Olaylar Ve Görüşler

Medeniyet savaşında karar Diyanet’in - Yavuz Selim BİRTANE

17 Ağustos 2022 Çarşamba

Türkiye’de cemaatlerin büyük çoğunluğunun doğrudan bağlı olduğu Nakşibendi tarikatının medyada en çok görünen yüzü Ahmet Ünlü’nün (Cübbeli Ahmet) geçen haftalarda yaptığı açıklamalar gündemi uzun süre meşgul etti.

Diyanet’e bağlı camilerde yabancı uyruklu, terör bağlantılı selefilerin vaaz verdiğini, sohbet düzenlediğini ve namaz kıldırdığını dile getiren Ünlü, Türkiye’de etkin 2000 derneğe sahip selefiliğin ülke genelindeki nüfusunun yüzde 3.6’ya yükseldiğini, kendisinin de tehdit edildiğini, bu grupların yer altında silahlara sahip olduğunu, çeşitli terör örgütleri ve ülkelerce fonlandığını, bu durumun devamı halinde Türkiye’nin bir iç savaşa sürükleneceğini belirtti.

Daha önce MİT raporlarına da yansıyan bu endişe verici yükselişin yarattığı korkuyu Diyanet’in basit, kısa ve yetersiz açıklamaları dindiremedi.

SELEFİ TEHLİKE

Ünlü’nün açıklamaları henüz gündemdeki yerini kaybetmeden, beş ayrı cemevine düzenlenen organize saldırı, mevcut korkuyu daha da artırdı.

Hemen ardından Eyüp Camisi’nin sanat eseri niteliğindeki çinilerine “şeytan işareti” taşıdığı gerekçesiyle çekiçle saldırı düzenlendi. Yüzlerce yıllık tarihi eser paramparça oldu. Sadece bir aylık zaman diliminde yoğun Türkiye gündeminde defalarca yer alan bu konu, iddia edildiği gibi artık milli güvenlik “tehdidi” olma özelliğini yitirerek tam anlamıyla bir milli güvenlik “sorunu”na dönüştü. Öyle ki yıllarca laik devlet düzeninin karşısında yer alan İsmailağa cemaatinin medya önündeki temsilcisi bile hayret ve tedirginlik içerisinde kaldı. 

Türkiye’de toplumun akıbeti, Eyüp Camisi’nin güzel çinileri gibi paramparça edilmeden önce; milyonlarca lira bütçeye, yüz binin üzerinde aktif personele sahip Diyanet, selefilikle mücadele programı oluşturabilecek mi?

Yoksa dinen, vicdanen ve fikren hür olmanın biricik sigortasını, bu ülkede hiç kimsenin tedirgin hissetmemesi için kabul ettiğimiz ve bugünlerin yaşanacağını çok önceden sezerek -şimdi bir cemaat liderinin bile sığınmak ve talep etmek zorunda kaldığı- denetim vazifesini Diyanet’i kurarak kurumsallaştıran laiklik ilkesi ile kavga devam mı edecek?

"EN DOĞRU YOL"

Sünni yahut Şii, kendisine biat etmeyen tüm grup ve kişileri kâfir ilan ederek katlini vacip gören, radikalizmin doruk noktası selefilik, Ortadoğu’nun çeşitli yerlerinde mezarları, türbeleri, minareleri yıkmak ve sanat eserlerini, müzik aletlerini, kitapları yakmak gibi terör eylemleri ile adını duyurdu.

Medeniyete karşı açılan selefi savaşı hakkında insan ister istemez medeniyet timsalinin meşhur sözlerini düşünüyor: “En doğru, en gerçek yol, medeniyet yoludur. Medeniyetin gerektirdiğini yapmak insan olmak için yeterlidir.”

Bu milli güvenlik sorununda, en büyük sorumluluğa sahip kurum, medeniyet yolunun, insanlık yolunun koruyucusu mu olacak, yoksa medeniyet düşmanlarının korku imparatorluğuna göz mü yumacak?

YAVUZ SELİM BİRTANE



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları