Olaylar Ve Görüşler

Marmara Denizi ve kirlilik gerçeği - Prof. Dr. Seval SÖZEN

24 Haziran 2022 Cuma

Müsilaj sorunu ile birlikte bütün gözler önce Marmara Denizi’ne, sonra da İstanbul’a çevrildi. Peki gerçekten en büyük neden İstanbul’dan kaynaklanan atıksular mı? Bunu bu yazıda İSKİ’nin 2021 yılı resmi rakamları ile ortaya koymaya çalışalım.

İstanbul’dan günde yaklaşık 3.8 milyon metreküp atıksu çıkmaktadır. Bu atıksuların yaklaşık yüzde 45’i Marmara Denizi’ne, yüzde 55’i İstanbul Boğazı’nın alt akımına deşarj edilmektedir. Marmara Denizi’ne, derin deniz deşarjı ile verilen atıksular, Küçükçekmece hariç, ileri biyolojik arıtma olarak tanımlanan organik madde ile birlikte azot ve fosforu da giderebilen teknolojiye sahip arıtma tesislerinde arıtılmaktadır. Küçükçekmece tesisinden fiziksel arıtma ile deşarj edilen atıksular da İSKİ’nin yeni yatırımları ile Ataköy ve Ambarlı tesislerine aktarılıp, kısa bir dönem içerisinde ileri biyolojik arıtmadan geçirilerek Marmara Denizi’ne deşarj edilecektir. Bu yatırımın da tamamlanması durumunda 233 ton/gün olan organik madde yükü yaklaşık 92 ton/gün düzeyine düşecektir.

İstanbul Boğazı’nın alt akımına yapılan derin deniz deşarjları Boğaz’ın hidrodinamik yapısı nedeniyle doğrudan Karadeniz’in oksijen içermeyen alt tabakalarına taşınmaktadır. İstanbul Boğazı’nın iki tabakalı hidrodinamik yapısı nedeniyle üst akımla Karadeniz’den Marmara Denizi’ne, alt akımla Marmara Denizi’nden Karadeniz’e taşınım mevcuttur. Baltalimanı, Küçüksu, Üsküdar ve Paşabahçe’den yapılan atıksu deşarjları doğrudan, Marmara Denizi ve İstanbul Boğazı arasındaki karışım bölgesine yapılan Yenikapı ve Kadıköy atıksu deşarjlarının da hemen hemen tamamı Karadeniz’in alt akımındaki ölü bölgeye ulaşmaktadır. (Bu deşarjlar, Marmara Denizi’ne etkisi olmayan deşarjlardır.)

ULUSLARARASI SORUMLULUK

İstanbul Boğazı’nın alt akımı ile Karadeniz’e olan aktarımın tersine, üst akımla da Karadeniz’den Marmara Denizi’ne taşınım mevcuttur. Orta ve Doğu Avrupa’dan gelen Tuna Nehri ve Ukrayna, Beyaz Rusya ve Rusya’dan dökülen Dinyeper, Dinyester, Don nehirlerinin taşıdığı kirlilik Karadeniz’den üst akım ile İstanbul Boğazı aracılığıyla Marmara Denizi’ne gelmektedir. Karadeniz’den taşınan miktar günde yaklaşık 14 bin 400 ton KOI (organik madde göstergesi), 270 ton azot ve 12 ton fosfordur. Sorunun çözümünde uluslararası bir sorumluluk paylaşımı yapılması gerektiği dikkate alınmalıdır.

Bunun ötesinde Marmara Denizi’ne yayılı kaynaklar ile ne kadar kirletici madde ulaştığının bilgisi mevcut değildir. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından hazırlanan Marmara Denizi Bütünleşik Stratejik Planı 2021-2024 kapsamında Marmara Denizi havzasında bitkisel üretim, hayvancılık ve arazi örtüsü nedeniyle kaynağında oluşan yayılı kaynaklı kirliliğin günde yaklaşık 900 ton azot ve 215 ton fosfordan oluştuğu belirtilmiştir. Bu kirleticilerin en iyi olasılıkla yüzde 10’unun (90 ton azot, 21 ton fosfor) Marmara Denizi’ne ulaştığı düşünülürse evsel atıksular kadar bu yayılı kaynakların da önemi anlaşılabilir.

Marmara Denizi çevresinde faaliyet gösteren endüstriler için bazı özel kategoriler dışında, azot ve fosfor parametrelerine kısıt getirilmesinin bir anlam taşımayacağını belirtmek gerekir. Bu noktada endüstriyel atıksular içerisinde mevcut olması muhtemel ağır metaller, zehirli ve maddelere odaklanmak gerekir.

Kısacası, Marmara Denizi’nde alınacak önlemler kapsamında İstanbul Boğazı’nın hidrodinamik özellikleri bir tarafa bırakılarak, boğazın alt akımına yapılan tüm atıksu deşarjlarına da Marmara Denizi’ne yapılan deşarjlar için mutlaka uygulanması gereken ileri biyolojik arıtma uygulaması getirmek İstanbul yatırımlarının bu aşamada önceliği olmamalıdır.

PROF. DR. SEVAL SÖZEN

İTÜ ÖĞRETİM ÜYESİ



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları