiğini, bir hukuk düzeninde karar veren konumundaki tüm görevliler ile hukuk normlarını uygulayan tüm yetkililerin adaletsizliği görmek, önlemek ve adaleti yerine getirmekle görevli olduklarını, adaletsizliği görme yetisine sahip olmayanların yargıç ve savcı yapılmaması gerektiğini belirtmiştik.

Devamını Oku
25.11.2025
Türkiye Araf’ta - Gani Işık

Şimdilerde Türkiye’ye bir hal oldu; Cumhur İttifakı, İmralı ile hemhal oldu.

Devamını Oku
25.11.2025
Öğretmenim, canım benim! - Duran Güldemir

24 Kasım Öğretmenler Günü’nün anlamını ve önemini anlatmak için söylenecek çok söz var elbette ancak Ceyhun Atuf Kansu’nun “Dünyanın Bütün Çiçekleri” şiirinin bu dizeleri sanki bir başka söze gerek yoktur der gibi derin bir duygusallık içine sürüklemektedir bizi.

Devamını Oku
24.11.2025
Uçak kazasının düşündürdükleri... - Cumhur Utku

Geçen hafta Azerbaycan-Gürcistan sınırında düşen askeri uçağımızla ilgili bir tanımı düzeltelim

Devamını Oku
22.11.2025
Türkiye’de şap hastalığı neden hâlâ bitmiyor? - Gülay Ertürk

Türkiye’de hayvancılığın en büyük sorunlarından biri, aradan geçen yüzyıllara rağmen hâlâ kontrol altına alınamayan şap hastalığıdır.

Devamını Oku
21.11.2025
‘Ot otlayanlar’dan bugüne - A. Celal Binzet

Günümüzün yakıcı sorunlarından birisi olan vergi, bozuk sistemin ana nedenlerinin başında geliyor.

Devamını Oku
21.11.2025
Bir döneğin anatomisi - Çiğdem Bayraktar Ör

Dün söylediğini bugün unutuyor; hayır, unutmuyor; “Dün söylediğini yutuyor”!

Devamını Oku
21.11.2025
Dünya Çocuk Hakları Günü - Recep Nas

Çocuk Haklarına İlişkin Sözleşme, 20 Kasım 1989 günü Birleşmiş Milletler’ce kabul edilmiş, 2 Eylül 1990’da yürürlüğe girmiştir.

Devamını Oku
20.11.2025
CHP'nin iktidar kurultayı - Ziya Yergök

Türkiye’nin kurucu ve birinci partisi, iktidarın en güçlü adayı CHP, 28- 30 Kasım tarihlerinde 39. olağan kurultayını yapacak.

Devamını Oku
20.11.2025
Güvenlik kültürü üzerine - Gazi Zorer

Ülkemizin büyük kısmı aktif deprem kuşağında ve sıklıkla depremi yaşıyoruz ama esaslı bir deprem master planımız yok.

Devamını Oku
19.11.2025
Kemalizm karşıtlığının maskesi - Tunay Şendal

Türkiye, 10 Kasım’ın manevi ağırlığı altında, Mustafa Kemal Atatürk’ün mirasına yönelik tartışmaların bir kez daha alevlendiği bir kırılma anına tanık olmuştur.

Devamını Oku
19.11.2025
Gözden gönüle akan bir aydın - Mücteba Binici

Veteriner hekim Nihat Köse ile ilk karşılaşmamız, 1988 yılının ağustos ayında Samsun Sahra Sıhhıye Askeri Okulu’nda başladı.

Devamını Oku
19.11.2025
İhanet ve gerçekler - Doğu Silahçıoğlu

1914-1918 Birinci Paylaşım Savaşı’nda İngiliz, Fransız, İtalyan ve Yunan işgaline uğrayan Anadolu; Mustafa Kemal önderliğinde başlatılan Milli Mücadele ve Kurtuluş Savaşı döneminde, ardında yayılmacı sömürgecilerin ve Saray’ın durduğu ihanet dolu bir sürece sahne oldu.

Devamını Oku
18.11.2025
Kavramların sosyal yaşamdaki etkisi - İsmail Doğan

İnsanlık bir arada yaşamaya başladığı andan itibaren sosyalleşme doğal bir gereksinim olarak ortaya çıkmıştır.

Devamını Oku
18.11.2025
Masumiyet karinesi - Suna Türkoğlu

Hukuk devletinin vazgeçilmez unsurlarından biri olan “masumiyet karinesi” veya “suçsuzluk karinesi”, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 38’inci maddesinin dördüncü fıkrasında, “Suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar kimse suçlu sayılamaz” hükmü ile pozitif hukukta da yer almaktadır.

Devamını Oku
17.11.2025
Çalışma yasalarında değişim gerekli mi? - Dr. Engin Ünsal

Yasalar da canlılar gibi zamanla yaşlanır ve işlevini yapamaz duruma gelir.

Devamını Oku
17.11.2025
KKTC 42 yaşında! - İhsan Tayhani

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin kurulduğu 15 Kasım 1983’te dünyaya gelenler, şimdi 42 yaşındalar ve onlar, anne ve babalarından farklı olarak özgürlüklerinin güvencesi olan bir Cumhuriyetin kucağına doğdular.

Devamını Oku
15.11.2025
Erken yaşta okur yetiştirmek - Prof. Dr. Sedat Sever

Edebiyat yapıtları, Montaigne’in belirlemesiyle, “Bizim kendimizin dışına, ötemize gitmemize” kılavuz olan estetik birer uyarandır.

Devamını Oku
13.11.2025
Sosyalizm ve cumhuriyet - Kaan Eroğuz

Neoliberal küreselleşmenin 40 yılı aşkın sürede yarattığı tahribat...

Devamını Oku
13.11.2025
Hukuk devleti mi, yargı devleti mi? - Av. Erol Türk

Hukuk devleti herkesin, devleti yönetenlerin de hukuka bağlı olduğu, hukukun üstünlüğünü ve temel hak ve özgürlükleri güvence altına alan devlettir.

Devamını Oku
12.11.2025
Ankara Hukuk Fakültesi 100 yaşında - Av. Ahmet AKGÜL

5 Kasım 1925 tarihinde, ilk TBMM binasının toplantı salonunda yapılan törende Ankara’da leyli (yatılı) – nehari (gündüzlü) bir hukuk mektebi açılmıştı.

Devamını Oku
12.11.2025
Onlar daha çocuktu… - Şükrü KARAMAN

Kocaeli’nin Dilovası ilçesinde merdiven altı parfümeri imalathanesinde meydana gelen patlamada üçü çocuk altı emekçi...

Devamını Oku
12.11.2025
Efsanevi bir dönemin sonu - Doç. Dr. Hüner Tuncer

10 Kasım 1938 tarihi, tarihte hiç kuşkusuz bir dönüm noktasıdır! Bu tarihle birlikte Türkiye’de efsanevî bir dönem sona ermiştir. Cumhuriyet’in kuruluşundan itibaren gözlerini her gün yeni bir masala, gerçekleşmesi olanaksız gibi görünen yeni bir düşe açan Türk ulusu, bundan böyle hiçbir şeyin eskisi gibi olamayacağının ayırdına varmaya başlayacaktır.

Devamını Oku
11.11.2025